Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 781-790 )
781 - Hz. Enes (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir
mu'min icin mutlaka (semadan) iki kapi vardir: Birinden ameli yukselir,
digerinden de rizki iner. Bu mu'min olunce, her iki kapi da aglarlar. Su ayet
bu duruma isaret eder: "Ne gok ne yer onlarin uzerine aglamadi..."
(Duhan 29).
Tirmizi, Tefsir, Duhan, (3252).
782 - Ebu Sa'id (radiyallahu anh),
"Dogrusu gunahkarlarin yiyeceg'i zakkum agacidir. Karinlarinda, suyun
kaynamasi gibi kaynayan erimis maden gibidir" (Duhan, 43-46) ayetinde
gecen muhl (erimis maden) tabiri hakkinda su aciklamayi yapti: "Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Bu (muhl) sivi yagin dibine coken
tortu gibidir, adamin yuzune yaklastirilinca, yuzunun derisi derhal icine
duser."
Tirmizi, Sifatu Cehennem 4,
(2584-2587), Tefsir, Sail (Mearic) 3319).
AHKAF SURESI
783 - Yusuf Ibnu Mahik (radiyallahu
anh) anlatiyor: "Hz. Muaviye (radiyallahu anh) Mervan'i Hicaz'a vali tayin
etmisti. Bu valiligi sirasinda hutbe okudu ve hutbede Yezid Ibnu Muaviye'nin
ismini zikretmeye basladi. Maksadi, babasi (Hz. Muaviye)den sonra ona biat
etmekti. Abdurrahman Ibnu Ebi Bekr, ona birseyler soyledi. (Bu soze kizan)
Mervan: "Yakalayin sunu!" emretti. (Abdurrahman hemen kacip) Hz. Aise
(radiyallahu anha)'nin odasina girdi. Boylece onu yakalayamadilar.
Bunun uzerine Mervan sunu soyledi:
"Bu var ya, hakkinda su ayet inen kimsedir: (Mealen): "Ana ve
babasina: "Of size, benden evvel nice nice nesiller gelip gectigi halde
beni (tekrar diriltilip kabrimden) cikarilacagimla mi tehdid ediyorsunuz? diyen
(adam yokmu) anasi, babasi Allah'a yalvarirlar. (Ona): "Yazik sana. Iman
et. Allah'in va'di hic suphesiz haktir" (derler). O ise: "Bu
(dediginiz) evvelkilerin masallarindan baskasi degildir" der."
(Ahkaf,17).
Hz. Aise (radiyallahu anha) perde
gerisinden Mervan'a su cevabi verdi: "Cenab-iHakk, Kur'an-i Kerim'de
bizimle ilgili olarak, (munafiklarin iftirasindan) beraetimi haber veren Nur
suresindeki ayetlerden baska hicbir sey inzal buyurmamistir."
Buhari, Tefsir, Ahkaf 1.
784 - Alkame anlatiyor: "Ibni
Mes'ud (radiyallahu anh)'a dedim ki: "- Sizden kimse, cin gecesinde Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e refakat etti mi?"
"- Hayir, dedi, bizden kimse ona
refakat etmedi. Ancak bir gece O'nunla (aleyhissalatu vesselam) beraberdik. Bir
ara onu kaybettik. Kendisini vadilerde ve dag yollarinda aradik. Bulamayinca:
"Yoksa ucurulmus veya kacirilmis olmasin?" dedik. Boylece,
gecirilmesi mumkun en kotu bir gece gecirdik. Sabah olunca, bir de baktik ki
Hira tarafindan geliyor.
"- Ey Allah'in Resulu, biz seni
kaybettik, cok aradik ve bulamadik. Bu sebeple gecirilmesi mumkun en fena bir
gece gecirdik" dedik.
"- Bana cinlerin davetcisi geldi.
Beraber gittik. Onlara Kur'an-i Kerim'i okudum" buyurdular. Sonra bizi
goturerek cinlerin izlerini, ateslerinin kalintilarini bize gosterdi. Cinler
kendisine yiyeceklerini sormuslar. O da: "Elinize gecen, uzerine Allah'in
ismi zikredilmis her kemik, olabildigi kadar bol etli olarak sizindir. Her deve
ve at mayisi da hayvanlarinizin yemidir" buyurmuslar. Sonra Resulullah
(aleyhissalatu vesselam) bize su tenbihte bulundu: "Sakin bu iki seyle
(kemik ve kuru hayvan mayisi) abdest bozduktan sonra istinca etmeyiri, cunku
onlar (cinni olan) din kardeslerinizin yiyecekleridir."
Muslim, Salat 150 (450); Tirmizi,
Tefsir, Ahkaf, (3254); Ebu Davud, Tah ret 42, (85).
FETIH SURESI
785 - Hz. Enes (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Ey muhammed! Dogrusu biz sana apacik bir zafer saglamisizdir.
Allah boylece senin gecmis ve gelecek gunahlarini bagislar, sana olan nimetini
tamamlar, seni dogru yola eristirir" (Feth, 1-2) ayetleri Hudeybiye donusu
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e nazil oldu. Ayette gecen "apacik
zafer (Feth-i Mubin)" Hudeybiye zaferidir.
Ayet inince: "Ey Allah'in Resulu,
ne mutlu, kutlu olsun, saadetli olsun, Allah Teala hazretleri senin icin ne
yapacagini sana acikladi. Acaba bize ne yapacak?" dediler. bunun uzerine
su ayet indi:
"Iman eden erkek ve kadinlari,
icinde ebedi kalacaklari, iclerinde irmaklar akan cennetlere koyar, onlarin
kotuluklerini orter. Allah katinda buyuk kurtulus iste budur" (Feth, 5).
Buhari, Megazi 35, Tefsir, Feth 1;
Muslim, Cihad 97 (1786); Tirmizi, Tefsir, Feth (3259).
786 - Hz. Enes (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Sabah namazi sirasinda Ten'im dagindan seksen kisi Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'in uzerine geldiler. Niyetleri onu oldurmekti.
Yakalandilar. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) onlari serbest birakti.
Bunun uzerine su ayet indi. (mealen): "Sizi onlara ustun kildiktan sonra,
Mekke bolgesinde, onlarin ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan geri
tutan, savasi onleyen O'dur..." (Feth, 24).
Muslim, Cihad 133 (1808); Tirmizi,
Tefsir, Fetih (3260); Ebu Davud, Cihad 130, (2677).
787 - Ubey Ibnu Ka'b (radiyallahu
anh), "Allah, peygamberine ve inananlara huzur indirdi. Onlarin takva
sozunu tutmalarini sagladi" (Feth, 26) ayetinde gecen "takva
sozu"nden, Lailahe illallah'in kastedildigini Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam)'den isittigini soylemistir.
Tirmizi, Tefsir, Feth, (3261).
HUCURAT SURESI
788 - Abdullah Ibnuz-Zubeyr
(radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Beni Temim kabilesinden binekli bir grup
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in yanina geldiler. Hz. Ebu Bekir:
"Ka'ka' Ibnu Ma'bed (radiyallahu anhuma)'i bunlara emir tayin etmesini,
Hz. Omer (radiyallahu anh) de Akra Ibnu'l-Habis'i emir tayin etmesini Hz. Peygamber
(aleyhissalatu vesselam)'e soylediler. Hz. Ebu Bekir, Hz. Omer'e cikisti ve:
"Senbana muhalefet etmek istiyorsun!" dedi. Hz. Omer (radiyallahu
anh):
"Asla sana muhalefet etmeyi
dusunmedim!" dedi. Aralarinda ithamlasma oldu ve sesleri yukseldi. Bunun uzerine
su ayet nazil oldu. (Mealen):
"Ey iman edenler, Allah'in ve
Resulu'nun huzurunda (sozde ve iste) one gecmeyin. Allah'tan korkun. Cunku
Allah hakkiyla isiten, (her seyi) bilendir. Ey iman edenler, seslerinizi
Peygamberin sesinden yuksek cikarmayin. Ona, sozle birbirinize bagirdiginiz
gibi bagirmayin ki siz farkina varmadan amelleriniz bosa gidiverir"
(Hucurat, 1-2).
Buhari, Tefsir, Hucurat 1, 2, Megaza
67, I'tisam 5; Tirmizi, Tefsir Hucurat (3262); Nesai, Kaza' 6, (8, 226).
789 - Bera (radiyallahu anh),
"Hucrelerin arkasindan sana unleyenler, herhalde ekserisi akli
ermiyenlerdir..." (Hucurat, 4) mealindeki ayetle ilgili olarak su
aciklamayi yapti: "Bir adam kalkip: "Ya Resulallah, benim ovmem bir
yuceltme yermem de alcaltmadir" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Boyle yapmak Allahaittir" cevabini verdi."
Tirmizi, Tefsir, Hucurat, (3264); Ebu
Davud, Edeb 71,(4926).
790 - Ebu Nadra (radiyallahu anh)
anlatiyor: "Ebu Said el-Hudri (radiyallahu anh): "Bilin ki, icinizde
Allah'in Peygamberi bulunmaktadir. Eger O, bircok islerde size uymus olsaydi
suphesiz kotu duruma duserdiniz. Ama Allah size imani sevdirmis, onu
gonullerinize guzel gostermis; kufru, fiski ve isyani da size igrenc
gostermistir.." (Hucurat, 7-8) mealindeki ayeti okudu ve soyle soyledi:
" Iste bu kendisine vahyolunan
peygamberinizdir (aleyhissalatu vesselam). Peygamberin uymasi melhuz olan
kimseler de -ki ayette "size uymus olsaydi"diye zikredilenler-
sizlerin en hayirli imamlariniz olan Ashab'dir. Dunku durum oyle olunca bugun
haliniz nedir?"
Tirmizi, Tefsir, Hucura, (3265).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 781-790 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.