Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4041-4050 )
4041 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma derdi ki:
"Kole, hanimini iki talakla bosadi mi artik kadin, baska bir kocaya var(ip
ondan bosan)madikca ona haram olur. Bu kolenin hanimi hur de olsa, kole de olsa
hukum boyledir. Hur kadinin iddeti uc hayiz muddeti, kole kadinin iddeti iki
hayiz muddetidir."
Muvatta, Talak 50, (2, 574).
4042 - Ebu Hasan Mevla Beni Nevfel anlatiyor:
"Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'ya dedim ki: "Bir kole, nikahi altinda
bulunan kole bir kadini iki talakla bosasa, sonra bunlar azad edilseler, onunla
yeniden evlenmek istemesi caiz olur mu?"
Ibnu Abbas radiyallahu anhuma sorumu soyle
cevapladi: "Evet! Ona bir talak daha kalmistir, Resulullah aleyhissalatu
vesselam boyle hukmetti."
Ebu Davud, Talak 6, (2187, 2188); Nesai, Talak
19, (6, 154, 155).
4043 - Nafi rahimehullah anlatiyor: "Ibnu
Omer radiyallahu anhuma derdi ki: "Kim kolesine evlenme izni verirse,
bosama yyetkisi kolenin elinde olur. Onun bosama yetkisinden hic biri baskasinin
elinde olamaz. Ancak, kisinin kendi kolesinin cariyesini veya cariyesinin
cariyesini almasinda bir gunah yoktur."
Muvatta, Talak 51, (2, 575).
4044 - Suleyman Ibnu Yesar rahimehullah
anlatiyor: "Nufey' Resulullah aleyhissalatu vesselam'in zevce-i pakleri
Ummu Seleme'nin mukatebi idi veya, nikahinda hur bir kadin olan bir kole idi.
Nufey' bu kadini iki talakla bosadi. Sonra kadini geri almak istedi. Durumu Hz.
Osman ve Zeyd Ibnu Sabit radiyallahu anhuma'ya sordu. Bunlar: "O artik
sana haram oldu, o artik sana haram oldu!" dediler."
Muvatta, Talak 47, (2, 574).
4045 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma demistir
ki: "Cariyenin bosanmasi bes suretle vukua gelir: Azad edilmesi, kocasinin
bosamasi, efendisinin satmasi, efendisinin hibe etmesi, miras olmasiyla."
Rezin tahric etmistir.
4046 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor:
"Ben, kari-koca iki kolemi azad etmek istemistim. Resulullah aleyhissalatu
vesselam once erkekten baslayip sonra da kadini azad etmemi emretti."
Ebu Davud, Talak 22, (2237); Nesai, Talak 28,
(6, 161).
Rezin, (Resulullah'in bu emrinin sebebini
belirtmek uzere) su ziyadede bulunmustur: "....kadina hakk-i hiyar (erkegi
kabul veya reddetme muhayyerligi) olmasin diye."
4047 - Yine Hz. Aise radiyallahu anha
anlatiyor: "Berire radiyallahu anha'da uc sunnet vardi:
1. Azad edildi ve kocasini tercih edip
etmemede muhayyer kilindi.
2. Resulullah aleyhissalatu vesselam onun
hakkinda: "Vela, azad edenedir" buyurdu.
3. Resulullah aleyhissalatu vesselam, tencere
kaynarken eve girmisti. Kendisine ekmek ve evde bulunan katiktan bir sofra
kuruldu.
"Galiba bir tencerenin kaynadigini
goruyorum" buyurdu. Oradakiler: "Evet ama, bu Berire'ye tasadduk
edilen bir ettir. Sen ise sadaka yemiyorsun!" dediler. Aleyhissalatu
vesselam: "Bu ona sadakadir, (ama ondan) bize hediyedir!"
buyurdu."
Buhari, Talak 14, Nikah 18, Et'ime 31, Itk 10,
Feraiz 22, 23, 19, 25; Muslim, Itk 14, (1504); Muvatta, Talak 25, (2, 562); Ebu
Davud, Talak 19, (2233, 2235, 2236); Tirmizi, Rada' 7, (1154, 1155); Nesai,
Talak 29, 30, (6, 162, 163).
4048 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Berire'nin kocasi, Mugis adinda bir kole idi. Ben onu,
berire'nin etrafinda aglayarak tavaf edercesine dolastigini gorur gibiyim.
Gozyaslari sakallarini islatmisti. Hatta Resulullah aleyhissalatu vesselam bir
ara amcasi Abbas radiyallahu anh'a: "Mugis'in Berire'ye olan sevgisine
mukabil, Berire'nin Mugis'e olan nefreti seni hayrete sevketmiyor mu?"
buyurdu. (Mugis'in haline aciyarak) Berire'ye: "Mugis'e ric'at etmez
misin?" diye sefaatte bulundu. Ancak Berire kararli idi: "Ey Allah'in
Resulu, bunu emir mi buyuruyorsunuz? (Eger, emirse hayhay. Hemen ayrilma
kararimdan doneyim!)" dedi. Resulullah: "Hayir! Ben sadece onun
lehine sefaatte bulunuyorum!" deyince, Berire: "Oyleyse ona ihtiyacim
yok!" cevabini verdi."
Buhari, Talak 15, 16; Ebu Davud, Talak 31,
(2231, 2232); Tirmizi, Rada' 7 (1156); Nesai, Kudat 27, (8, 245).
4049 - Imam Malik'e ulastigina gore:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in zevce-i pakleri, ummu'l-mu'minin
Hafsa radiyallahu anha, beni Adiyy'e ait bir cariye olan Zebra'ya -ki bir
kolenin nikahi altinda idi ve efendisi azad etmisti- haber salip yanina
cagirtti ve dedi ki: (Simdi sen, zevcin sana temas etmedikce muhayyersin.) Eger
sukut edersen, muhayyerligin kalmaz."
Boyle bir hakkin varligini ogrenen kadin
derhal: "O bostur, yine bostur, yine bostur" diyerek kocasini uc
talakta bosadi."
Muvatta, Talak 27, (2, 563).
MUTEFERRIK HUKUMLER
4050 - Abdullah Ibnu Omer radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Talaku's-sunne (sunnete uygun bosama), kadini temizlik
doneminde cimada bulunmadan yapilan bosamadir."
Nesai, Talak 2, (6, 140).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4041-4050 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.