Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 971-980 )

971 - Ebu Said (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a:
"- Ey Allah'in Resulu! Insanlarin en efdali kimdir?" diye soruldu. Su cevabi verdi:
" Allah yolunda maliyla caniyla cihad eden mu'min kisi!"
"- Sonra kim? diye tekrar soruldu. Bu sefer:
" Tenhalardan bir tenhaya Allah korkusuyla cekilip, insanlari serrinden birakan kimsedir" diye cevap verdi."
Buhari, Cihad 2, Rikak 34; Muslim, Imaret 122, 123, 127, (1888); Ebu Davud, Cihad 5, (2485); Tirmizi, Fedauilu'l- Cihad 24, (1660); Nesai, Zekat 74, (5, 83), Cihad 7, (6,11); Ibnu Mace, Fiten 13, (3978).

972 - Ebu Saidi'l-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Size, insanlarin en hayirlisi ve en serlisini haber vereyim mi! Insanlarin en hayirlisi o kimsedir ki, kendi veya baskasinin ati sirtinda ya da yaya olarak, olunceye kadar Allah yolunda calisir. Insanlarin en serlisine gelince o da, Allah 'in Kitab 'ini okuyup (emir ve yasaklarina) riayet etmeyen kimsedir."
Nesai, Cihad 8, (6,11-12).

973 - Ibnu Abbas (radiyalahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Size insanlarin en hayirlisini haber vereyim mi! O, atinin yularindan Allah yolunda tutan kimsedir. (Hayirda) bunu takip edeni haber vereyim mi? O da koyunlarinin pesine takilip (insanlari) terkeden koyunlarda bulunan Allah'in hakkini da odeyen kimsedir.
Size insanlarin en kotusunu de haber vereyim mi! O da, Allah'tan isteyip, Allah adina vermeyendir."
Muvatta, Cihad 4, (2, 445); Tirmizi, Fedailu'I-Cihad 18, (1652); Nesai, Zekat 74, (5, 83-84).

974 - Ebu Umame (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular:
"Ummetimin seyahati Allah yolunda cihaddir."
Ebu Davud, Cihad 6, (2486).

975 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Allah korkusuyla goz yasi doken kimse, sut memeye geri donmedikce atese girmez. Bir kul uzerinde, Allah yolunda yapisan tozla, cehennemin dumani biraraya gelmez."
Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 8, (1633); Zuhd 37,(2372); Nesai, Cihad 8, (6,12).

976 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim:
"Iki goz vardir, onlara ates degemez: Allah icin aglayan goz ile, Allah yolunda uyanik sabahlayan goz."
(Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 7, (1632).

977 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Rasulullah buyurdu ki: "Kafir ile onu olduren ebediyyen cehennemde bir araya gelmezler, keza bir kulun karninda, Allah yolunda (yutulmus olan) tozla cehennem atesi bir araya gelmezler, keza, bir kulun kalbinde imanla hased bir araya gelmezler."
Muslim, Imaret 130, 131, (1891); Ebu Davud, Cihad 11, (2495); Nesai, Cihad 8, (6,12-14); Ibnu Mace, Cihad 9.

978 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun soyle dedi:
"Kim Rabb olarak Allah'tan, din olarak Islam'dan, peygamber olarak Muhammed'den razi ise ona cennet vacib olmustur." Bu soz hayretime gitti ve:
"- Ey Allah'in Resulu, bir kere daha tekrar eder misiniz?" dedim. Aynen tekrar etti ve arkadan da sunu soyledi.
" Bir baska sey daha var ki, Allah, onun sebebiyle, kulun cennetteki makamini yuz derece yuceltir. Bu derecelerden ikisi arasindaki uzaklik sema ile arz arasindaki mesafe gibidir. " Ben:
"- Oyleyse bu nedir`?" dedim. Su cevabi verdi:
" Allah yolunda cihad, Allah yolunda cihad, Allah yolunda cihad!"
Muslim, Imaret 116, (1884); Nesai, Cihad 18, (6,19-20).

979 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Allah iki kisi hakkinda guler: Bunlardan biri digerini oldurmus oldugu halde ikisi de cennete gider. Bunlardan digeri, Allah yolunda cihad eder ve sehid olur. Allah katile magfiretini ulastirir, o da Musluman olur, sonra Allah yolunda cihada katilir ve sehid olur (Boylece her ikisi de Cennette bulusurlar)."
Buhari, Cihad 28; Muslim, Imaret 128,129, (1890); Muvatta, Cihad 28, (2, 460); Nesai, Cihad 37, (2, 38); Ibnu Mace, Mukaddime 13, (191).

980 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Kim Allahiman ederek ve va'dini tasdik ederek, Allah yolunda (kullanmak uzere) bir at "tutarsa" bu atin yedigi, teri, gubresi, bevli kiyamet gunu terazisine girecektir, yani sahibine sevap olacaktir."

Buhari, Cihad 46; Nesai, Hayl 11.




Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 971-980 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.