Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 611-620 )

611 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su ayeti okudu: "Rabbi daga tecelli edince onu yerle bir etti" (A'raf 143) -hadisi rivayet eden Hammad soyle der: Hammad'dan rivayeti yapan Suleyman b. Harb merhum- (tecellinin hafifligini gostermek icin) bas parmaginin yaniyla sag parmaginin ucuna degdirerek gosterir. (Ve ayetin kiraati bitince Resulullah) ilave eder: "Dag, ciglik atti ve Musa baygin dustu"
Tirmizi, Tefsir, A'raf (3076).

612 - Muslim Ibnu Yesar el-Cuheni anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh)'den: "Rabbim Beni Adem'den, bellerinden zurriyetlerini alip da onlari nefislerine karsi sahid tutarak: "Rabbiniz degil miyim?" diye ishad ettigi vakit bela (evet) dediler: Sahidiz. "Kiyamet gunu bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz. Yahud: "Ancak onceden atalarimiz sirk kostular, biz ise onlardan sonra bir zurriyet idik, simdi o batili te'sis edenlerin yaptiklariyla bizi helak mi edeceksin?" demeyesiniz" (A'raf 172-173) ayetinden soruldu Hz. Omer (radiyallahu anh) su cevabi verdi: "Bu ayetten Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a da sorulmustu. O soyle acikladi: "Allah Teala hazretleri, Hz. Adem'i yaratti sonra sag eliyle meshedip ondan bir zurriyet cikardi ve: "Bunlar cennet icindir, bunlar cennet ehlinin ameliyle amel ederler" dedi. Rabb Teala, ikinci defa sirtini oksadi, ondan bir nesil daha cikardi ve: "Bunlari da cehennem icin yarattim, bunlar da cehennem ehlinin amelini isleyecekler" dedi.
Cemaatten bir adam: "Ey Allah'in Resulu! (kaderimiz ezelden yazilmis ise) niye amel ediyoruz? diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su aciklamayi yapti: "Allah bir kisiyi cennet ehli olarak yaratmissa onu cennet ehlinin amelinde calistirir. Oyle ki cennetliklerin bir ameli uzere olur ve Allah da onu cennetine kor. Aksine bir kulu da cehennem ehli olarak yaratmissa, onu da cehennemliklerin amelinde istimal eder. Oyle ki bu da cehennemliklerin bir ameli uzere olur, Allah da onu cehenneme koyar."
Muvatta, Kader 2, (2, 898, 899); Tirmizi, Tefsir, A'raf, (3077); Ebu Davud, Sunnet 17, (4703).

613 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allahu Zu'l-Celal hazretleri Adem (aleyhissalatu vesselam)'i yarattigi zaman sirtini meshetti. Bunun uzerine kiyamete kadar onun neslinden yaratacagi insanlardan herbirinin iki gozu arasina nurdan bir parlaklik koydu. Sonra hepsini Adem (aleyhisselam)'e arzetti. Adem (aleyhisselam):
"-Ey Rabbim bunlar da kim?" diye sordu.
"-Bunlar senin zurriyetindir" dedi.
Onlardan bir tanesi dikkatini cekti, gozlerinin arasindaki parlaklik cok hosuna gitmisti.
"-Ey Rabbim su da kim?" diye sordu.
"-Davud!" deyince.
"-Pekala ne kadar omur verdin?" diye sordu.
"-Altmis yil!" dedi.
Adem:
"-Ey Rabbim, ona benim omrumden kirk yil ilave et!" dedi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: Hz. Adem'in yasi kirk yil eksik olarak kesinlesince hemen olum melegi geldi. Adem (aleyhisselam) ona:
"-Yani benim omrumden kirk yil daha geride kalmadi mi?" dedi. Melek:
"-Iyi ama, dedi, sen onu oglun Davud'a vermedin mi?"
Adem inkar etti, zurriyeti de inkar etti, Adem unuttu ve meyveden yedi. Zirriyeti de unuttu. Adem hata isledi, zurriyeti de hata isledi."
Tirmizi, Tefsir, A'raf, (3078). Tirmizi hadisin sahih oldugunu soyledi.

614 - Semure Ibnu Cundeb (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Havva (aleyhisselam) hamile kaldigi zaman iblis Havva'nin yanina geldi. (Bu sirada) Havva'nin cocugu yasamiyor hep oluyordu. Iblis: "Cocuga Abdu'l-Haris adini ver, cunku o yasiyor" dedi. Havva bu ismi verdi, cocuk da yasadi. Ancak bu durum seytanin bir telkini ve emri idi."
Tirmizi, Tefsir, A'raf, (3079).

615 - Ibnu'z-Zubeyr (radiyallahu anhuma) diyor ki: "Sen af yolunu tut, bagisla, uygun olani emret, bilgisizlere aldiris etme" (A'raf, 199) ayeti, ancak ve ancak halkin ahlaki hususunda nazil oldu."
Buhari, Tefsir, A'raf 5; Ebu Davud, edeb 5, (4787).

616 - Buhari ve Ebu Davud'un diger bir rivayetinde soyle denir: "Allah, Peygamberine (aleyhissalatu vesselam) halkin ahlakindan, affetmeyi, benimseyip almasini emretti."
Buhari, Tefsir, A'raf 5; Ebu Davud, Edep 5, (4787).

ENFAL SURESI

617 - Ibnu Cubeyr anlatiyor: "Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'a: "Enfal suresi (ne hususta indi?) diye sordum, bana: "Bedir Savasi uzerine indi" cevabini verdi."
Buhari, Tefsir, Enfal 1; Muslim, Tefsir, 31, (3031).

618 - Mus'ab Ibnu Sa'd babasindan (radiyallahu anh) naklettiginegore, babasi soyle demistir: "Bedir Savasi sirasinda bir kilicla geldim ve: "Ey Allah'in Resulu, Allah kalbimi musriklerden kurtardi, bu kilici bana bagisla" dedim. Bana: "Bu mal ne senin, ne de benim" diye cevap verdi.
Ben (icimden): "Bu kilic, savas sirasinda benim kadar ciddi hizmette bulunmayan birine verilebilir" diyerek ayrildim.
Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam) benim yanima geldi ve: "Sen, kilic benim degilken onu benden istemistin. Simdi ise artik benim oldu, al, bu senin olsun!" dedi." Su ayet inmisti:
"Ey Muhammed! Sana ganimetlere dair soru sorarlar, de ki: "Ganimetler Allah'in ve Peygamberindir. Inaniyorsaniz Allah'tan sakinin..." (Enfal, 1).
Muslim, Cihad 33, (1748); Tirmizi, Tefsir, Enfal (3080); Ebu Davud, Cihad 156, (2740).

619 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Tekrar savasmak icin bir tarafa cekilmek veya bir baska topluluga katilmak maksadi disinda, savas gunu arkasini dusmana donen kimse Allah'tan bir gazaba ugramis olur. Onun varacagi yer cehennemdir. Ne kotu bir donustur!" (Enfal, 16) ayeti Bedir gunu indi."
Ebu Davud, Cihad 106, (2648).

620 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) "Allah katinda yeryuzundeki canlilarin en kotusu gercegi akletmeyen sagirlar ve dilsizlerdir" (Enfal, 22) ayetinde kastedilmis olanlar Abdu'd-Darogullarindan bir gruptur" denmistir."

Buhari, Tefsir, Enfal 1.




Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 611-620 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.