Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5331-5340 )

5331 - Bir rivayette su ziyade mevcuttur: "Bir kul, Allah rizasi icin mutevazi olur, alcalirsa Allah onu mutlaka yuceltir. Size bir hadis soyleyecegim, onu iyi belleyin: "Dunya dort kisi icindir:
"Bir kul vardir, Allah kendisine mal ve ilim vermistir de kul, mali hususunda Allah'tan korkmakta, (mal ve ilmi kullanarak) sila-i rahm yapmakta, (mal ve ilimde) Allah'in hakki oldugunu bilmektedir; iste bu kimse en faziletli bir makamdadir.
"Bir kul vardir. Allah ona ilim vermistir, mal vermemistir, ama iyi niyetlidir ve "Malim olsaydi onu falan kisi gibi (hayirda) harcardim" der. Iste bu kimse niyetindekini yapmis gibi sevaba nail olur, ikisi de esit sekilde ucrete konar.
"Bir kul vardir Allah ona mal vermistir, fakat ilim vermemistir. Malini cahilane harcar. Mali hususunda Rabbinden korkmaz. (Cimriligi, cahilligi sebebiyle) maliyla sila-i rahim yapmaz; malinda Allah'in da hakki oldugunu hic dusunmez. Iste bu kimse, mertebelerin en dusugundedir.
"Bir kul vardir, Allah ona ne ilim ne de mal vermistir ama: "Eger malim olsaydi onunla falan kimsenin yaptiklarini ben de yapardim" der. Bu da niyetiyle muamele gorur. Niyet ettigi kimsenin vebalini aynen elde eder."
Tirmizi, Zuhd 17, (2326); Ibnu Mace, Zuhd 21, (4228).

5332 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kimin azusu ahiret olursa, Allah onun kalbine zenginliginden koyar ve islerini derli toplu kilar, artik dunya ona hakir gelmeye baslar. Kimin hedefi de dunya olursa, Allah iki gozunun arasina (dunyanin) fakirligini koyar, islerini de darmadaginik eder. Netice olarak, dunyadan da eline, kendisine takdir edilmis olandan fazlasi gecmez."
Tirmizi, Kiyamet 31, (2467).

5333 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam dediler ki:
"Allah Teala hazretleri soyle buyurdular:
"Ey ademoglu! Kendini ibadetime ver, gonlunu zenginlikle doldurayim, fakrini kapayayim. Boyle yapmazsan ellerini mesguliyetle doldururum, fakrini da kapamam."
Tirmizi, Kiyamet 31, (2467); Ibnu Mace, Zuhd 2, (4107).

5334 - Yine Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Aleyhissalatu vesselam'a: "Ey Allah'in Resulu dedik, senin yaninda iken kalplarimiz maneviyatta rikkate gelip inceliyor, dunyaya karsi alakamiz kesiliyor ve ahireti sanki gormus gibi oluyoruz. Yaninizdan ayrilinca ailemizle unsiyet edip cocuklarimizi kokladik mi, onceki halimizi inkar ediyoruz, bunun sebebi nedir?"
Aleyhissalatu vesselam su cevabi verdi:
"Eger siz, ayrildiktan sonra da yanimdaki halinizi devam ettirseydiniz, melekler, sizi evlerinizde ziyaret eder, yollarda sizinle musafahada bulunurdu. Eger siz hic gunah islemeseydiniz, Allah sizi toptan yok eder, gunah isleyip istigfar edecek yeni bir mahluk yaratir ve onlari magfiret ederdi."
Tirmizi, Cennet 2, (2528); Ibnu Mace, Siyam 48, (1752).

5335 - Seddad Ibnu Evs radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Akilli kimse, nefsini muhasebe eden ve olumden sonrasi icin calisandir. Aciz de, nefsini hevasinin pesine takan ve Allah'tan temennide bulunan kimsedir."
Tirmizi, Kiyamet 26, (2461).

5336 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yedi seyden once amelde acele edin:
- Unutturucu fakirligi mi bekliyorsunuz?
- Tugyan ettirip azdirici zenginligi mi bekliyorsunuz?
- Ifsad edici hastaligi mi bekliyorsunuz?
- Aklinizi goturecek ihtiyarligi mi bekliyorsunuz?
- Ani olum mu bekliyorsunuz?
- Deccali mi bekliyorsunuz. Bu beklenen gaib bir serdir.
- Yoksa Kiyameti mi bekliyorsunuz? Kiyamet ise hepsinden kotu, hepsinden daha acidir."
Tirmizi, Zuhd 4, (2308); Nesai, Cenaiz 123, (4, 4).

5337 - Hz. Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hamr (sarhos edici icki), gunahin her cesidinin kaynagidir. Kadin, seytanin oltasidir, dunya sevgisi her cesit hatanin basidir."
Rezin tahric etmistir.

5338 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir bayram namazinda kadinlar tarafina gecerek):
"Ey kadinlar cemaati! (Allah yolunda) sadakada bulunun, istigfari cok yapin. Zira ben siz kadinlarin cehennemde cogunlugu teskil ettigini gordum" buyurdular. Dinleyenlerden cesaretli bir kadin:
"Niye cehennemliklerin cogunu kadinlar teskil ediyor, neyimiz var?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Agzinizdan kotu soz cok cikiyor ve kocalariniza karsi nankorluk ediyorsunuz. Akli ve dini eksik olanlar arasinda akil sahibi erkeklere galebe calan sizden baskasini gormedim!" dedi. O kadin tekrar:
"Ey Allah'in resulu! Akli ve dini eksik ne demek?" diye sorunca Aleyhissalatu vesselam acikladi:
"Akli noksan tabiri, iki kadinin sahitliginin bir erkegin sahitligine denk olmasini ifade eder. Dinlerinin eksik olmasi tabiri de onlarin (hayiz donemlerinde) gunlerce namaz kilmamalarini, Ramazan ayinda oruc tutmamalarini ifade eder."
Buhari, Hayz 6, Zekat 44, Iman 21, Kusuf 9, Nikah 88; Muslim, Kusuf 17, (907), Iman 132, (79); Nesai, Kusuf 17, (3, 147); Muvatta, Kusuf 2, (1, 187).

5339 - Hz. Ali radiyallahu anh demistir ki: "Tefekkur edilmeden yapilan kiraatte, (beklenen) hayir yoktur. Fikih olmayan ibadette (cok) hayir yoktur. Fakihlerin fakihi, halki Allah'in rahmetinden umitsizlige dusurmeyen ve Allah'in mekrinden de emniyete salmayan ve insanlari Kur'an'dan baska seye ragbete sevketmeyen kimsedir."
Rezin tahric etmistir.

5340 - Imam Malik'e ulastigina gore, Hz. Isa Ibnu Meryem aleyhisselam soyle buyurmustur: "Allah'in zikri disinda cok kelam etmeyin, kalpleriniz katilasir. Cunku kati kalp Allah'tan uzaktir, fakat bunu bilemezsiniz. Kendiniz efendiler imiscesine insanlarin gunahlarina bakmayin, bilakis, kullar olarak kendi gunahlariniza bakiniz. Cunku insanlar(in birkismi) belaya maruzdur, (birkismi afiyete mazhardir, bela (imtihan) sahiplerine merhamet edin. Mazhar oldugunuz afiyete de hamd edin."

Muvatta, Kelam 8, (2, 986).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5331-5340 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.