Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3301-3310 )

3301 - Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mescide girince cemaati bir kisim halkalar halinde gordu ve: "Sizleri niye boyle daginik gruplar halinde goruyorum?'' buyurdu.''
Muslim, Salat 119, (430); Ebu Davud, Edeb 16, (4823).

3302 - Amr Ibnu 's-Serid, babasindan (radiyaIlahu anh) anlatiyor: "Ben oturdugum sirada, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana ugradi. O sirada sol elimi sirtimin gerisine koymus, (sag) elimin kabasi uzerine dayanmistim. Bana:
"Gadaba ugramislarin oturusuyla mi oturuyorsun?'' dediler.''
Ebu Davud, Edeb 26, (4848).

3303 - Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) oturdu mu, etrafina biz de otururduk. Kalkar, (fakat geri) donmeyi arzu ederse ayakkabilarini veya uzerinde olan (rida, sarik gibi) bir seyi cikarir (yerine koyar)di. Boylece Ashabi (geri gelecegini) bilir ve yerlerinde otururlardi."
Ebu Davud, Edeb 30, (4854).

3304 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdularki: "Biriniz guneste olunca -bir rivayette golgede olunca- golge ondan kalkar da, yarisi golgede yarisi guneste kalacak olursa oradan kalksin."
Ebu Davud, Edeb 15, (4821).

3305 - Kays, babasindan naklediyor: "(Bir seferinde mescide) gelmisti ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hutbe irad ediyordu. (Konusmayi dinlemek uzere) gunese dikildi. Ancak Resulullah aleyhissalatu vessalam, kendine golgede durmasini emretti ve golgeye gecti.''
Ebu Davud, Edeb 15, (4822).

ARKADASIN VASFI HAKKINDA

3306 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Iyi arkadasla kotu arkadasin misali, misk tasiyanla koruk ceken insanlar gibidir. Misk sahibi ya sana kokusundan verir veya sen ondan satin alirsin. Koruk cekene gelince ya elbiseni yakar yahut da sen onun pis kokusunu alirsin."
Buhari, Buyu 38; Zebaih 31; Muslim, Birr 146, (2628).

3307 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Su ucu haric butun meclisler emniyettedir: Haram kan dokulen meclis, haram ferc bulunan meclis, haksiz mal taksimi yapilan meclis."
Ebu Davud, Edeb 37, (4869).

3308 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni, bir ihtiyaci icin gondermisti. Bu yuzden annemedonmekte geciktim. Eve gelince annem:
"Nicin geciktin?" diye hesaba cekti.
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), dedim, beni bir is icin gondermisti.''
"Ne isiydi o?'' diye annem sordu.
"O sirdir soyleyemem!'' deyince, annem:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in sirrini sakin kimseye acmayasin!" dedi.''
Buhari, Isti'zan 46; Muslim, Fedailu's- Sahabe 145, (2482),Metin Muslim'e aittir.

KARSILIKLI MUHABBET

3309 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Nefsim yed-i kudretinde olan zata yemin ederim ki, iman etmedikce cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikce iman etmis olmazsiniz! Yaptiginiz takdirde birbirinizi seveceginiz seyi haber vereyim mi? Aranizda selami yayginlastirin!"
Muslim, Iman 93, (54); Ebu Davud, Edeb 142, (5193); Tirmizi, Isti'zan 1, (2589).

3310 - Nu'man Ibnu Besir (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine sefkatte mu'minlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsiz olsa, diger uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona istirak ederler."

Buhari, Edeb 27; Muslim, Birr 66, (2586).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3301-3310 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.