Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 791-800 )

791 - Ebu Cebire Ibnu'd-Dahhak (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir ayet, biz Beni Selime hakkinda nazil oldu. Soyle ki: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bize geldigi vakit herkesin mutlaka iki veya uc adi vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu adlarindan biriyle: "Ey falan!" diye bir kimseyi cagirinca kendisine:
"- Ey Allah'in Resulu! O, bu isimle cagirilinca, kizar" diye ikaz ediyorlardi. Iste bu durum uzerine su ayet indi:
"Ey iman edenler, bir kavm diger bir kavm ile alay etmesin. Olur ki (alay edilenler Allah indinde) kendilerinden (yani alay edenlerden) daha hayirlidir. Kadinlar da kadinlari (eglenceye almasin). Olur ki onlar (eglenceye alinanlar) kendilerinden daha
hayirlidir. Kendi kendinizi ayiplamayin. Birbirinizi kotu lakaplarla cagirmayin. Imandan sonra fasiklik ne kotu addir. Kim (Allah'in yasak ettigi seylerden) tevbe etmezse, onlar zalimlerin ta kendileridir" (Hucurat, 11).
Tirmizi, Tefsir, Hucurat (3264); Ebu Davud, Edeb 71, (4926).

792 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma), "Ey insanlar! Dogrusu biz, sizleri bir erkekle bir kadindan yarattik. Sizi milletler ve kabileler haline koyduk ki, birbirinizi kolayca taniyasiniz.." (Hucurat, 13) ayetinde gecen suub'u "buyuk kabileler", kabail'i de kabilenin alt bolumu olan boylar olarak aciklamistir.

KAF SURESI

793 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma), "Gecenin bir cuz'unde ve secdelerin arkalarinda da onu tesbih et" mealindeki ayette gecen "secdelerin arkalarinda" tabiriyle ilgili olarak: "Cenab-i Hakk, tesbihi, butun namazlarin ardindan yapmayi emretmektedir" demistir.
Buhari, Tefsir, Kaf 2.

ZARIYAT SURESI

794 - Hz. Enes (radiyallahu anh), "Onlar gecenin (ancak) az bir kisminda uyurlardi" (Zariyat, 17) mealindeki ayet hakkinda su aciklamayi yapti: "Onlar aksamla yatsi arasinda namaz kilarlardi."
Bir rivayette su ziyade var: "Boylece yanlari yataklarindan uzaklasir" (Secde,16).
Ebu Davud,Salat 312, (1322).

TUR SURESI

795 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'nin, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'den naklettigine gore, Resulullah Beytu'l-Ma'mur'a her gun yetmis bin melaikenin girdigini gormustur. "
Buhari, Bed'ul-Halk 6.

796 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'in rivayetine gore, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Gecenin bir kisminda ve yildizlarin batisindan sonra dahi tesbih et" (Tur, 49) ayetinde gecen "yildizlarin batisindan sonra" kilinacak namazin (idbare's-sucud), sabahin farzindan once kilinan iki rekat; (Kaf suresinde gecen) edbare's-sucud ile de aksamin farzindan sonra kilinan iki rek'at oldugunu soylemistir."
Tirmizi, Tefsir, Tur, (3271).

NECM SURESI

797 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh), Necm suresinde gecen, "Iki yay kadar, yahud daha yakin oldu"; keza, "Onun gordugunu kalb yalan cikarmadi"; keza, "Andolsun ki, O, Rabbinin en buyuk ayetlerinden bir kismini gormustur" (Necm, 9, 11, 18) ayetlerinde Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in Cibril (aleyhisselam)'i alti yuz kanadiyla gordugune isaret bulundugunu soylemistir.
Buhari, Tefsir, Necm 1, Bed'u'l-Halk 6; Muslim, Iman 280-282 (174); Tirmizi, Tefsir, Necm (3279).

798 - Muslim merhum bir rivayetinde: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Cebrail'i asli suretinde gordu" demistir.

799 - Tirmizi'nin Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan kaydettigi bir rivayette, Ibnu Abbas: "Muhammed Rabbini gordu" der. Ikrime (kendisine): "Allah, Kur'an-i Kerim'de (mealen): "Gozler onu idrak edemez" (En'am, 103) demiyor mu?" diye sorunca: "Amma da yaptin, bu gorme isi, Cenab-i Hakk kendi nuru ile tecelli ettigi zaman bunu goremez demektir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ise Rabbini iki sefer gormustur" aciklamasini yapar."
Muslim, Iman 284, (176); Tirmizi, Tefsir, Necm (3275, 3276, 3277).

800 - Sa'bi anlatiyor: Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma), Arafat'ta Ka'b'la karsilasti. Ka'b'a birseyle sordu. Bunun uzerine Ka'b oyle bir tekbir getirdi ki, daglarda yankilar yapti. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) dedi ki:
"- Biz Beni Hasim'deniz!"
Ka'b da: "- Allah ru'yeti ile kelamini Muhammed ile Musa (aleyhimasselat vesselam) arasinda taksim etti. Musa'ya Allah iki kere konustu. Muhammed (aleyhissalatu vesselam) de Mirac'ta Allah'i iki kere gordu."
Mesruk der ki: "Hz. Aise (radiyallahu anh)'nin yanina girdim ve "Muhammed Rabbini gordu mu?" diye sordum. Bana:
"- Oyle bir sey soyledin ki, (korkudan) tuylerim kabardi (diken diken oldu)" dedi.
"- Agir olun, (hemen reddetmeyin) deyip su mealdeki ayeti okudum: "Andolsun ki O, Rabbinin en buyuk ayetlerinden bir kismini gormustur" (Necm,18).
Buna su cevabi verdi: "-Bu ayet seni nereye goturmus`? (Ayeti anlamakta hata etmissin, ayette Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in gordugu belirtilen sey) Cibril (aleyhisselam)'dir. Sana kim: "Muhammed Rabbini gormustur" derse veya "Emredildigi tebligattan bir sey gizlemistir" derse veya "Allah'in gayb ilan ettigi su bes seyi bildigini soylerse: "Kiyametin ilmi suphesiz ki Allah'in nezdindedir. Yagmuru O indirir. Rahimlerde olani O bilir. Hicbir kimse yarin ne kazanacagini bilmez. Hicbir kimse hangi yerde olecegini bilmez..." (Lokman, 34) bilki en buyuk iftira ve yalanda bulunmustur. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in, ayette bahsedilen ru'yeti Cebrail'le ilgilidir. Efendimiz'in gordugiu sey, Cebrail'dir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Cebrail (aleyhisselam)'i alti yuz kanadiyla fitri suretinde ancak iki defa gormustur: Bir defasinda Sidretu'l-Munteha'da, bir defesinda da (Mekke'nin asagisinda) Ciyad denilen yerde, ufku (her cihetiyle semayi) kaplamis vaziyette."

Tirmizi, Tefsir, Necm (3274); Buhari, Tefsir, Maide 7, Bed'ul-Halk 6, Tevhid 4; Muslim, Iman 287, (177).




Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 791-800 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.