Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2431-2440 )
2431 - Ebu Mahzura
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, bana ezanin usulunu
ogret" dedim. Bunun uzerine basimin on kismini meshederek:
"Allahu ekber, Allahu
-ekber, Allahu ekber, Allahu ekber dersin ve bunlari derken sesini yukseltirsin.
Sonra: "Eshedu en la ilahe illallah, eshedu en la ilahe illallah, eshedu
enne Muhammeden Resulullah, eshedu enne Muhammeden Resulullah dersin ve bunlari
soylerken sesini alcaltirsin, sonra sesini sehadette tekrar yukseltirsin:
Eshedu en la ilahe illallah eshedu en la ilahe illallah.
Eshedu enne Muhammeden
Resulullah, eshedu enne Muhammeden Resulullah.Hayye ala's-salati hayye
ala's-salat.Hayye ala'l-felahi hayye ala'l-felah.
Eger okudugun ezan sabah
ezani ise sunu da soylersen:
"es-Salatu hayrun
mine'n-nevm, es-salatu hayrun mine'n nevm (Namaz uykudan hayirlidir). Allahu
ekber Allahu ekber, Lailahe illallah."
Muslim, Salat 6, (379); Ebu
Davud, Salat 28, (500-505); Tirmizi, Salat 140, (191); Nesai, Ezan 3, 4, 5, 6,
(2, 4-8).
2432 - Bir diger rivayette soyle
gelmistir: "(Ebu Mahzura dedi ki): "Bana Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) ikameti ikiser ikiser ogretti:
"Allahu ekber, Allahu
ekber,
Eshedu en la ilahe
illallah, Eshedu en la ilahe illallah.
Eshedu enne Muhammeden
Resulullah, Eshedu enne Muhammeden Resulullah.
Hayye ala's-salat, Hayye
ala's-salat.
Hayye ala'l-felah, Hayye
ala'l-felah.
Allahu ekber, Allahu ekber.
Lailahe illallah.
Ebu Davud der ki:
"Abdurrezzak rivayetinde de iki: "(Resulullah devamla): "Ikamet
getirince iki sefer de sunu soyle: Kad kameti's-salat, kad
kameti's-salat!" (Aleyhissalatu vesselam ayrica sordu):
"Duydun mu?" (Ebu
Mahzura):
"Evet!" dedi.
(Hadisi rivayet eden ravi Saib) der ki: "Ebu Mahzura alnindaki saci ne
kestirir ne de ayirirdi. cunku oraya Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in
elleri degmis idi."
Ebu Davud, Salat 28, (501).
2433 - Ibnu Omer
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Ezan Resulullah devrinde ikiser ikiser
idi. Ikamet de birer birer. Ancak (muezzin), ayrica ikiser sefer olmak uzere
kad kameti'-salat, kad kameti's-salat da derdi."
Ibnu Omer devam eder:
"Biz, ikameti isittik mi abdest alir, namaza giderdik."
Ebu Davud, Salat 29, (510);
Nesai, Ezan 2, (2, 3).
2434 - Imam Malik'e
ulastigina gore: "Muezzin, sabah namazini haber vermek icin Hz. Omer (radiyallahu
anh)'in yanina gider. Onu uyuyor bulunca:
"Essalatu hayrun
mine'n-nevm (namaz uykudan hayirlidir)" der. Bunun uzerine Hz. Omer, o
ibareyi sabah ezanina ilave etmesini emreder."
Muvatta, Salat 8, (1, 72).
2435 - Mucahid
(rahimehullah) anlatiyor: "Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'le bir
mescide girdim. Ezan coktan okunmustu. Biz namaz kilmak istiyorduk. Muezzin
tesvibte bulundu (ikamet okudu). Abdullah mescidi terketti ve:
"Haydi bizi bu
bid'atcinin yanindan cikar!" dedi ve orada namaz kilmadi."
Ebu Davud, Salat 45, (538);
Tirmizi, Salat 145, (198).
Tirmizi der ki: "Ibnu
Omer'den rivayet edildigine gore, sabah ezaninda es-salatu hayrun mine'n nevm
derdi."
2436 - Ebu Davud'un bir
rivayetinde soyle gelmistir: "Ben Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'le
beraber idim, bir adam ogle veya ikindi namazinda tesvibte bulundu. Bunun
uzerine (Ibnu Omer): "Bizi (buradan) cikar, zira su (yapilan tesvib)
bid'attir" dedi."
Ebu Davud, Salat 45, (538).
2437 - Hz. Bilal
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana:
"Sabah haric, sakin hicbir namazda tesvibte bulunma!" tembihini
yapti."
Tirmizi, Salat 145, (198).
2438 - Yine Hz. Bilal
(radiyallahu anh) der ki: "Ezanin sonu soyledir: "Allahu ekber,
Allahu ekber, Lailahe illallah."
Nesai, Ezan 16, (2,14).
EZAN VE IKAMETLE ILGILI
HUKUMLER
2439 - Ibnu Omer
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh)'in bir
muezzini geceleyin ezan okumustu. Ezani iade etmisini emretti."
Ebu Davud, Salat 41, (532,
533); Tirmizi, Salat 149, (203).
2440 - Tirmizi'nin yine
Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'dan kaydettigi bir diger rivayet soyledir:
"Hz. Bilal gunes dogmazdan once ezan okumustu. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) ona: "Haberiniz olsun kul uyudu" diye nida etmesini
emretti."
Tirmizi, Salat 149, (203).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2431-2440 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.