Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4371-4380 )
4371 - Abdurrahman Ibnu Habbab radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ceysu'l-Usre'yi techiz
ederken sahid oldum. Osman Ibnu Affan radiyallahu anh kalti ve:
"Ey Allah'in Resulu! dedi, yuz deve
culuyla, semeriyle Allah rizasi icin (bagis olarak) bendendir!"
Resulullah aleyhissalatu vesselam ordu icin
bagis yapmaya tekrar tesvikte bulundu. Osman yine kalkip:
"Ey Allah'in Resulu! Culuyla semeriyle
ikiyuz deve Allah rizasi icin bendendir!" dedi. Sonra Resulullah
aleyhissalatu vesselam ordu icin bagista bulunmaya yine tesvikte bulundu. Osman
tekrar kalkti ve:
"Ey Allah'in Resulu! dedi. Benden ucyuz
deve culuyla, semeriyle Allah rizasi icin bagisimdir!"
Abdurrahman der ki: "Resulullah
aleyhissalatu vesselam'i minberden inerken gordum, hem iniyor, hem de:
"Bu hayirdan sonra, Osman'in yapacagi
(kotu amel) aleyhine olmaz!" diyordu."
Tirmizi, Menakib, (3701).
HZ. ALI IBNU EBI TALIB
4372 - Hz. Enes Ibnu Malik radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam pazartesi gunu gonderildi.
Hz. Ali radiyallahu anh da sali gunu namaz kildi."
Tirmizi, Menakib. (3730).
4373 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam Ashabinin arasini kardeslemisti. Hz.
Ali radiyallahu anh yanina geldi ve:
"Ashabinizin arasini birbirleriyle
kardeslediniz, ama beni kimseyle kardeslemediniz!" dedi. Bunun uzerine
Aleyhissalatu vesselam:
"Sen dunyada da ahirette de benim
kardesimsin!" buyurdular."
Tirmizi, Menakib, (3722).
4374 - Zeyd Ibnu Erkam radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle buyurdular: "Ben
kimin dostu (mevlasi) isem, Ali de onun dostudur."
Tirmizi, Menakib, (3714).
4375 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Tebuk seferine cikinca Hz.
Ali'yi geride (Medine'de) birakmisti.
"Ey Allah'in Resulu, siz beni cocuklarin
ve kadinlarin arasinda mi birakiyorsunuz?" dedi (kalmak istemedi). Bunun
uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Sen, Hz. Harun'un, Hz. Musa yaninda
aldigi yeri, benim yanimda almaktan razi degil misin? Su farkla ki, benden
sonra peygamber yok!" buyurdular."
Buhari, Megazi 78, Fezailu'l-Ashab 9; Muslim,
Fezailu'l-Ashab, 31, (2404); Tirmizi, Menakib, (3731).
4376 - Muslim ve Tirmizi'nin bir rivayetinde
soyle gelmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Hayber gunu buyurdular
ki:
"Yarin sancagi oyle bir kimseye verecegim
ki, O, Allah'i ve Resulunu sever, Allah ve Resulu de onu sever."
Ravi devamla der ki: "Bu soz uzerine
(beni mi secer umidiyle, Aleyhissalatu vesselam'a gorunmek icin) boyunlarini
uzattilar. Ama o:
"Bana Ali radiyallahu anh'i
cagirin!" buyurdular. Ali getirildi ama gozlerinden rahatsiz idi. Hemen
gozlerine tukurdu ve sancagi ona verdi. Allah Teala Hazretleri onun eliyle
fethi muyesser kildi."
Ravi devamla der ki: "Su ayet indigi
zaman "Gelin, ogullarimizi ve ogullarinizi cagiralim..." (Al-i Imran
61) Resulullah aleyhissalatu vesselam hemen Ali'yi, Fatima'yi, Hasan ve
Huseyin'i (radiyallahu anhum ecmain) cagirdi ve:
"Allahim, bunlar benim ailemdir!"
buyurdu."
Muslim, Fezailu'l-Ashab 32, (2404); Tirmizi,
Menakib, (3726).
4377 - Zirr Ibnu Hubeys rahimehullah
anlatiyor: "Hz. Ali radiyallahu anh'in soyle soyledigini isittim:
"Daneyi acan, canlilari yaratan Zat-i Zulcelal'e yeminle soyluyorum: Ummi
peygamberim aleyhissalatu vesselam, bana su hususu garantiledi: Beni mu'min
olan sevecek, munafik olan da bana bugzedecektir."
Muslim, Iman 131, (78); Tirmizi, Menakib,
(3737); Nesai, Iman 20, (8, 117).
4378 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam Taif gunu Hz. Ali radiyallahu anh'i
cagirdi ve onunla hususi konusma yapti. (Bu gorusme o kadar uzadi ki) halk:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam amcasinin ogluyla gorusmesini
uzatti" dedi. (Resulullah bunu isitince):
"Onunla hususi gorusmeyi ben (kendi
arzumla) yapmadim. Allah'in arzusu ve emri ile Resulu) yapti"
aciklamasinda bulundu."
Tirmizi, Menakib, (3728).
4379 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam Beraet (Tevbe) suresini, (Arafat'ta
hacilara teblig edilmek uzere) Hz. Ebu Bekir radiyallahu anh'la gondermisti.
Sonra onu cagirarak:
"Bunun, ehlimden olmayan bir kimse ile
teblig edilmesi muvafik degil!" buyurdu. Hz. Ali radiyallahu anh'i
cagirarak sureyi, (Arafat'ta okumasi icin) ona verdi."
Tirmizi, Tefsir, Tevbe, (3089).
TALHA IBNU UBEYDULLAH RADIYALLAHU ANH
4380 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Yeryuzunde (iki ayak uzerinde) yuruyen
bir sehid gormek isteyen Talha Ibnu Ubeydullah radiyallahu anh'a baksin."
Tirmizi, Menakib.
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4371-4380 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.