Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4611-4620 )
4611 - Zeyd Ibnu Sabit
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Kisinin evindeki
namazi, benim su mescidimde kilacagi namazdan efdaldir; tabii ki farzlar
haric."
Ebu Davud, Salat 205,
(1044), 340, (1447); Tirmizi, Salat 331, (450); Muvatta, Salatu'l-Cema'a 4, (1,
130).
4612 - Abdulvahid Ibni
Ziyad merhum, merfu olarak sunu rivayet etmistir: "Kisinin colde kilacagi
namazi, tamamladigi takdirde cemaatle kilacagi namazdan efdaldir."
Rezin tahric etmistir.
Hadis, Ebu Davud'da gelmistir. Salat 49, (560).
Ebu Davud bu hadisi, Ebu
Saidi'l-Hudri'den kaydettigi su hadisin arkasindan rivayet eder:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cemaatle kilinan
namaz yirmibes namaza bedeldir. Kisi (cemaatle yolculuk sirasinda) colde kilar
da ruku ve secdelerini tam yaparsa, o zaman (sevabi) elli misline ulasir."
4613 - Ibnu Omer
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Cemaatle kilanan
namaz munferid kilinan namazdan yirmiyedi derece ustundur."
-"Yirmibes derece" diye de rivayet edildi.-"
Buhari, Ezan 30, 31;
Muslim, Mesacid 249, (650); Muvatta, Cema'a 1; Tirmizi, Salat 161, (215);
Nesai, Imamet 42. (2. 103).
4614 - Ebu'd-Derda
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Koyde olsun, kirda
olsun uc kisi olur da orada cemaatle namaz kilinmazsa, seytan onlara galebe
calmis demektir. Size cemaatle namaz kilmanizi tavsiye ederim."
Ebu Davud, Salat 47, (547);
Nesai, Imamet 48, (2, 106).
Rezin su ziyadede
bulunmustur: "Zira insanin kurdu seytandir. Onu yalniz yakaladi mi
yer."
4615 - Ebu Sa'iid
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, namazi
kilip bitirdikten sonra bir adam gelip namaza durdu. Resulullah aleyhissalatu
vesselam: "Sununla namaza durup ticaret yapacak kimse yok mu?"
buyurdular. Bunun uzerine bir adam kalkip onunla (ona uyarak) namaz
kildi."
Tirmizi, Salat 164, (220);
Ebu Davud, Salat 56, (574).
4616 - Hz. Osman
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Kim yatsi namazini
cemaatle kilarsa sanki gecenin yarisini ihya etmis gibidir. Kim de sabahi da
cemaatle kilmissa gecenin tamamini ihya etmis gibidir."
Muslim, Mesacid 260, (656);
Muvatta, Cema'at 7, (1, 132); Ebu Davud, Salat 18, (555); Tirmizi, Salat 165,
(221).
4617 - Hz. Enes radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim kirk gun, iftitah
tekbirini kacirmadan cemaatle namaz kilarsa, kendisine iki beraet yazilir;
atesten beraet, nifaktan beraet."
Tirmizi, Salat 178, (241).
4618 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Imam zamin, muezzin
de mu'temendir. Allahim, insanlarimizi irsad et, muezzinlere de magfiret
buyur."
Ebu Davud, Salat 32, (517);
Tirmizi, Salat 153, (207).
4619 - Yine Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Kisinin cemaatle
kildigi namaz, evinde ve isyerinde kildigi namazindan yirmibes kat daha
sevablidir. Cunku, guzelce abdest alir, mescide gider. Bu gidiste gayesi sadece
ve sadece namazdir. Her adim atisinda bir derece yukseltilir, gunahindan da
bini dokulur. Namazini kilinca, namazgahinda kildigi muddetce melekler ona
magfiret duasinda bulunur ve: "Allahim ona magfiret et, Allahim ona rahmet
et, Allahim onun tevbesini kabul et" derler. Bu kimseye, orada eza
vermedikce, hadeste bulunmadikca boyle devam eder."
Ebu Hureyre radiyallahu
anh'a: "Hadeste bulunmasi ne demek?" diye sorulmustu: "Sesli
veya sessiz yel birakmadikca!" diye acikladi. "Sizden biri, namazi
bekledigi muddetce namazdadir."
Buhari, Ezan 30, Salat 87,
Buyu 49; Muslim, Mesacid 246, (649); Muvatta, Taharet 33, (1, 33); Ebu Davud,
Salat 49, (559); Tirmizi, Salat 423, (603).
4620 - Said Ibnu'l-Museyyeb
rahimehullah anlatiyor: "Ensardan biri olmek uzere idi. Dedi ki:
"Size bir hadis rivayet edecegim. Bunu da sadece sevap umidiyle yapacagim.
Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim, soyle buyurmustu:
"Biriniz abdest alir
ve abdestini guzel yapar sonra da namaza giderse, sag adimini her atista, bu
adim sebebiyle Allah mutlaka ona bir sevap yazar; sol adimini attikca da her
seferinde mutlaka bir gunahini doker. -Oyleyse (mescide) yaklassin veya
uzaklassin- mescide gelir ve cemaatle namazini kilarsa magfirete mazhar olur.
Mescide geldiginde namazin birkac rek'ati kilinmis; birkac rek'ati kalmis ise
yetistigini cemaatle kilip, kacirdiklarini da tamamlamissa, keza magfirete
mazhar olur. Eger mescide geldiginde namazi kilinmis bulur ve tek basina
tamamlarsa yine magfirete mazhar olur."
Ebu Davud, Salat 51, (563).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4611-4620 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.