Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2911-2920 )
2911 - Nesai'nin bir
rivayetinde :"Sabah namazindan once kilinacak iki rek'at nafile namaz
dunyanin tamamindan daha hayirlidir'' denmistir.
Buhari, Teheccud 27;
Muslim, Salatu'l-Musafirin 96, (725); Ebu Davud, Salat 291, 292, (1254, 1258) ;
Tirmizi; Salat307, (416); Nesai; Kiyamu'l-Leyl 56, (252).
2912 - Yine Hz. Aise
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sabah namazinda ezanla
ikamet arasinda hafif iki rek 'at namaz kilardi.''
2913 - Diger bir rivayette
su ibare var: "O iki rek 'ati oyle hafif tutardi ki, ben, "bunlrda
Fatiha'yi okudu mu?'' derdim.''
2914 - Nesai 'nin bir baska
rivayetinde soyle gelmistir: "Muezzin sabah ezaninin birincisini bitirip
sukut ettimi kalkar, sabah namazindan once ve ufukta fecrin acilmasindan sonra
iki rek'at hafif namaz kilar, sonra da sag yaninin uzerine uyurdu.''
Buhari, Teheccud 28, 12;
Muslim, Musafirin 90, (724); Muvatta, Salatu'l-Leyl 29, (1, 127); Ebu Davud,
Salat 292, (1, 255); Nesai, Kiyamu'l-Leyl 60, (3, (256); 58, (3, 252-253).
2915 - Ibnu Abbas
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
sabahin iki rek'atinda cogunlukla sunlari okurdu: Birinci rek'atta (mealen):
"(Ey muminler) deyin ki:
"Biz Allah'a, bize
indirlene;Kur'an'a, Ibrahim'e, Ismail'e, Ishak'a, Ya'kub'a ve torunlarina
(esbata) indirilenlere, Musa'ya, Isa'ya verilenlere ve butun peygamberlere
Rabbleri katindan verilen (Kitap ve ayetlere) iman ettik. Onlardan hic birini
(kimine inanmak, kimini inkar etmek suretiyle) digerinden ayird etmeyiz. Biz,
(Allah'a) teslim olmus (muslumanlar)iz'' (Bakara 136). Ikinci rek'atte de, Al-i
Imran suresindeki su ayet (mealen): "Deki: "Ey Ehl-i Kitap
(Yahudiler, Hiristiyanlar) hepiniz bizimle sizin aranizda musavi (veadil)
birkelimeye gelin. (Soyle) diyerek: "Allah'tan baskasina tapmayi, Ona hic
bir seyi estutmayalim. Allahi birakip da kimimiz kimimizi Rabler (diye)
tanimayalim (Buna ragmen) eger yine yuz cevirirlerse (o halde) deyin ki:
"Sahid olun, biz muhakkak muslumanlariz" (64. ayet).
Muslim, Musafirin 99,
(727); Ebu Davud, Salat 292, (1259); Nesai, Iftitah 38, (2, 155).
2916 - Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sabahin
iki rek'atinda cogunlukla sunlari okurdu: "(Ey muminler) deyin ki:
"Biz Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a), Ibrahim'e, Ismail'e. Ishak'a,
Ya'kub a ve torunlarina (esbat) indirilere, Musa'ya, Isa'ya verilenlere ve
butun peygamberlere Rabbleri katindan verilen (Kitap ve ayetlere) iman ettik.
Onlardan hic birini (kimine inanmk kimini inkar etmek suretiyle) digerinden
ayird etmeyiz. Biz, (Allah'a) teslim olmus (muslumanlar)iz''. (Bakara 136).
Ikinci rek 'atte de: "Ey Rabbimiz, senin indirdigin (oKitab'a) inandik, o
peygambere de tabi olduk. Artik bizi (birligini ve peygamberlerini taniyan)
sahidlerle beraber yaz". (Al-i Imran 53)ayetini okurdu.''
2917 - Yine Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sabahin
iki rek 'atinde sunlari okurdu: "Kul ya eyyuhe 'l- Kafirun '' ve "Kul
huvallahu ahad.''
Muslim, Musafirin 98,
(726); Ebu Davud, Salat 98, (1256); Nesai, Iftitah 39, (2, 155, 156).
2918 - Tirmizi'nin Ibnu
Mes'ud'dan kaydettigi bir rivayette soyle gelmistir: "Ben bir ay kadar
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i goz ucuyla takib ettim, sabahin farzdan
once kilinan iki rek 'atinde su sureleri okuyordu: "Kul ya
eyyuhe'l-Kafirun'' ve "Kulhuvallahu ahad."
Tirmizi, Salat 308, (417).
2919 - Bu rivayet Nesai 'de
biraz farkla soyle gelmistir: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i
yirmi kere goz ucuylatakib ettim, aksamin farzindan sonra kilinan iki rek'atle,
sabahin farzindan once kilinan iki rek 'atte Kafirun ve Ihlas surelerini
okuyordu.''
Nesai, Salat 68, (2,170).
2920 - Hz, Aise
(radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sabahin
iki rek'at nafilesini kildi mi; uyaniksam benimle konusur du, degilsem, muezzin
namaz icin (ikamet okuyuncaya kadar yatardi). ''
Buhari, Teheccud 24, 26 ;
Muslim, Musafirin 133, (743) ; Ebu Davud, Salat 293, (1, 262, 1263); Tirmizi,
Salat 309, (418).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2911-2920 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.