Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3111-3120 )

3111 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz oruclunun hacamat olmasini, sadece bitap dusmesinden korkup terkettik."
Ebu Davud, Savm 29, (2375); Buhari, Savm 32.

3112 - Ibnu Ebi Leyla, Sahabi bir zattan naklediyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hacamat olmaktan, muvasaladan (ust uste bir kac gun oruc acmamaktan) yasakladi. Ancak bunlari Ashabina haram kilmadi. Kendisine: "Ey Allah'in Resulu, sen sahura kadar orucu devam ettiriyorsun'' denildi de su cevabi verdi:
"Ben sahura kadar uzatiyorum, zira Rabbim bana yedirip icirmektedir."
Ebu Davud, Savm 29, (2374).

3113 - Rafi' Ibnu Hadic (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Soyle buyurdulai: "Hacamat ettiren de, hacamat eden de orucunu acmistir."
Tirmizi, Savm 60, (774); Ebu Davud, Savm 28, (2367); Ibnu Mace, Savm 18, (1679, 1680, 1681).

3114 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam gelerek: "Ey Allah'in Resulu, gozum agriyor, oruclu oldugum halde surme cekiyorum (bu, orucumu bozar mi?)'' diye sordu. Resulullah: "Hayir (bozmaz)" dedi.''
Tirmizi, Savm 30, (726).

3115 - Abdurrahman Ibnu Nu'man Ibni Ma'bed Ibni Hevze an ebihi an ceddihi anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uyku sirasinda gozlere miskle karistirilmis ismid (surmesi) cekilmesini emir buyurdu ve:
"Oruclu bundan sakinsin!" dedi."
Ebu Davud, Savm 31, (2377).

OPME VE MUBASERET

3116 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) oruclu oldugu halde hanimlarindan birini operdi" (Hz. Aise bunu soyleyip sonra guldu.)

3117 - Bir baska rivayette soyle der: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), oruclu iken mubaserette bulunurdu. O, nefsine hepinizden cok hakim idi.''
Buhari, Savm 24, 23; Muslim, Siyam 62-65, (1106); Muvatta, Siyam 14, (1, 292); Ebu Davud, Savm 33, (2382-2386); Tirmizi, Savm 31, (727-729).

3118 - Hz. Cabir anlatiyor: "Hz. Omer Ibnu'I-Hattab (radiyallahu anhuma) (bir gun telasla gelerek):
"Ey Allah'in Resulu! Bugun ben buyuk bir hatada bulundum, oruclu iken (hanimimi) optum!'' dedi. Resulullah da soyle cevapladi:
"Sen oruclu iken mazmaza yapmaz misin? (Bu orucunu bozar mi?)''
(Ravilerden Isa Ibnu Hammad rivayetinde) der ki: "Dedim ki: "Bunda bir beis yok!'' Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Oyleyse niye (opmeden telasa dusuyorsun?)''
Ebu Davud, Savm 33, (2385).

3119 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ocuclunun hanimiyla mubaseretinden sordu. Aleyhissalatu vessalam ruhsat verdi.
Arkadan bir baskasi geldi, o da ayni seyi sordu. Buna mubasereti yasakladi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ruhsat tanidigi kimse yasli birisiydi, yasakladigi kimse de gencti.''
Ebu Davud, Savm 35, (2387).

3120 - Nafi merhum anlatiyor: "Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) orucluyu opme ve mubaseretten men ederdi."

Muvatta, Siyam 20, (1, 293).




Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3111-3120 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.