Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3081-3090 )
3081 - Osman Ibnu Ebi'l-As
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, seytan benimle
namazimin ve kiraatimin arasina girip kiraatimi iltibas etmeme sebep oluyor,
(ne yapayim?)''
Aleyhissalatu vesselam bana
su cevabi verdi: "Bu Hinzeb denen bir seytandir. Bunun geldigini hissettin
mi ondan Allah'a sigin. Sol tarafina uc kere tukur!''
(Osman Ibnu Ebi 'I-As) der
ki: "Ben bunu yaptim, Allah Teala Hazretleri onu benden giderdi."
Muslim, Selam 68, (2203).
ORUCUN VE RAMAZAN AYININ
FAZILETI
3082 - Hz. Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Ademoglunun her ameli katlanir. (Zira Cenab-i Hakk'in bu
husustaki sunneti sudur:) Hayir ameller en az on misliyle yazilir, bu yediyuz
misline kadar cikar. Allah Teala Hazretleri (bir hadis-i kudside) soyle
buyurmustur: "Oruc bu kaideden harictir. Cunku o sirf benim icindir, ben
de onu (diledigim gibi) mukafaatlandiracagim. Kulum benim icin sehvetini,
yiyecegini terketti."
"Oruclu icin iki
sevinc vardir: Biri, orucu actigi zamanki sevincidir; digeri de Rabbine
kavustugu zamanki sevincidir. Oruclunun agzindan cikan koku (haluf), Allah
indinde misk kokusundan daha hostur.''
3083 - Bir rivayette de
soyle buyrulmustur: "Oruc perdedir. Biriniz birgun oruc tutacak olursa
kotu soz sarfetmesin, bagirip cagirmasin. Birisi kendisine yakisiksiz laf
edecek veya kavga edecek olursa "ben orucluyum!'' desin (ve ona
bulasmasin).''
Buhari, Savm 2, 9, Libas
78; Muslim,Siyam 164 (1151); Muvatta, Siyam 58, (1, 310); Ebu Davud, Savm 25
(2363); Tirmizi, Savm 55, (764); Nesai, Siyam 41, (2, 160-161); Ibnu Mace,
Siyam 1, (1638), Edeb 58, (3823).
3084 - Yine Ebu Hureyie
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Kim Allah Teala yolunda bir gun oruc tutsa, Allah onunla
ates arasina, genisligi sema ile arz arasini tutan bir hendek kilar.''
Tirmizi, Cihad 3, (1624).
3085 - Ebu Umame
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, bana oyle bir amel
emret ki (yaptigim takdirde) Allah beni mukafaatlandirsin.''
"Sana dedi, orucu
tavsiye ederim, zira onun bir esi yoktur.''
Nesai, Siyam 43, (4, 165).
3086 - Sehl Ibnu Sa'd
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Cennette Reyyan denilen bir kapi vardir. Oradan sadece
oruclular girer. Oruclular girdiler mi artik kapanir, kimse oradan
giremez."
Buhari, Savm 4, Bed'u'l-
Halk 9; Muslim, Siyam 166, (1152); Nesai, Siyam 43, (4, 168); Tirmizi, Savm 55,
(765).
Tirmizi'nin rivayetinde su
ziyade var: "Oraya kim girerse ebediyyen susamaz.''
3087 - Hz. Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Kim bir orucluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabi
kadar sevap yazilir. Ustelik bu sebeple oruclunun seyabindan hicbir eksilme
olmaz.''
Tirmizi, Savm 82, (807);
Ibnu Mace, Siyam 45, (1746).
3088 - Yine Hz. Ebu Hureyre
(radiyallahu anh) anlatiyor: "ResuluIIah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Ramazan ayi girdigi zaman cennetin kapilari acilir, cehennemin
kapilari kapanir ve seytanlar da zincire vurulur."
Buhari, Savm 5,
Bed'u'I-Halk 11, Muslim, Siyam 2, (1079); Nesai, Siyam 5, (4, 129).
3089 - Nesai 'nin bir
rivayetinde soyle gelmistir: "Bir munadi, her gece soyle nida edip
bagirir: "Ey hayir isteyen, gel! Ey ser isteyen kendini serden tut!''
Nesai, Savm 5, (4, 130).
3090 - Hz. Enes
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Ramazandan sonra hangi oruc efdaldir?'' diye sorulmustu, su cevabi verdi:
"Ramazani ta'zim icin
Sa'ban!" Tekrar soruldu:
"Hangi sadaka
efdaIdir?''
"Ramazanda verilen!''
cevabini verdi.''
Tirmizi, Zekat 28, (663).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3081-3090 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.