Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4011-4020 )

GOZ DEGMESI

4011 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Goz degmesi haktir. Eger kaderi (delip) gececek bir sey olsaydi, bu, goz degmesi olurdu. Yikanmaniz taleb edilirse yikaniverin."
Muslim, Selam 42, (2188); Tirmizi, Tibb 19, (2063).
Tirmizi'de "Goz degmesi haktir" ibaresi yoktur.

4012 - Sahiheyn ve Ebu Davud'da Ebu Hureyre radiyallahu anh'tan: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Goz degmesi haktir" dedigi rivayet edilmistir.
Buhari disindaki rivayetlerde: "Dovme yapmayi da yasakladi" ziyadesi vardir.
Buhari, Tibb 36, Libas 86; Muslim, Selam 41, (2187); Ebu Davud, Tibb 15, (3879).

4013 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Gozu degene (ain) abdest almasi emredilir, onun abdest suyu alinir, bununla goz degmesine ugrayan (main) yikanirdi."
Ebu Davud, Tibb 15, (3880).

4014 - Muhammed Ibnu Ebi Umame Ibni Sehl Ibni Hanif, babasindan sunlari isittigini anlatmistir: "Babam Sehl radiyallahu anh (Cuhfe yakinlarindaki) Harrar nam mevkide yikandi. Uzerindeki cubbeyi cikardi. Bu sirada Amir Ibnu Rebi'a ona bakiyordu. Sehl, bembeyaz bir tene, guzel gorunuslu bir cilde sahipti. Amir: "Ne bugunku bir manzarayi, ne de boylesine ancak cadira cekilmis bakirede bulunabilen bir cildi hic gormedim" dedi. Sehl daha orada iken hummaya yakalandi ve rahatsizligi siddet peyda etti (ve yere yikildi). Durum Resulullah aleyhissalatu vesselam'a haber verildi ve: "Basini kaldirmiyor" dendi. Halbuki Sehl orduya kaydedilmisti. "Ya Resulullah o, sizinle gelemez Vallahi basini bile kaldiramiyor!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Onunla ilgili olarak herhangi bir kimseyi ittiham ediyor musunuz?" diye sordu. "Amir Ibnu Rebi'a var" dediler. Resulullah, onu cagirtip kendisine kizdi ve: "Sizden biri niye kardesini olduruyor? Niye bir "Barekallah!" demedin? Onun icin abdest al!" buyurdu. Bunun uzerine Amir yuzunu, ellerini, kollarini, dizlerini ve ayaklarinin etrafini ve izarinin icini bir kaba yikadi. Sonra, bir adam bu suyu onun (Sehl'in) uzerine arkasindan doktu; derken o aninda iyilesti."
Muvatta, Ayn 1, (2, 938).

TALAKTA KULLANILAN ELFAZ

4015 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma demistir ki: "Bir erkek hanimina bir defada "Sen uc talakla bossun!" dese, bu bir talak sayilir."
Ebu Davud, Talak 10, (2197).

4016 - Rezin'in zikrettigi bir rivayette (Ibnu Abbas soyle demistir): "Erkek hanimina (ayni anda ustuste): "Sen bossun, sen bossun, sen bossun" diye uc kere soylerse, bu bir bosama sayilir, yeter ki bunlarla birinci defaki soyledigi "Sen bossun!" sozunu te'kid etmeyi kastetmis olsun veya, hanimiyla henuz gerdek yapmamis olsun."

4017 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'nin anlattigina gore, bir adam kendisine gelip: "Ben hanimimi yuz talakla bosadim, bu hususta fikriniz nedir (bana bir sey gerekir mi)?" diye sordu. Benden su cevabi aldi: "Kadin senden uc talakla bosanmistir. Geri kalan doksan yedisi ile Allah'in ayetleriyle alay etmis oluyorsun."
Muvatta, Talak (2, 552).

4018 - Mahmud Ibnu Lebid radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir adamin hanimini uc talakla birden bosadigini haber verdiler. Ofke ile kalkip: "Daha ben aranizda iken Allah'in kitabiyla mi oynaniyor?" buyurdu. Derken birisi kalkip: "Ey Allah'in Resulu, onu oldurmeyeyim mi?" dedi."
Nesai, Talak 6, 142).

4019 - Abdullah Ibnu Yezid Ibni Rukane an ebihi an ceddihi anlatiyor: "Dedim ki: "Ey Allah'in Resulu, (vallahi) ben hanimimi kesinlikle bosadim."
"Peki bununla ne kasdettin?" diye sordu. "Bir (talak) kastettim" dedim. Bunun uzerine:
"Bununla bir kastettigine dair Allah'a yemin eder misin?" dedi. Ben de: "Vallahi bununla sadece bir talak kastettim" dedim. Bunun uzerine: "O halde bu senin kastettigin sekildedir!" buyurdu ve kadini ona geri verdi. O ise, hanimi ikinci kere Hz. Omer radiyallahu anh zamaninda, ucuncu kere de Hz. Osman radiyallahu anh zamaninda bosadi."
Tirmizi, Talak 2, (1177); Ebu Davud, Talak 10, (2196), 14, (2206, 2207, 2208).

4020 - Imam Malik'e ulastigina gore, Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh'a, Irak'tan yazilarak sorulmustur: "Bir erkek hanimina: "Senin ipin (benim elimde degil), boynundadir (diledigin yere gidebilirsin)" dedi. (Bunun hukmu nedir, hanimi bos mu degil mi?)" Hz. Omer bunun uzerine oradaki me'muruna: "Hacc mevsiminde beni Mekke'de bulmasini emret!" diye yazdi. Hz. Omer radiyallahu anh tavaf yaparken, adam yanina gelip selam verdi. Hz. Omer ona: "Sen kimsin" diye sordu. Adam kendini tanitarak: "Ben seni bulmami emrettigin (Irakli) kimseyim!" dedi. Bunun uzerine Hz. Omer: "Ben sana su Beyt-i Muazzama'nin Rabbi adina soruyorum: "Ipin boynundadir!" derken ne kastettin?" dedi. Adam: "Sen bu mukaddes mekandan baska bir yerde yemin verseydin sana dogruyu soylemezdim. Ben bununla ayrilik kastetmistim" dedi. Hz. Omer radiyallahu anh: "Bunun hukmu senin kastettigin seydir" buyurdu."

Muvatta, Talak 5, (1, 551).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4011-4020 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.