Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5621-5630 )
5621 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Dul
kadin kendisiyle istisare edilmeden nikahlanamaz, bakire de izni sorulmadan
nikahlanamaz" buyurmuslardir. Ashabi sordu:
"Ey Allah'in Resulu!
Onun izni nasil olur?"
"Sukut
etmesiyle!" buyurdular."
Buhari, Nikah 41, Hiyel 3;
Muslim, Nikah 64, (1419); Tirmizi, Nikah 17, 18, (1107, 1109); Ebu Davud, Nikah
24, (2092, 2093); Nesai, Nikah 33, (6, 85).
5622 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bakire bir kiz, Resulullah aleyhissalatu
vesselam'a gelerek, kendisi istemedigi halde, babasinin evlendirdigini soyledi.
Resulullah aleyhissalatu vesselam, (bu nikahi) kabul edip etmemede kizi
muhayyer birakti."
Ebu Davud, Nikah 25,
(2096).
5623 - Hz. Aise radiyallahu
anha anlatiyor: "Bir genc kiz Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek:
"Babam beni kendisinin ogluna nikahladi, ta ki benimle onun alcakligini
gidersin. Ama ben istemiyorum" dedi. Aleyhissalatu vesselam, babasina adam
gondererek getirtti ve evlenme isini kiza birakti. Bunun uzerine kiz: "Ey
Allah'in Resulu! Ben simdi, babamin yaptigina izin verdim. Esasen, ben kadinlara
bu meselede babalara (icbar) yetkisi olmadigini gostermek istedim!"
dedi."
Nesai, Nikah 36, (6, 87);
Ibnu Mace, Nikah 12, (1874).
5624 - Ibnu Omer
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Kizlari hakkinda kadinlarla
istisare edin!"
Ebu Davud, Nikah 24,
(2095).
KUFUVLUK (DENKLIK)
5625 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki:
"Dini ve ahlaki sizi
memnun eden birisi kiz talep ederse onu evlendirin. Boyle yapmazsaniz,
yerzuzunde fitne ve genis bir fesad cikar."
Tirmizi, Nikah 3, ( 1084.
5626 - Yine Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Ebu Hind, Resulullah'i bingildak kismindan
hacamat etmisti. Aleyhissalatu vesselam:
"Ey Beni Beyaza, Ebu
Hind'i evlendirin, onunla evlenin!" buyurdu ve sunu ilave etti: "Eger
tedavi icin basvurdugunuz seylerin birinde hayir varsa bu hacamattir:
Ebu Davud, Nikah 27,
(2102).
5627 - Bureyde radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Dunya ehlinin deger
verdigi, pesinden kostugu sey maldir."
Nesai,Nikah 9, (6, 64).
5628 - Hz. Aise radiyallahu
anhanlatiyor: "Ebu Huzeyfe Ibnu Utbe Ibni Rebi'a Ibni Abdi Sems
radiyallahu anh -ki bu zat Bedir gazvesine katilmisti- Salim'i evlat edinmis ve
kardesinin kizi Hind Bintu'I-Velid Ibni Utbe Ibni Rebi'a ile evlendirmisti.
Salim ise, ensardan bir kadinin azadlisi idi: Nitekim, Resulullah aleyhissalatu
vesselam da Zeyd radiyallahu anh'i evlat edinmisti. Cahiliye devrinde kim bir
adami evlat edinirse, halk bu adami evlat edinen kimseye nisbet ederek
cagirirdi. O, ayrica yeni babasina varis de olurdu. Bu tatbikat Rab Teala'nin
su kavl-i serifleri nazil oluncaya kadar devam etti. (Mealen): "Onlari
kendi babalarina nisbet edin. Allah katinda dogru olani budur. Eger babalarinin
kim oI dugunu biliyorsaniz, zaten onlar sizin din kardesleriniz ve
dostlarinizdir. (Ahzab 5)
Buhari, Nikah 15, Megazi
11; Nesai, Nikah 8, (6, 63-64); Ebu Davud, Nikah 10, (2061).
5629 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Celde ile cezalandirilmis zani kimse ancak kendisi gibi biriyle
evlen(ebil)ir."
Ebu Davud, Nikah 5, (2052).
MUEBBED HARAMLIK
5630 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma'dan nakledildigine gore: "Nesebten yedi, sihriyetten de
yedi kisi haram edilmistir" demis ve su ayeti okumustur. (Mealen):
"Size su kadinlari nikahlamak haram kilindi: Anneleriniz, kizlariniz,
kizkardesleriniz, halalariniz, teyzeleriniz, erkek kardeslerinizin kizlari,
kizkardeslerinizin kizlari, sizi emzirmis olan sut anneleriniz, sut
kardesleriniz, hanimlarinizin anneleri, aranizdan zifaf gecmis olan
kadinlarinizdan dogan uvey kizlariniz. Eger zifaf gecmemisse onlarin kizlarini
nikahlamakta size gunah yoktur. Oz ogullarinizin hanimlarini nikahlamaniz ve
iki kizkardesi birden nikahiniz altina almaniz da size haram kilindi..."
(Nisa 23).
Buhari, Nikah 24.
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5621-5630 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.