Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3231-3240 )
3231 - Ebu Zerr radiyallahu
anh anlatiyor. "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Musluman olan bir
kul, sahib oldugu her bir maldan Allah yolunda bir ciftini infak ederse,
cennetin kapicilari onu mutlaka karsilar ve her biri kendi bekledigi kapidan
girmesi icin davet eder."
"Bu nasil olur?"
diye sorulmustu, soyle cevap verdi:
"Diyelim ki mali deve
cinsindendir, iki deve; sigir cinsindendir, iki sigir (infak eder)."
Nesai, Cihad 45, (6,
48-49).
3232 - Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Bir dinar var Allah yolunda harcadin, bir dinar var kole azad etmede
harcadin, bir dinar var fakirler icin tasadduk ettin, yine bir dinar var onu da
ailen icin harcadin. Iste (hep hayirda harcanan) bu dinarlarin sana en cok
sevap getirecek olani ehlin icin harcadigindir."
Muslim, Zekat 39, (995).
3233 - Ebu Mes'ud el-Bedri
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Musluman kisi, ailesinin nafakasi icin harcar ve bundan sevap umarsa
bu ona sadaka olur."
Buhari, Nafakat 1, Iman 41;
Muslim, Zekat 48, (1002); Nesai, Zekat 60, (5, 69); Tirmizi, Birr 42, (1966).
3234 - Ibnu Mes'ud
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Kim ailesine Asure gunu genis (comert) davranirsa Allah da ona
senenin geri kalan gunlerinde genis davranir."
Sufyan servi der ki:
"Biz bunu denedik ve oyle bulduk."
Rezin tahric etmistir.
(Cami'us-Sagir (Serhi Feyzu'l-Kadir'de mevcuttur) 6, 235.
TASADDUK VE INFAKA TESVIK
3235 - Harise Ibnu Vehb
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Sadaka verin. Kisinin eline parayi alip sadaka olarak
vermek uzere ciktigi ve fakat kendisine bagista bulunulan kimsenin "Bunu
dun getirmis olsaydin kabul ederdim, ama su anda ona ihtiyacim yok'' diye cevap
verecegi ve boylece sadakasini kabul edecek bir kimseyi bulamadan sadakasi elinde
oldugu halde geri donecegi zaman yakindir."
Buhari, Fiten 24, Zekat 9;
Muslim, Zekat 58, (1011); Nesai, Zekat 64, (5, 77).
3236 - Ebu Musa
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Muhakkak ki insanlar uzerine oyle bir zaman gelecek ki, o
vakit kisi altindan sadaka ile (carsi pazar) dolasir da bunu kendisinden sadaka
olarak kabul edecek tek kisi bulamaz. O zaman, tek bir erkege kirk tane kadinin
tabi oldugunu ve kadinlarin coklugu ve erkeklerin azligi sebebiyle ona
sigindiklarini gorursun.''
Buhari, Zekat 9; MusIim,
Zekat 59, (1012).
3237 - Hz. Ali (radiyallahu
anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Sadaka vermede acele edin. Cunku bela sadakanin onune gecemez.''
Rezin tahric etmistir.
(Cami'u's-Sagir serh-i Feyzu'I-Kadir'de mevcuttur) 3, 195).
3238 - Hz. Enes
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
buyurdular ki: "Allah arzi yarattigi zaman, arz sallanmaya (tipki bir
hurma agaci gibi saga sola) yalpalar yapmaya basladi, bunun uzerine daglarla
onu sabitlestirdi ve boylece arz istikrarini buldu. Melekler daglarin siddetine
hayrette kaldilar.
"Ey Rabbimiz, dediler,
daglardan daha siddetli bir mahluk yarattin mi?"
"Evet, buyurdu. Demiri
yarattim.''
"Demirden daha
siddetli bir sey yarattin mi?'' dediler. Hak Teala:
"Evet! dedi. Atesi
yarattim.''
"Atesten daha agir bir
sey yarattin mi?" diye yine sordular. Hak Teala:
"Evet, dedi, suyu
yarattim! ''
"Sudan daha siddetli
bir sey yarattin mi?'' dediler. Hak Teala tekrar cevap verdi:
"Evet, ruzgari
yarattim.''
"Ruzgardan daha
siddetli bir sey yarattin mi?'' diye yine sordular. Hak Teala:
"Evet insanoglunu
yarattim'' dedi ve devam etti: "Eger o, sag eliyle sadaka verir, sol eli
gormeyecek kadar gizlerse (daha siddetlidir).''
Tirmizi, Tefsir,
Muavvizateyn 2, (3366).
3239 - Ibnu Omer
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
minberde, sadakadan ve dilenmeye tevessul etmemekten bahsettigi sirada:
"Ustteki el, alttaki
elden hayirlidir!'' buyurdu. "Ustteki'' infak eden "alttaki'' de
dilenen demektir.''
Buhari, Zekat 18; MusIim,
Zekat 94. (103 3 ); Muvatta, Sadaka 8, (2, 998) ; Ebu Davud, Zekat 28, (1648);
Nesai, Zekat 52, (5, 61).
3240 - Adiyy Ibnu Hatim
(radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Yarim hurma ile de olsa kendinizi atesten koruyun'' buyurdu.''
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3231-3240 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.