Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5471-5480 )
5471 - Abdullah Ibnu Omer radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Mescid, Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda kerpicten
yapilmisti. Tavani hurma dallariyla ortulmustu. Direklerini hurma kutukleri
teskil ediyordu. Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh buna (gerek tezyin ve gerekse
tevsi yonuyle) hic bir ilave getirmedi. Hz. Omer radiyallahu anh, (enini
boyunu) artirarak mescidi, Resulullah devrindeki tarz uzere (kerpic ve hurma
dallariyla) yeniden insa etti. Onu esasli sekilde Hz. Osman radiyallahu anh
(hem tezyin hem tevsi yonleriyle) degistirdi ve pek cok ilavelerde bulundu.
Duvarlarini nakisli taslarla ve kirecle insa etti. Direklerini de nakislanmis
taslardan yapti. Tavanini da (pek kiymetli olan) sac agacindan yapti."
Buhari, Salat 62; Ebu Davud, Salat 12, (451).
5472 - Amr Ibnu Abese radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim icerisinde Allah(in adi) zikredilsin
diye bir mescid bina ederse, Allah da cennette bir ev bina eder."
Nesai, Mesacid 1, (2, 31).
5473 - Ebu'l-Velid anlatiyor: "Ibnu Omer
radiyallahu anhuma'ya Mescid(-i Nebevi)deki cakildan sordum. Dedi ki:
"Bir gece yagmura yakalanmistik. Yerler
hep islandi. Kisi giysisinin icinde cakil tasi tasidi ve onu altina yaydi.
Resulullah aleyhissalatu vesselam namazi tamamlayinca: "Bu (yaptiginiz) ne
iyi!" buyurdular."
Ebu Davud, Salat 15, (458).
5474 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"(Mesciddeki) cakillar, kendilerini
disari cikaran kimsenin tekrar mescide koymasi icin Allah'a talebde
bulunur."
Ebu Davud, Salat 15, (459).
5475 - Seleme Ibnu'l-Ekva' radiyallahu anh
anlatiyor: "Minberle duvar arasinda bir koyun gececek kadar aralik
vardi."
Buhari, Salat 91, 95; Muslim, Salat 263,
(509); Ebu Davud, Salat 222, (1082).
MESCIDLERE MUTEALLIK AHKAM
5476 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah
aleyhissalatu vesselam mescidin kible (duvarinda) balgam gordu. Bu onun agrina
gitti, kalkip eliyle kazidi ve: "Sizden biri namaza kalkinca, Rabbine
hususi hitapta bulunur veya Rabbi(nin kiblesi) kendisi ile kiblesinin
arasindadir. Oyleyse hic biriniz kible cihetine tukurmesin. (Illa tukurecekse
bari) soluna veya ayaginin altina tukursun!" buyurdular. Sonra, (gostermek
icin) ridasinin bir kenarini alip icine tukurerek elbisesinin kenarini ust uste
katladi, sonra da: "Veya soyle yapsin!" buyurdu (ve tukrugu katlar
arasinda ovdu)."
Buhari, Salat 33, 35, 36, 39, Mevakitu's-Salat
8, el-Amel fi's-Salat 12; Muslim, Mesacid 54, (551); Nesai, Taharet 193, (1,
163), Mesacid 35, (2, 52, 53).
5477 - Yine Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mescidde tukruk hatadir, onun kefareti,
defnedilmesidir."
Buhari, Salat 37; Muslim, Mesacid 55, (552);
Ebu Davud, Salat 22, (474, 475, 476); Tirmizi, Salat 401, (572); Nesai, Mesacid
30, (2, 50, 51).
5478 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma,
Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Birinizin hanimi mescide gitmek
icin izin talep ederse ona mani olmasin (izin versin)" dedigini haber
vermisti. Bilal Ibnu Abdillah:
"Allah'a yemin olsun, biz onlara mani
olacagiz!" dedi. Bunun uzerine Abdullah radiyallahu anh, ona yaklasip oyle
hakaretamiz soz sarfetti ki, boylesini hic isitmedim. Sonra sunu ekledi:
"Ben sana Resulullah aleyhissalatu
vesselam'dan haber veriyorum; sen ise durmus, "Vallahi mani olacagiz"
diyorsun!"
Buhari, Cum'a 12, Ezan 162, 166, Nikah 116;
Muslim, Salat 134, (442); Muvatta, Kible 12, (1, 197); Ebu Davud, Salat 53,
(566, 567, 568); Tirmizi, Salat 400, (570).
5479 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kadinin odasindaki namazi holundeki
namazindan ustundur. Mahda'indaki namazi ise odasindaki namazindan
ustundur."
Ebu Davud, Salat 54, (570).
5480 - Nafi, Ibnu Omer radiyallahu anhuma'dan
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Bu kapiyi kadinlara
ayirsak" buyurmustu. Nafi der ki: "Ibnu Omer radiyallahu anhuma,
olunceye kadar o kapidan hic girmedi."
Ebu Davud, Salat 54, (571).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5471-5480 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.