Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4321-4330 )
4321 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ademoglu
nesillerinin en temizinden suzule suzule gelerek icinde bulundugum nesilde
ortaya ciktim."
Buhari, Menakib 23.
4322 - Yine Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Benimle benden onceki diger
peygamberlerin misali, su adamin misali gibidir: Adam mukemmel ve guzel bir ev
yapmistir, sadece koselerinin birinde bir kerpic yeri bos kalmistir. Halk evi
hayran hayran dolasmaya baslar ve (o eksikligi gorup): "Bu eksik kerpic
konulmayacak mi?" der. Iste ben bu kerpicim, ben peygamberlerin
sonuncusuyum."
Buhari, Menakib 18; Muslim, Fedail 21, (2286).
4323 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ben kiyamet gunu cennetin kapisina gelip
acilmasini isterim. Hazin (kapici melek): "Sen kimsin?" diye
seslenir. Ben:
"Muhammed'im!" derim. Bunun uzerine:
"Sana aciyorum. Senden once kimseye
acmamakla emrolundum!" diyecek!"
Muslim, Iman 333, (197).
4324 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun) yatsi namazini kildi. Sonra
namazdan cikinca elimden tuttu. Batha-i Mekke'ye kadar gidip orada beni
oturttu. (Yere dairevi) bir hat cizip:
"Hattindan disari cikma! Sana bazi
kimseler gelecek, sakin onlara bir sey soyleme. Zira onlar seninle konusacak
degiller!" buyurdu. Sonra diledigi yere cekip gitti. Ben cizgimin icinde
otururken bana bir grup insan geldi. Esmer rankleriyle sanki Hindulara
benziyorlardi. (Pek uzun olan) saclari, vucutlarini oylesine ortmustu ki, ne
bir avret yerlerini ne de bir elbiselerini goruyordum. Bana kadar geldiler,
ancak cizgiyi gecmediler. Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam(in gittigi
yere) yuruduler.
Gecenin sonuna dogru Resulullah aleyhissalatu
vesselam, ben otururken yanima geldi ve cizgiden iceri girdi. Dizime dayanip
yatti. Yatinca (agzindan) soludu. Ben oturuyordum. O da dizime dayanmis
vaziyette boyle duruyorduk. Derken, uzerinde beyaz elbiseler olan bir grup adam
geldi. Guzelliklerinin derecesini Allah bilebilir. Bana kadar yaklastilar. Bir
kismi Aleyhissalatu vesselam'in bas tarafina, bir kismi da ayaklari tarafina
oturdular. Sonra aralarinda konusarak:
"Biz simdiye kadar bu peygambere verilen
gibisinin, bir baskasina verildigini hic gormedik. Bunun gozleri kapali, kalbi
uyanik. Ona bir misal verin!" (dediler ve su temsili anlattilar):
"Bir efendi kosk yaptirmis, sonra bir
ziyafet verip sofra kurmus, insanlari yiyip icmeye cagirmistir. Icabet edenler
gelip yemeginden yiyip, suyundan icmistir. Icabet etmeyenleri de
cezalandirmistir" dediler ve kalktilar. Resulullah aleyhissalatu vesselam
da kendine geldi ve:
"Sunlarin ne dediklerini isittim. Onlarin
kim olduklarini biliyor musun?" dedi. ben: "Allah ve Resulu
bilir!" dedim.
"Onlar meleklerdi!" buyurdu ve ilave
etti:
"Onlarin getirdikleri temsilin manasini
anladin mi?"
"Allah ve Resulu bilir!" dedim.
Aleyhissalatu vesselam acikladi:
"Rahmen (olan Rabbimiz) cenneti kurdu.
Kullarini ona davet etti. Kim davete icabet ederse cennete girer, kim de icabet
etmezse onu cezalandirir."
Tirmizi, Emsal 1, (2865).
4325 - Abdullah Ibnu Hisam radiyallahu anh
anlatiyor: "Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam ile beraberdik. O
sirada, Aleyhissalatu vesselam, Omer radiyallahu anh'in elinden tutmustu. Hz.
Omer:
"Ey Allah'in Resulu! Sen bana, nefsim
haric herseyden daha sevgilisin!" dedi. Resulullah hemen su cevabi verdi:
"Hayir! Nefsimi elinde tutan Zat-i
Zulcelal'e yemin ederim, ben sana nefsinden de sevgili olmadikca (imanin
eksiktir)!"
Hz. Omer radiyallahu anh: "Simdi, sen
bana nefsimden de sevgilisin!" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Iste simdi (kamil imana erdin) ey
Omer!" buyurdular."
Buhari, Fedailu'l-Ashab 6, Isti'zan 27, Eyman
3.
4326 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muhammed'in nefsi yed-i kudretinde
bulunan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun ki, sizden birine, beni gormeyecegi bir
gun gelecek ki, o gun beni beraberlerinde gormek, ona ehlinden ve malindan daha
makbul olacak."
Resulullah'in bu sozunu, Ashab, kendilerine
olumunu haber veriyor diye yorumladilar. Bunun uzerine, olumuyle kendisini
kaybedince getirmis oldugu bereketleri musahede ettikleri muddetce duyacaklari,
Aleyhissalatu vesselam'a kavusma temennisini kasdettigini bildirdi."
Muslim, Fezail 142, (2364).
4327 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh
hazretleri anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! dendi. Sana peygamberlik ne
zaman vacib oldu?
Soyle cevap verdi:
"Hz. Adem ruhla cesed arasinda
iken!"
Tirmizi, Menakib 1, (3613).
4328 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden hic kimse yoktur ki ona, biri
seytandan digeri melekten olmak uzere yanindan ayrilmayan "karin"
tevkil edilmemis olsun!"
"Size de mi ey Allah'in Resulu!"
denildi.
"Bana da!" buyurdular. Ancak, Allah
ona karsi bana yardim etti de o musluman oldu. Artik o bana hayirdan baska bir
sey emretmiyor!"
Muslim, Munafikun 69, (2814).
4329 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bana bir mu'min selam verdi mi,
kendisine mukabele etmem icin Allah ruhumu bedenime iade eder. Ben de mutlaka
selama mukabele ederim."
Ebu Davud, Menasik 100, (2041).
4330 - yine Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Medine'ye girdigi gun, sehirdeki her
seyi aydinlik burudu, vefat ettigi gunde ise her sey karardi. Defin isinden
ciktigimiz zaman hepimiz kalplerimizi (vahyin inkitai sebebiyle) uzuntulu
bulduk."
Tirmizi, Menakib 3, (3622).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4321-4330 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.