Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2441-2450 )

2441 - Hz. Bilal (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Sabah vakti iyice belirinceye kadar ezan okuma!" dedi ve ellerini yanlara dogru acarak: "Soyle!" diye gosterdi."
Ebu Davud, Salat 41 (534).

2442 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir kimse, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a sabah namazinin vaktini sormustu. O da Hz. Bilal'e emretti. Safak sokerken ezan okudu. Ertesi gun ortalik agarincaya kadar sabah ezanini tehir etti. Sonra ikamet okumasini emretti ve namazi kildi. Sonra da adama:
"Iste bu, (sabah) namazinin vaktidir" dedi."
Nesai, Ezan 12, (2, 11, 12).

2443 - Ziyad Ibnu'l-Haris es-Sudai (radiyallahu anh) anlatiyor: "Sabah ezaninin ilk vakti girince, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana emretti, ben de ezan okudum ve:
"Ikamet de getireyim mi ey Allah'in Resulu?" diye sordum. (Soruma hemen cevap vermeyip) dogu tarafina, fecre bakmaya basladi ve:
"Hayir!" dedi. Ne zaman ki safak soktu Hz. Peygamber (bineginden) indi, abdest bozdu. Sonra bana dogru geldi. (Bu ara Ashabi da toplandi. Abdestini aldi. Bilal ikamet okumak istedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Suda'nin kardesi ezan okudu, ezani okuyan ikameti getirsin!" dedi. Ben de ikamet getirdim."
Ebu Davud, Salat 30, (514); Tirmizi, Salat 146, (199).

2444 - Simak Ibnu Harb anlatiyor: "Bilal, gunes (oglede, bati cihetine) kayinca ezan okurdu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) odasindan cikincaya kadar ikamet getirmezdi. Odasindan cikinca, O'nu gorur gormez ikamet getirirdi."
Muslim, Mesacid 160- (606); Tirmizi, Salat 148, (202); Ebu Davud,Salat 44, (537).

2445 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in iki muezzini vardi: Biri Bilal digeri Ibnu Ummi Mektum el-A'ma."
Muslim, Salat 7, (380); Ebu Davud, Salat 42, (535).

2446 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Bilal (radiyallahu anh)'e:
"Ezan okudugun zaman agir agir oku. Ikamet getirdigin zaman da pes pese seri oku. Ezanla ikametin arasina, yemek yiyenin yemeginden, icenini icmesinden, uzerine sikisarak helaya girmis olanin heladan farig olacagi bir zaman fasilasi koy" diye talimat verdi. Sunu da ilave etti: "Beni gorunceye kadar da (ikamet icin) kalkmayin."
Tirmizi; Salat 143, (195).

2447 - Beni Neccar'dan bir kadin demistir ki: "Benim evim, Mescid-i Nebevi'nin etrafindaki en uzun ev idi. Bilal (radiyallahu anh), sabah ezanini evimin daminda okurdu. Seher'den gelip, dama oturur vaktin girmesini gozetlerdi. Vaktin girdigini gorunce gerinir, sonra da:
"Allah'im sana hamdediyor, dinini (muslumanlarin) ikame etmeleri icin, Kureys'e karsi yardimini diliyorum" der, arkadan ezan okurdu."
Kadin devamla der ki: "Vallahi, onun bu duayi terkettigi tek gece bilmiyorum!"
Ebu Davud, Salat 33, (519).

2448 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Namaz icin ezani ancak abdestli olan okusun."
Tirmizi, Salat 147, (201).

2449 - Bir diger rivayette soyle buyrulmustur: "Ezani ancak abdestli olan okusun." Tirmizi der ki: "Onceki rivayet daha sahihtir."
Tirmizi, Salat 147, (200).

2450 - Osman Ibnu Ebi'l-As (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bana en son vasiyetlerinden biri de, ezanina mukabil ucret almayan bir muezzin tutmamdi."

Ebu Davud, Salat 40, (531); Tirmizi, Salat 155, (209); Nesai; Ezan 32, (2, 23).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2441-2450 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.