Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5491-5500 )
5491 - Cubeyr Ibnu Mut'im radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Benim bes ismim var: Ben Muhammed'im,
ben Ahmed'im, ben Allah'in benimle kufru mahvedecegi el-Mahi (mahvedici)yim.
Ben Hasir (toplayici)yim, insanlar benim arkamda hasredilecektir. Ben Akib
(sondan gelen)im, benden sonra peygamber gelmeyecektir."
Buhari, Menakib 17, Tefsir, Saff 1; Muslim,
Fezail 125, (2354); Muvatta, Esmau'n-Nebi 1, (2, 1004); Tirmizi, Edeb 67,
(2842).
5492 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri, Kureyslilerin
setmlerini (hakaretamiz sozlerini) ve lanetlerini benden nasil cevirdigine
hayret etmiyor musunuz? Onlar zemmedilen birine setmediyorlar, zemmedilen
birine lanet okuyorlar, ben ise (Muhammed'im) ovulmusum."
Buhari, Menakib 17; Nesai, Talak 25, (6, 159).
HZ. PEYGAMBER'IN DOGUMU VE YASI
5493 - Muttalib Ibnu Abdillah Ibni Kays Ibnu
Mahreme babasi vasitasiyla ceddinden anlattigina gore ceddi soyle demistir:
"Ben ve Resulullah aleyhissalatu vesselam
Fil yilinda dogduk."
Tirmizi, Menakib 4, (3623).
5494 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam altmisuc yasinda vefat etmistir."
Buhari, Menakib 10; Muslim, Fezail 115,
(2349); Tirmizi, Menakib 28, (3655).
5495 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Mekke'de, kendisine vahiy
geldigi durumda onuc yil ikamet etti. Altmisuc yasinda da vefat etti."
5496 - Bir baska rivayette de soyle demistir:
"Mekke'de ses isitir ve isik gorur oldugu halde onbes yil ikamet etti.
Bunun yedi yilinda isiktan baska bir sey gormedi, sekiz senesinde vahiy aldi.
Medine'de on yil ikamet etti. Altmis bes yasinda oldugu halde vefat etti."
5497 - Sahiheyn'de gelen bir diger rivayette
soyle demistir: "Vahiy Aleyhissalatu vesselam'a o kirk yasinda iken
indirildi. Bundan sonra onuc yil kaldi. Sonra hicretle emr olundu. O da
Medine'ye hicret etti. Orada on yil kaldi. Sonra vefat etti. Aleyhissalatu
vesselam."
Buhari, Megazi 85, Fezailu'l-Kur'an 1; Muslim,
Fezail 117, 121, (2351, 2353); Tirmizi, Menakib 28, (3652, 3653).
5498 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
""Resulullah aleyhissalatu vesselam altmisuc yasinda vefat etti. Hz.
Ebu Bekir de altmisuc yasinda vefat etti. Hz. Omer de altmisuc yasinda vefat
etti. (Radiyallahu anhuma)."
Muslim, Fezail 114, (2348).
HZ. PEYGAMBER'IN COCUKLARI
5499 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma
anlatiyor: "Kureysliler, birbirlerine kufrun ve sapikligin devamini
tavsiye ettiler ve aralarinda:
"Bizim uzerinde oldugumuz sey var ya, bu,
o koksuz surgun (mesabesinde olan Muhammed)in uzerinde oldugu seyden daha
dogrudur!" dediler. Bunun uzerine, Allah Teala hazretleri Kevser suresini
inzal buyurdu:
"Suphesiz ki biz sana kevseri verdik.
Oyleyse Rabbin icin namaz kil ve kurban kes. Asil arkasi kesik (nesilsiz) olan,
sana dusmanlik edenin ta kendisidir" (Kevser 1-3).
Bundan sonra Resulullah aleyhissalatu
vesselam'in bes erkek cocugu oldu. Dordu Hz. Hatice radiyallahu anha'dan:
Abdullah; bu in buyukleri idi; Tahir; -bunun Abdullah oldugu ve bunlarin uc
tane olduklari da soylenmistir-; Tayyib, Kasim ve Mariye'den olan Ibrahim.
Resulullah aleyhissalatu vesselam'in dort tane
de kizi vardi: Bunlardan Zeyneb, Ebu'l-As Ibnu'r-Rebi'in nikahi altinda idi.
Rukiyye ve Ummu Kulsum: Bu ikisi, Ebu Leheb'in ogullari olan Utbe ve Uteybe'nin
nikahi altinda idiler. "Ebu Leheb'in iki eli kurusun ve kurudu da..."
(Tebbet 1-5) vahy-i serifi nazil oldugu zaman, Ebu Leheb ogullarina onlari
bosamalarini emretti. Bunun uzerine Hz. Osman once Rukiyye ile evlendi. Rukiyye
onunla birlikte Habesistan'a hicret etti. Orada Hz. Osman'in Abdullah adinda
bir oglu dunyaya geldi. Hz. Osman ona izafeten (Ebu Abdillah diye) kunye
almisti. Sonra Rukiyye radiyallahu anha vefat etti. Ondan sonra Hz. Osman Ummu
Kulsum radiyallahu anhuma ile evlendi.
Hz. Fatima radiyallahu anha: Bu Hz. Ali
radiyallahu anh'in nikahi altinda idi. Hz. Ali'nin Fatma'dan Hasan, Huseyin ve
Muhsin adlarinda uc erkek cocugu ile Zeyneb ve Ummu Kulsum adlarinda iki kiz
cocugu dunyaya geldi. Bunlardan Zeyneb, Abdullah Ibnu Ca'fer radiyallahu
anhuma'nin nikahi altinda idi. Hz. Ali, Ummu Kulsum'u da Hz. Omer'e
nikahlamisti, radiyallahu anhum ecmain."
Rezin tahric etmistir.
5500 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam, oglu Ibrahim oldugu zaman buyurdular
ki:
"O daha memede iken oldu. Onun cennette
iki sutannesi var. Bunlar onun sutunu (iki yila) tamamlayacaklar. Cunku o benim
oglumdur."
Muslim, Fezail 63, (2316).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5491-5500 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.