Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5291-5300 )
5291 - Zeyd Ibnu Erkam radiyallahu anh
anlatiyor: "Yemen'den bir zat Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip:
"Uc kisi Hz. Ali'ye gelip, tek bir tuhur
zamani icerisinde cimada bulunduklari bir kadindan dogan bir cocuk hakkindaki
ihtilaflarini arzettiler. Hz. Ali ikisine:
"Cocuk su ucuncuye mubarek olsun!"
dedi. Bunun uzerine diger ikisi feveran ettiler (olmaz boyle hukum diye
cikistilar). Hz. Ali bunun uzerine:
"Siz, ihtilafli ortaklarsiniz. Ben
aranizda kur'a cekecegim. Kime cikarsa cocuk onundur. Diger iki arkadasina da
bir diyetin ucte ikisini odeyecektir!" dedi ve aralarinda kur'a cekti ve
cocuk kime cikti ise ona verdi.
(Adamin bu anlattiklarina) Resulullah
aleyhissalatu vesselam, azi disleri -veya kesici disleri- gorulunceye kadar
guldu."
Ebu Davud, Talak 32, (2270); Nesai, Talak 50,
(6, 182, 184).
5292 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir kimse kendini azad edenlerin izni
olmadan bir kavmi veli ittihaz ederse, Allah'in, meleklerin ve butun
insanlarin) laneti uzerine olsun. Allah ondan ne bir farz ne de bir nafile
kabul eder."
Muslim, Itk 19, (1508); Ebu Davud, Edeb 119,
(5114).
5293 - Abdulhamid Ibnu Cafer anlatiyor:
"Babamin dedem Rafi' Ibnu Sinan radiyallahu anh'tan anlattigina gore dedem
Rafi' musluman olmus, fakat hanimi musluman olmamakta direnmis ve (is ayrilma
noktasina gelince) kadin, Aleyhissalatu vesselam'a gelerek:) "Kizim
benimdir, sutten de kesilmistir" demistir. Rafi'de: "Kizim
benimdir" demistir. (Resulullah, Rafi'e: "Sen bir koseye otur!)"
kadina da:"Sen de bir koseye otur!" der. Cocugu da ikisinin arasina
oturtur. Sonra kadina ve erkege: "Cocugu kendinize cagirin!" buyurur.
Cagirirlar. Cocuk annesine meyleder. Aleyhissalatu vesselam: "Allahim ona
dogruyu goster!" diye dua eder. Bunun uzerine kiz babasina yonelir. Baba
boylece cocugu alir."
Ebu Davud, Talak 26, (2244); Nesai, Talak 52,
(6, 185).
LAKIT
5294 - Suneyn Ebu Cemile es-Sulemi'nin
anlattigina gore, Hz. Omer radiyallahu anh zamaninda atilmis bir cocuk
bulmustur. (Hadiseyi isiten) Omer yanina gelir ve onu gorunce:
"Bu iste bir bit yenigi olabilir. Bu
yavruyu niye aldin?" der. Suneyn de: "Bunu helake maruz buldum, o
yuzden (kurtarmak icin) aldim!" der ve Hz. Omer'in tavrindan kendisini
itham ediyor anlar. Ancak Omer'in) arifi:
"Ey muminlerin emiri bu salih bir
kimsedir" (diyerek lehinde tezkiyede bulunur. Bunun uzerine) Hz. Omer:
"Oyle mi?" der. Arif te'yiden:
"Evet!" deyince Hz. Omer: "Gotur onu! O hurdur (velasi sanadir)
nafakasi da bizim uzerimizedir!" der."
Muvatta, Akdiye 19, (2, 738).
Rezin su ilavede bulunmustur: "Onun
velasi da muslumanlara aittir, ona varis olurlar, hin-i hacette onun diyetini
oderler."
Buhari, bu ziyadeyi bir babta bab basligi
olarak senedsiz sekilde kaydetmistir (Sehadat 16).
OYUN VE EGLENCE BOLUMU
5295 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir guvercinin pesine dusup
onunla eglenen bir adam gormustu: "Bir seytan bir seytaneyi takip
ediyor!" buyurdular."
Ebu Davud, Edeb 65, (4940); Ibnu Mace, Edeb
44, (3765).
5296 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (dovusturmek icin)
hayvanlarin arasini kizistirmayi yasakladi."
Ebu Davud, Cihad 56, (2562); Tirmizi, Cihad
30, (1708, 1709).
5297 - Yine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kendisinde ruh olan hicbir canliyi
(atislariniza) hedef ittihaz etmeyin."
Muslim, Sayd 58, (1957); TirmizI, Sayd 1,
(1475); Nesai, Dahaya 41, (7, 238, 239).
5298 - Abdullah Ibnu Cafer Ibni Ebi Talib
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir
keciyi hedef ittihaz ederek ok atmakta olan bir kalabaliga rastlamisti. Bu
halden hic hoslanmadi ve: "Hayvanlara eziyet vermeyin!"
buyurdu."
Nesai, Dahaya 42, (7, 239).
5299 - Serid Ibnu Suveyd radiyallahu anh
anlatiyor: "Kim bir kusu bos yere sirf eglence olsun diye oldururse
Kiyamet gunu, o kus, sesini yukselterek Allah'a soyle seslenir:
"Ey Rabbim! Falan beni bos yere oldurdu,
bir menfaat icin oldurmedi."
Nesai, Dahaya 42, (7, 239).
5300 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam, hayvanlardan herhangisi olursa olsun,
"sabran" oldurulmesini yasakladi."
Muslim, Sayd 60, (1959).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5291-5300 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.