Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4761-4770 )
4761 - Seleme Ibnu'l-Ekva'
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Kim bize kilic kaldirirsa bizden degildir."
Muslim, Iman 162, (99).
4762 - Ebu Musa ve Ibnu
Omer radiyallahu anhum anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Kim bize karsi silah
tasirsa bizden degildir."
Buhari, Fiten 7; Muslim,
Iman 163, (100); Tirmizi, Hudud 26, (1459).
4763 - Abdullah
Ibnu'z-Zubeyr radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu
vesselam buyurdular ki:
"Kim kilicini ceker
sonra koyarsa kani hederdir."
Nesai, Tahrim 26, (7, 117).
ASABIYET VE EHVA
4764 - Cundeb Ibnu Abdillah
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Kim ummiyye (gayesi
Islam olmayan) bir bayrak altinda bir asabiyete yardim ederken oldurulurse onun
olumu, cahiliye olumu uzeredir."
Muslim, Imaret 57, (1850);
Nesai, Tahrim 28, (7, 123).
4765 - Suraka Ibnu Malik
el-Cu'semi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"En hayirliniz, (zulme
duserek) gunah islemedikce asiretini mudafaa edendir."
Ebu Davud, Edeb 121,
(5120).
4766 - Vasile Ibnu'l-Eska'
radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, asabiyet
nedir?"
"Asabiyet, buyurdular,
zulumde kavmine yardim etmendir."
Ebu Davud, Edeb 121,
(5519).
4767 - Amr Ibnu Ebi Kurre
anlatiyor: "Huzeyfe radiyallahu anh Medain'de iken, Resulullah
aleyhissalatu vesselam'in ofke halinde, ashabindan bazilarina sarfettigi
sozleri anlatiyordu. Huzeyfe'den bunlari isitenlerden birkismi Selman
radiyallahu anh'a gelip, Huzeyfe'nin anlattiklarini kendisine soyluyorlardi.
Selman da onlara:
"Huzeyfe soyledigini
daha iyi bilir!" diyordu. Onlar da tekrar Huzeyfe'nin yanina donup
kendisine:
"Biz senin
soylediklerini Selman'a sorduk. Ne tasdik etti ne de reddetti" dediler.
Bunun uzerine Huzeyfe (Sebze tarlasinda bulunan) Selman radiyallahu anhuma'nin
yanina gidip:
"Resulullah
aleyhissalatu vesselam'dan isittigim seyler hususunda beni niye tasdik
etmedin?" diye sordu. Selman da:
"Resulullah
aleyhissalatu vesselam ofkelenir ve ofkeli iken konusurdu. Razi olur ve riza
halinde de konusurdu!" cevabini verdi ve sonra devamla:
"Ey Huzeyfe! dedi.
Sen, kalplerde, birkisim insanlara sevgi, birkisim insanlara bugz hasil edip
aralarinda ihtilaf ve ayriliklara sebep olan bu konusmalardan vazgecsen olmaz
mi! Nitekim biliyorsun ki, Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun)
hutbesinde soyle buyurmustu: "Allahim! Ben senin katindan bir garanti
talep ediyorum: Ummetimden kime ofkeli halimde (haksiz yere) sebbetmis veya
lanet etmis (veya vurmus veya incitmis) isem -ki ben de ademogluyum, tipki
onlarin ofkelenmeleri gibi ofkelenirim. Halbuki sen beni alemlere rahmet olarak
gonderdin- bu (haksiz sozumu) o kimseler icin Kiyamet gunu rahmet, (zekat,
ecir, yakinlik vesilesi, tuhur) kil. (Ta ki o vesile ile sana yaklassin!)"
Ey Huzeyfe! Allah'a yemin
olsun, ya bu konusmalardan vazgececeksin, yahut da seni Omer Ibnu'l-Hattab
radiyallahu anh'a yazip sikayet edecegim!"
Ebu Davud, Sunnet 11,
(4659).
FITNELERIN GELDIGI CIHET VE
FITNELERIN CIKTIGI KIMSELER
4768 - Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Kufrun basi dogu
cihetindedir. Ovunme ve calim satma isi at, deve, sigir besleyenler, cadirda
oturanlar arasindadir. Sukunet de koyun besleyenlerdedir."
4769 - Buhari'nin bir diger
rivayetinde denir ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Iman Yemenlidir.
Fitne su tarafta, seytanin boynuzunun dogdugu yerdedir."
4770 - Muslim'in
rivayetinde soyledir: "Iman Yemenlidir. Kufur de sark cihetindedir.
Sukunet koyun besleyenlerin yanindadir. Ovunmek ve calim satmak feddadlarin,
yani at besleyip cadirda kalanlarin yanindadir."
Buhari, Bed'u'l-Halk 15,
Menakib 1, Megazi 74; Muslim, Iman 85, (52); Muvatta, Isti'zan 15, (2, 920).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4761-4770 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.