Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5581-5590 )
SAFIYYE RADIYALLAHU ANHA
5581 - Hz. Enes radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Hayber'e geldi. Allah
kaleyi fethetmeyi muyesser kilinca, kendisine Safiyye Bintu Huyey Ibnu Ahtab'in
guzelliginden bahsedildi. Safiyye'nin kocasi savas sirasinda oldurulmustu.
Kadin daha yeni evlenmisti. Aleyhissalatu vesselam, ganimetten pay olarak kendisine
onu secti. Oradan Safiyye ile birlikte ciktilar. Revha nem mevkiye geldiler.
Aleyhissalatu vesselam orada gerdek yapti. Sonra kucuk bir yaygi icerisinde
hays (denen hurma, yag ve kes'ten mamul bir yemek) hazirladi. Sonra bana:
"Etrafindakileri cagir!" buyurdu. Bu, Resulullah aleyhissalatu
vesselam'in Safiyye icin verdigi dugun yemegi idi. Sonra oradan Medine'ye
hareket ettik. Resulullah aleyhissalatu vesselam Safiyye icin, bineginin
terkisine bir ortu seriyordu. Sonra devesinin yaninda comelip dizini dayadi.
Safiyye radiyallahu anha, dizine basarak deveye bindi."
Buhari, salat 12, Esan 6,
Salatu'l-Havf 6, Cihad 102, 130, Menakib 27, Megazi 38; Muslim, Nikah 464,
(1367); Ebu Davud, Harac ve'l-Imaret 21, (2996, 2997, 2298); Nesai, Nikah 79,
(6, 131-134).
HZ. CUVEYRIYE RADIYALLAHU
ANHA
5582 - Hz. Aise radiyallahu
anha anlatiyor: "Beni'l-Mustalik'ten Cuveyriye Bintu'l-Haris, Sabit Ibnu
Kays Ibni Semmas radiyallahu anh'in hissesine dusmustu (esaretten kurtulmak
icin mukatebe anlasmasi yapti). O, cok guzel bir kadindi, gozde onun icin bir
hisse vardi (goren goz haz duyardi). Mukatebe bedelini odemede yardim talep
etmek uzere Resulullah aleyhissalatu vesselam'a geldi.
Hz. Aise devamla der ki:
"Cuveyriye kapida durdugu vakit onu gorunce durumu hosuma gitmedi
(Resulullah'in onu begenip evlenmeye kalkacagindan korktum). Resulullah
aleyhissalatu vesselam'in da benim onda gordugum (guzelligi) gorecegini derhal
anladim.
"Ey Allah'in Resulu
dedi. Ben Haris'in kizi Cuveyriye'yim. Durumum size mechul degil. Ben Sabit
Ibnu Kays'in hissesine dustum. Fakat hurriyetime kavusmak icin onunla mukatebe
yaptim. Size, mukatebe (bedelini odemem)de yardim istemek uzere geldim.
Resulullah:
"Sana ondan daha
hayirlisini soylesem ne dersin?" buyurdular. Cuveyriye: "O
nedir?" dedi.
"Senin yerine mukatebe
ucretini odeyeyim ve seni zevce olarak alayim?" buyurdular. Cuveyriye de:
"Kabul ediyorum!" dedi. (Bunun uzerine, Sabit Ibnu Kays'a adam
gondererek Cuveyriye'yi ondan talep etti. Sabit: "O senindir, Ey Allah'in
Resulu! Annem babam sana feda olsun!" dedi. Aleyhissalatu vesselam
mukatebe ucretini hemen odedi. Cuveyriye ile evlendigini isitince ellerindeki
esirleri salip azad ettiler ve: "Bunlar Resulullah aleyhissalatu
vesselam'in artik akrabalaridir (esir olarak tutulamazlar)!" dediler. Hz.
Aise devamla der ki: "Kavmine ondan daha hayirli bir kadin gormedik; onun
sebebiyle Beni Mustalik'ten yuz aile halki azad olundu."
Ebu Davud, Itk 2, (3931).
IBNETU'L-CEVN
5583 - Hz. Aise radiyallahu
anha anlatiyor: "Ibnetu'l-Cevn Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina
girince: "Senden Allah'a siginirim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da:
"Gercekten buyuge
sigindin. Ailene don!" buyurdular."
Buhari, Talak 3; Nesai,
Talak 14, (6, 150).
UMMU SERIK
5584 - Hz. Aise radiyallahu
anha'nin anlattigina gore, "Ummu Serik, Aleyhissalatu vesselam'a nefsini
hibe edenlerdendir."
(Teysir, hadisin kaynagini
Nesai olarak gosterir ise de, Nesai'nin el-Mucteba olarak meshur olan
Sunen'inde mevcut degildir, es-Sunenu'l-Kuba'sinda olabilir.)
5585 - Sabit rahimehullah
anlatiyor: "Ben Hz. Enes radiyallahu anh'in yaninda idim. Onun yaninda bir
kizi vardi. Enes dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir kadin
gelerek nefsini ona arzetti ve: "Ey Allah'in Resulu! Senin bana ihtiyacin
var mi?" dedi. Bunun uzerine Enes'in kizi: "Bu kadinin hayasi ne
kadar az! Ne ayip, ne ayip!" dedi. Enes:
"Hayir, o senden daha
hayirli! Resulullah'a ragbet ve arzu duydu ve nefsini ona arzetti"
buyurdu."
Buhari, Nikah 32, Edeb 79;
Nesai, Nikah 25, (6, 78-79).
5586 - Hz. Cabir
radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh gelip (Hz.
Peygamber'in huzuruna girmek icin) izin istedi. kapida oturmus bekleyen
insanlar vardi. Onlara izin verilmemisti. Hz. Ebu Bekr'e izin verildi, o da
girdi. Girince, Aleyhissalatu vesselam'i etrafinda zevceleri toplanmis oldugu
halde sessiz oturuyor buldu. Derken Hz. Omer de izin istedi, ona da ayni halde
iken izin verdi. Hz. Ebu Bekr: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'i
guldurecek bir sey soyleyecegim!" dedi ve sordu:
"Ey Allah'in Resulu!
Harice'nin kizi benden nafaka istese ben de kalkip bogazini kessem ne
dersiniz?" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam guldu ve: "Su
etrafinda gorduklerinin hepsi benden nafaka istiyorlar!" dedi. Omer, hemen
kalkip bogazini kesmek uzere Hafsa'ya yoneldi. Hz. Ebu Bekr de kalkip bogazini
kesmek uzere Aise'ye yoneldi. Her ikisi de:
"Demek siz
Resulullah'tan onda olmayan seyi istiyorsunuz ha!" diyordu. Onlar:
"Allah'a yemin olsun! Biz ondan asla olmayan seyi istemiyoruz!"
dediler. Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam onlardan bir ay ayri durdu.
Arkadan su ayet nazil oldu. (Mealen): "Ey Peygamber! Hanimlarina de ki:
"Eger dunya hayatini ve zevkini istiyorsaniz, gelin bosanma bedelini verip
sizi guzellikle serbest birakayim. Eger Allah'i, Resulunu ve ahiret yurdunu
istiyorsaniz, suphesiz ki, sizden iyilik yapan ve iyi kullukta bulunanlar icin
Allah pek buyuk bir mukafaat hazirlamistir" (Ahzab 28-29)
Hz. Cabir devamla der ki:
"Bunun uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam Hz. Aise radiyallahu
anha'dan baslayarak soyle dedi:
"Ben sana bir husus
arzedecegim. Cevap vermede acele etmemeni dilerim, ebeveyninle de istisare
ettikten sonra cevap ver."
"O husus nedir ey
Allah'in Resulu?" diye Aise sorunca, Aleyhissalatu vesselam ayeti tilavet
buyurdu. Bunun uzerine Hz. Aise hemen: "Yani sizi tercih meselesinde mi
ailemle istisare edecegim? Asla! Ben Allah'i ve Resulunu ve ahiret yurdunu
tercih ediyorum. Senden ricam, kadinlarindan hicbirine benim su soyledigimi
haber vermemendir!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Onlardan biri sormaya
gorsun, ben hemen cevap veririm. Zira Allah beni zorlastirici ve sasirtici
olarak degil, ogretici ve kolaylastirici olarak gonderdi!"
buyurdular."
Muslim, Talak 29, (1428).
EVLENMEYE TESVIK VE TERGIB
5587 - Ma'kil Ibnu Yesar
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam
gelerek: "Ben (evlenmek uzere) asaletli ve guzel bir kadin buldum. Ancak
kisirdir, cocuk dogurmuyor. Onunla evleneyim mi?" diye sordu.
Aleyhissalatu vesselam:
"Hayir evlenme!"
buyurdular. Sonra adam ikinci sefer geldi, yine ayni cevabi aldi. Adam ucuncu
sefer de gelince: "(Ey insanlar!) vedud (cok seven) ve velud (cok doguran)
olanla evlenin. Zira ben (Kiyamet gunu) diger ummetlere karsi coklugunuzla
ovunecegim" buyurdular."
Ebu Davud, Nikah 4, (2050);
Nesai, Nikah 11, (6, 65-66).
5588 - Abdullah Ibnu Amr
Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Dunya bir meta'dir.
Dunya metainin en hayirlisi saliha kadindir."
Muslim, Rada' 64, (1467);
Nesai, Nikah 15, (6, 69).
5589 - Ibnu Ebi Necih
rahimehullah anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Kadini
olmayan erkek miskindir, miskindir!" buyurmuslardir. Yanindakiler:
"Cokca mali olsa da
mi?" dediler.
"Evet cokca mali olsa
da!" buyurdular. Sozlerine devamla: "Kocasi olmayan kadin da
miskinedir miskinedir!" buyurdular. Yanindakiler:
"Cokca mali olsa da
mi?" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Evet kadinin cok mali
olsa da!" buyurdular.
Rezin tahric etti.
5590 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Kadin dort hasleti
icin nikahlanir: Mali icin, haseb ve nesebi icin, guzelligi icin, dini icin.
Sen dindari sec de huzur bul."
Buhari, Nikah 15; Muslim,
Rada' 53, (1466); Ebu Davud, Nikah 2, (2047); Nesai, Nikah 13, (6, 68).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5581-5590 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.