Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3421-3430 )

3421 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kisi dostunun dini uzeredir. Oyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracagina dikkat etsin."
Ebu Davud, edeb 19, (4833); Tirmizi, Zuhd 45, (2379).

3422 - Ebu'd-derda radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Size oruc, namaz ve sadakanin derecesinden daha ustun olan seyi haber vermeyeyim mi?"
"Evet (Ey Allah'in Resulu, soyleyin!)" dediler.
"Insanlarin arasini duzeltmektir. Cunku insanlarin arasindaki bozukluk (dini) kazir."
Ebu Davud, Edeb 58, (4919); Tirmizi, Kiyamet 57, (2511).
Tirmizi'de su ziyade gelmistir: "Ben saci kazir demiyorum, velakin dini kazir (diyorum)."

3423 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh, el-Cabiye'de bize hitaben:
"Ey insanlar, dedi. Ben, (su hutbeyi okumak uzere) aranizda kalkiyorum, tipki, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in da bizim aramizda kalktigi gibi. (O kalkip) soyle demisti: "Size Ashabimi, sonra da onlarin pesinden gelecekleri (sonra da bunlarin pesinden gelecekleri) tavsiye ediyorum. Daha sonra (gelenler arasinda) yalan, oylesine yayilacak ki, kisi, kendisinden yemin taleb edilmedigi halde yemin edecek, sahidligi istenmedigi halde sehadette bulunacak. Haberiniz olsun, bir erkek bir kadinla bas basa kaldi mi onlarin ucuncusu mutlaka seytandir. Sizecemaati tavsiye ederim. Ayrilikdan sakinin. Zira seytan, tek kalanla birlikte olur. Iki kisiden uzak durur. Kim cennetin ortasini dilerse, cemaatten ayrilmasin.Kimi yaptigi hayir sevindirir ve kotulugu de uzerse, iste o, mu'mindir."
Ibnu Mace, Ahkam 27, (2363); Tirmizi, Fiten 7, (2166).

3424 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden biri bir meclis veya bir carsidan gecerken elinde ok bulundugu takdirde, okun demir kismini tutsun, onunla bir muslumani yaralamasin." Ebu Musa radiyallahu anh derdi ki:
"Biz vallahi, onlari olmezden once birbirimize yonelttik."
Buhari, Fiten 7, Salat 67; Muslim, Birr 124, (2615); Ebu Davud, Cihad 72, (2587).

3425 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ciplak olarak kilinc teati edilmesini yasakladi."
Ebu Davud,Cihad 73, (2588); Tirmizi, Fiten 5, (2164).

MEHRIN MIKTARI

3426 - Sehl Ibnu Sa'd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir kadin gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, dedi. Sana nefsimi bagislamaya geldim.''
Aleyhissalatu vesselam kadina soyle bir nazar edip sonra tepeden tirnaga gozden gecirdi, bir de sabit bakti ve sonunda (hicbir sey soylemeden) basini yere egdi.
Kadin, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in, hakkinda hic bir hukme varmadigini gorunce oturdu. Derken bir adam dogrulup:
"Ey Allah'in Resulu! Sizin ona ihtiyaciniz yoksa onu bana nikahlayin!'' dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Yaninda (buna mehir olarak verecek) bir seyler var mi?'' diye sordu. Adam:
"Vallahi yok. Ey Allah'in Resulu!'' deyince:
"Ailene git, bir seyler bulabilecek misin bir bak!'' dedi. Adam gitti ve az sonra geri geldi:
"Hayir, vallahi ey Allah'in Resulu hic bir sey bulamadim!'' dedi. Resulullah tekrar:
"Iyi bak, demirden bir yuzuk de mi yok!'' buyurdu. Adam tekrar gidip yine geri geldi ve: "Hayir! Vallahi ya Resulullah, demirden bir yuzuk bile yok! Ancak iste su izarim var, yarisi onun olsun'' dedi. Sehl der ki: "Adamin ridasi yoktu''
Aleyhissalatu vesselam: "Izarin ne ise yarar? Onu sen giyecek olsan onun uzerinde bir sey olmayacak, sayet o giyecek olsa senin uzerinde bir sey kalmayacak!'' buyurdular. Bunun uzerine adam oturdu. Epey bir muddet oturduktan sonra, kalkti.
Resulullah aleyhissalatu vesselam onun dondugunu gorunce, geri cagirilmasini soyledi. Adami cagirdilar.
"Kur'an'dan ne biliyorsun (hangi sureler ezberinde?)" diye sordu. Adam: "Su su sureleri biliyorum!'' diye bildiklerini saydi.
"Yani sen bunlari ezbere okuyor musun?" diye tekrar sordu. Adam:
"Evet! '' deyince, Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Haydi git, ben kadini sana temlik ettim'' buyurdu.''
Bir rivayette: "Kur'an'dan bildiklerin(i ogretmen) mukabilinde onu sana nikahladim" buyurdu."
Buhari, Nikah 6, 32, 35, 37, 40, 44, 50, 51, Vekale 9, Fedailu'l-Kur 'an 21, 22, Libas 49; Muslim, Nikah 76, (1425); Muvatta, Nikah 8, (2, 526); Ebu Davud, Nikah 31, (2111); Tirmizi, Nikah 22, (1114); Nesai, Nikah 62, (6, 113).

3427 - Ebu Davud da kaydedilen bir Ebu Hureyre rivayetinde: "Kalk buna yirmi ayet ogret, o senin hanimindir" denmistir.

3428 - Yine Ebu Davud'un Cabir'den yaptigi bir diger rivayette: "Resulallah: "Kim mehir olarak bir avuc kavud veya hurma verirse kadini kendine helal kilmis olur" buyurmustur.

3429 - Abdullah Ibnu Amir babasindan naklediyor: "Beni Fezre'den bir kadin bir cift ayakkabi mehir mukabilinde evlendi. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Nefsin ve malin icin bir cift ayakkabiya razi misin?" diye sordu. Kadin: "Evet!"dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam, bu evlilige musaade etti.''
Ebu Davud, Nikah 30 - 31, (2110, 2112); Tirmizi, Nikah 21, (1113).

3430 - Hz. Enes radiyallahu anh buyurdular ki: "Ebu Talha, Ummu Suleym radiyallahu anh'la evlendi. Aralarindaki mehir musluman olmakti. Ummu Suleym, Ebu Talha'dan once musluman olmustu. Ebu Talha, Ummu Suleym'i istetince, Ummu Suleym: "Ben musluman oldum, sen de musluman olursan evlenirim'' dedi. Bunun uzerine o da musluman oldu. Ummu Suleym'in mehir olarak istedigi sey musluman olmasi idi.''

Nesai, Nikah 63, (2, 114).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3421-3430 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.