Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5131-5140 )

MUBAH OLAN KAZANCLAR VE TAAMLAR

5131 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muhakkakk ki yediginizin en temizi kendi kesbinizden olandir. Muhakkak ki evladlariniz da kendi kesbinizdendir."
Ebu Davud, Buyu' 79; Tirmizi, Ahkam, 22, (1358); Nesai, Buyu' 1, (7, 249); Ibnu Mace, Tiarat 1, (2137), 64, (2290).

5132 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh anlatiyor: "Sanki Mudar kabilesine mensup uzun boylu bir kadin ayaga kalkip:
"Ey Allah'in Resulu! Biz (kadin)lar babalarimiz ve evladlarimiz ve kocalarimiz uzerine yukuz. Onlarin mallarinda emirleri disinda, tasarrufu bize helal olan nedir?" diye sualde bulundu. Aleyhissalatu vesselam:
"Size helal olan "taze" dir. Ondan hem yiyin, hem de hediye edin!" buyurdular." Ebu Davud der ki: "Tazeden maksad ekmek, sebze ve taze meyve (gibi fazla kalinca bozulan yiyecekler)dir."
Ebu Davud, Zekat 44, (1686).

5133 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ebu Sufyan'in karisi Hind, (Bir gun gelerek) "Ey Allah'in Resulu dedi. Ebu Sufyan cimri bir adamdir. Bana ve cocuguma yetecek miktarda (nafaka) vermiyor. Durumu idare icin, onun bilmez tarafindan, almam gerekiyor! (Ne yapayim?)"
Aleyhissalatu vesselam: "Orfe gore sana ve cocuguna kifayet edecek miktarda al!" buyurdular."
Buhari, Buyu' 95, Mezalim 1, Nafakat 5, 9, 14, Eyman 3, Ahkam 14, 180; Muslim, Akdiye 7, (1714); Ebu Davud, Buyu' 81, (3532); Nesai, Kudat 30, (8, 246).

5134 - Kasim Ibnu Muhammed rahimehullah anlatiyor: "Bir adam Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'ya: "Yanimda bir devesi olan bir yetim var. Devesinin sutunden icebilir miyim?" diye sormustu. Ibnu Abbas su cevabi verdi:
"Eger deve kaybolunca ariyor, katran vesairesini surerek tedavisini yapiyor, su yalagini onariyor, sulama gununde suyunu iciriyorsan yavruya zarar vermeden ve memeyi tamamen kurutmadan icebilirsin."
Muvatta, Sifatu'n Nebi 33, (2, 934).

KUR'AN'I YAZMA VE OGRETMENIN UCRETI

5135 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Uzerine ucret almada en hakli oldugunuz sey Kitabullah'tir."
Buhari, Icare 16, (muallak olarak kaydetmistir), Tibb 34.

5136 - Yine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'dan anlatildigina gore, "Kendisine mushaf yazmanin ucreti hakkinda sorulmustu. Su cevapta bulundu:
"Bunda bir beis yok. Onlar, bu iste, ressam durumundadirlar, ellerinin emegini yemektedirler."
Rezin tahric etmistir.

MEMURLARIN RIZIKLARI

5137 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh halife secildigi zaman:
"Kavmim biliyor ki, benim meslegim ailemin nafakasini te'minden aciz degildir. Ancak simdi muslumanlarin isleriyle mesgulum. Bu sebeple Ebu Bekr'in ailesi Beytu'l-Mal'den yiyecek, o da muslumanlar icin calisacak" dedi."
Buhari, Buyu', 15.

5138 - Hz. Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Biz kimi bir ise tayin eder, bir rizik tahsis edersek, bu tahsis edilenden maada aldigi gululdur (devlet malindan hirsizliktir)."
Ebu Davud, Harac 10, (2943).

5139 - Mustevrid Ibnu Seddad radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim bize memur olursa, kendine bir zevce edinsin. Hizmetcisi yoksa bir de hizmetci edinsin. Meskeni yoksa bir mesken edinsin."
Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle buyurduklari bana haber verildi:
"Kim bunun disinda bir sey edinirse, bu kimse haindir, hirsizdir."
Ebu Davud, Harac 10, (2945).

5140 - Abdullah Ibnu Amr es-Sa'di'nin anlattigina gore, "Hilafeti sirasinda Hz. Omer radiyallahu anh'in yanina geldi. Hz. Omer kendisine:
"Bana haber verildigine gore, sen muslumanlarin islerinden bir kismini uzerine almissin ve sana maas verilince almaktan kacinmissin (dogru mu)?" diye sordu. Ben de: "Evet!" dedim. Bunun uzerine Hz. Omer: "Bundan maksadin ne?" dedi. Ben de:
"Benim atlarim var, kolelerim var (halim vaktim iyidir), hayir uzereyim. Ben maasimin muslumanlara sadaka olmasini istiyorum" dedim. Hz. Omer:
"Hayir! Boyle yapma! Cunku (bir ara bende senin gibi dusunmus), senin arzu ettigin seyi arzu etmistim. Resulullah aleyhissalatu vesselam bana ihsanda bulunuyordu. Ben de:
"Bu parayi ona benden daha cok muhtac olan birine ver!" diyordum. Hatta bir seferinde Aleyhissalatu vesselam yine bana mal vermisti. Ben yine:
"Bunu, onu benden daha cok muhtac olan kimseye ver!" demistim. Aleyhissalatu vesselam:
"Onu al, kendi malin yap, sonra tasadduk et! Bu maldan, sen talep etmeden, bekler vaziyeti almadan, gelen olursa onu al. Boyle olmayana gonlunu baglama!" buyurdular."

Buhari, Ahkam 17; Muslim, Zekat 111, (1045); Nesai, Zekat 94, (5, 103).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5131-5140 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.