Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5571-5580 )

5571 - Bir diger rivayette "...Biz Mina'da Resulullah aleyhissalatu vesselam ile beraberken, ay iki parcaya ayrildi. Bir parcasi dagin arkasinda, bir parcasi dagin onunde idi. Bize: "Sahid olun!" buyurdu."
Buhari, Menakib 27, Menakibu'l-Ensar 36, Tefsir, Ihterebetu's-Sa-a 36; Muslim, Munafikun 44, (2800); Tirmizi, Tefsir, Kamer, (3281, 3283).

5572 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu!" dedim. Uhud'dan daha kotu bir gun yasadin mi?"
"Senin kavminden neler cektim neler. Onlardan en kotu hal Akabe gunu basima geldi. O zaman kendimi Ibnu Abdiyalil Ibni Abdi Kulal'e arzetmistim. Teklif ettigim seye musbet cevap vermedi. Ben de uzgun vaziyette yuzumun dogrultusunda yurudum. Karnu's-Se'alib nam mevkide kendime gelebildim ve basimi kaldirdim. Baktim ki, bir bulut bana golge yapiyor. Bir de ne goreyim, bulutun icerisinde Cibril aleyhisselam! Bana bagirdi ve:
"Allah Teala Hazretleri, kavminin sana neler soyledigini, seni nasil reddettigini isitti. Sana daglar melegini gonderdi, ta ki kavmin hakkinda diledigini emredesin!" dedi. Bunun uzerine daglar(a muekkel) melek bana seslenip, selam verdikten sonra:
"Ey Muhammed! Allah Teala Hazretleri, kavminin sana soyledigi sozu isitti. Ben daglar melegiyim. Allah beni sana diledigini emretmen icin gonderdi. Oyleyse haydi ne dilersen dile! Eger uzerlerine iki Ahseb'i kapamami dilersen kapayayim!" dedi."
Aleyhissalatu vesselam: "Hayir! Bilakis, Allah'in onlarin sulbunden Allah'a ihlasla ibadet edip hicbir seyi ortak kosmayacak kimseler cikarmasini dilerim" dedi."
Buhari, Bed'u'l-Halk 6, Tevhid 9; Muslim, Cihad 111, (1795).

5573 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cinlerden bir ifrit, dun aksam, namazimi bozdurmak icin uzerime atildi. Allah ona galebe calmama imkan verdi. Ben de onu bogazindan yakaladim. Hatta onu, mescidin direklerinden birine baglamayi arzu ettim, ta ki sabah olunca hepiniz onu goresiniz. Ancak, kardesim Suleyman aleyhisselam'in su sozunu hatirladim: "...Ve benden sonra kimseye nasib olmayacak bir mulku bana ihsan et" (Sad 35). Allah da onu hor ve hakir olarak geri cevirdi."
Buhari, Salat 75, Amel fi's-Salat 10, Bed'ul-Halk 11, Enbiya 40, Tefsir, Sad; Muslim, Mesacid 39, (541).

HZ. AISE RADIYALLAHU ANHA

5574 - Urve merhum, Hz. Aise radiyallahu anha'dan sunu nakletmistir: "Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam bana dedi ki:
"Ruyamda sen bana uc gece gosterildin: Melek seni bana bir ipek parcasi icerisinde getirdi ve "Bu senin zevcendir, ac onu!" dedi. Ben de actim, icindeki sendin. Ben: "Bu ruya Allah katindan ise, onu gerceklestirecektir" dedim."
Buhari, Nikah 9, 35, Ta'bir 20, 21; Muslim, Fezailu's-Sahabe 79; Tirmizi, Menakib (3875).

5575 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, ben alti yasinda iken benimle evlendi. Medine'ye geldik. Beni'l-Haris Ibnu'l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandim. Saclarim dokuldu. (Iyilesince) sacim yine uzadi. Annem Ummu Ruman, ben arkadaslarimla salincakta oynarken, bana geldi, benden ne istedigini bilmeksizin yanina gittim. Elimden tuttu. Evin kapisinda beni durdurdu. Evimizde, Ensardan bir grup kadin vardi. "Hayirli, bereketli olsun!", "Ugurlu mubarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kilik-kiyafetime ceki duzen verdiler. Beni, (kusluk vakti aniden) Resulullah aleyhissalatu vesselam(in gelisinden) baska bir sey sasirtmadi. Annem beni O'na teslim etti. O gun ben dokuz yasinda idim."
Buhari, Nikah 38, 39, 57, 59, 61; Muslim, Nikah 69, (1422); Ebu Davud, Nikah 34, (2121); Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937); Nesai, Nikah 29, (6, 82).

HZ. HAFSA RADIYALLAHU ANHA

5576 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "(Kiz kardesim) Hafsa radiyallahu anha, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Bedir Gazvesi'ne katilan ashabindan olup, Medine'de vefat etmis bulunan Huneys Ibnu Huzafe es-Sehmi radiyallahu anh'tan dul kalinca (babam) Hz. Omer radiyallahu anh, (kiz kardesimi evlendirmek icin harekete gecerek bazi tesebbuslerde bulunmustur. Bu tesebbuslerini bana soyle) anlatti:
"Once Hz. Osman Ibnu Affan radiyallahu anh'a rastladim, Hafsa'yi ona teklif ettim ve: "Dilersen sana Hafsa Bintu Omer'i nikahlayayim" dedim.
"Hele bir dusuneyim!" dedi. Birkac gece bekledim. Sonra ona rastladim. Teklifi tekrar arzettim.
"Simdilik evlenmemeyi uygun gordum!" dedi. (Ben bu menfi cevaba kizdim.) Sonra Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh'a rastladim. O na da: "Dilersen sana Hafsa Bintu Omer'i nikahlayayim!" dedim. Hz. Ebu Bekr sustu ve bana hicbir cevap vermedi. Osman'a kizdigimdan daha cok Ebu Bekr'e kizdim. Birkac gun aradan gecti. Sonra Hafsa'yi Resulullah aleyhissalatu vesselam istedi ve O'na nikahlayip verdim. Sonra bana Hz. Ebu Bekr rastladi ve: "Hafsa'yi bana teklif ettigin zaman sana hicbir cevapta bulunmayisimdan dolayi belki de bana kizdin" dedi. Ben de: "Evet kizmistim!" deyince su aciklamayi yapti:
"Sen o teklifi yaptigin zaman beni cevap vermemeye sevkeden sey, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Hafsa'yi zikretmis oldugunu bilmemdi. Aleyhissalatu vesselam'in sirrini ifsa etmek istemedim. Eger Hafsa'yi o terketseydi teklifinizi ben kabul edecektim."
Buhari, Nikah 33, 36, 46, Megazi 11; Nesai, Nikah 30, (6, 83).

5577 - Hz. Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hafsa radiyallahu anha'yi bosamisti, sonra geri dondu."
Ebu Davud, Talak 38, (2283); Nesai, Talak 75, (6, 213).

HZ. UMMU SELEME RADIYALLAHU ANHA

5578 - Hz. Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Iddetim sona erince, Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh bana (bir elci gondererek) istetti ve evlenme teklif etti. Ben kabul etmedim. Derken Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Omer radiyallahu anh'i gondererek kendisi icin Ummu Seleme'yi istetti. Ummu Seleme, Omer'e: "Resulullah'a haber ver: Ben cok kiskanc bir kadinim, ayrica benim cok cocugum var, bir de velilerimden hicbiri burada hazir degil!" dedi. O da gidip, Resulullah'a aktardi. Aleyhissalatu vesselam, Omer'e:
"Ona don ve kendisine soyle ki: "Kiskancligina gelince, senden onu gidermesi icin Allah'a dua edecegim. Cocuklarina gelince, onlarin himayesi de gorulecektir. Velilerin meselesine gelince, onlardan hazir veya gaib hic biri bu evliligi yadirgamayacak" buyurdular. Bunun uzerine Ummu Seleme ogluna: "Ey Omer! Kalk! Resulullah'la beni nikahla" dedi. O da nikahladi."
Nesai, Nikah 28, (6, 81).

ZEYNEB RADIYALLAHU ANHA

5579 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Zeyneb'in iddeti tamamlaninca, Resulullah aleyhissalatu vesselam, Zeyd radiyallahu anh'a: "Git onu bana (kendinden) iste!" dedi. Zeyd gitti. Zeyneb'e geldigi zaman hamurunu yoguruyordu. Zeyd der ki: "Onu gordugum zaman icimde bir zorluk hissettim, ona bakamaz hale geldim. Sirtimi ona cevirerek, geri geri yaklastim ve: "Ey Zeyneb! beni Resulullah aleyhissalatu vesselam gonderdi. Seni istiyor" dedim. Zeyneb: "Ben (istihare yoluyla) Rabbimle istisare etmeden bir sey yapacak durumda degilim!" dedi ve kalkip mescidine gitti. Derken Resulullah'a vahiy geldi. Aleyhissalatu vesselam kalkip izin almadan Zeyneb'in evine girdi. Zeyd der ki: Gunduzun ilerlemesiyle Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bize ekmek ve et yedirdigini gorduk.
Yemekten sonra hak cikmis, bazi kimseler evde kalmis sohbet ediyordu. Resulullah aleyhissalatu vesselam da cikti, pesinden ben de ciktim. Hanimlarinin hucrelerine birer birer ugrayip selam vermeye basladi. Onlar: "Ey Allah'in Resulu (yeni) hanimini nasil buldun?" diyorlardi.
Hz. Enes radiyallahu anh der ki: "Bilemiyorum, "Halk cikti!" diye ben mi haber verdim, baskasi mi haber verdi. Aleyhissalatu vesselam gelip evine girdi. Ben de beraber girmek istedim. Benimle kendi arasina perde cekti. Ortunme ayeti nazil oldu. Halk, kendilerine verilen ogutten derslerini aldi: "Ey iman edenler! Yemek icin davet olunmadan Peygamber'in evine girip de orada yemek vaktini beklemeyin. Davet edildiginizde ise girin, fakat yemeginizi yedikten sonra sohbete dalmadan dagilin. Bu hareketiniz Peygamber'e eziyet verir. O da size bunu aciklamaktan sikilir. Allah ise hakki aciklamaktan cekinmez" (Ahzab 53).
Muslim, Nikah 87, (1428); Nesai, Nikah 26, (6, 79).

UMMU HABIBE RADIYALLAHU ANHA

5580 - Ummu Habibe radiyallahu anha anlatiyor: "Kendisi, Ubeydillah Ibnu Cahs'in nikahi altinda idi. Habesistan'da kocasi olunce, Necasi merhum, onu Resulullah aleyhissalatu vesselam'a nikahlayip dortbin dirhem mehir verdi. Onu Surahbil Ibnu Hasene ile birlikte Aleyhissalatu vesselam'a gonderdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam kabul etti."

Ebu Davud, Nikah 29, (2107, 2108); Nesai, Nikah 66, (6, 119).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5571-5580 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.