Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5731-5740 )
5731 - Esved rahimehullah
anlatiyor: "Hz. Abdullah Ibnu Mes'ud radiyallahu anh'in ders halkasinda
idik. Huzeyfe radiyallahu anh geldi ve yanimizda durup bize selam verdi ve:
"Nifak, siz en hayirli
bir kavme indirildi" dedi. Esved de (hayretle):
"Subhanallah, Aziz ve
Celil olan Allah: "Munafiklar cehennemin en asagi derekesindedir"
(Nisa 145) buyuruyor" dedi. Bunun uzerine Abdullah tebessum etti. Huzeyfe
de mescidin bir kenarina oturdu. Derken Abdullah kalkti ve arkadaslari da
dagildilar. Huzeyfe beni cagirmak icin bana bir cakil atti, yanina geldim.
Bana: "Abdullah'in gulmesi tuhafima gitti, halbuki o benim soyledigimi
bilen birisi. Yemin olsun nifak, siz (Tabiiler)den daha hayirli bir kavme
indirildi. Onlar (nifaktan) sonra tevbe ettiler. Allah da tevbelerini kabul
etti" dedi."
Buhari, Tefsir, Nisa 25.
5732 - Ibnu Ebi Muleyke
rahimehullah anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in ashabindan
olup da Bedir gazvesine katilanlardan otuz kadarina yetistim. Hepsi de kendi
hesabina nifaktan korkuyorlar ve dinlerinde fitneye dusmekten kendilerini
emniyette hissetmiyorlardi."
Buhari, Iman 36 (Bab
basliginda kaydetti.)
YILDIZLAR
5733 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki:
"Kim, Allah'in
zikrettiginin gayrisiicin yildizlar ilminden bir bab iktibas ederse sihirden
bir su'be iktibas etmis olur. Muneccim kahindir; kahinde sihirbazdir, sihirbaz
da kafirdir."
Rezin tahric etmistir.
5734 - Bir diger rivayette
soyle gelmistir:Kim yildizlarla ilgili bir ilim iktibas etmisse sihirden bir
sube iktibas etmis demektir. (Yildiz ilmi) arttikca (sihir ilmi de)
artar."
Ebu Davud, Tibb 22, (3905).
5735 - Zeyd Ibnu Halid
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
Hudeybiye'de, bize, geceleyin yagan yagmurun pesinden sabah namazi kildirmisti.
Namazi bitince cemaatin onune gecti ve:
"Rabbiniz ne dedi
biliyor musunuz?" buyurdu. Cemaat: "Allah ve Resulu bilir!"
dediler.
"Allah Teala
Hazretleri: "Kullarimdan bir kismi bana mu'min, bir kismi da kafir olarak
sabahladi. "Allah'in fazli ve rahmmetiyle bize yagmur yagdirdi" diyen
bana mu'min, yildizlari da inkar edici olarak sabahladi.Kim de: "Falanca
falanca yildiz sayesinde bize yagmur yagdirildi" dediyse o da bana kafir,
yildiza mu'min olarak sabaha erdi" dedi!" buyurdular."
Buhari, Ezan 156, Istiska
28, Megazi 35, Tevhid 35; Muslim, Iman 125, (71); Muvatta, Istiska 4, (1, 192);
Ebu Davud, Tibb 22, (3906); Nesai, Istiska 16, (3, 165).
5736 - Ebu Said radiyallahu
anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Eger Allah Teala
hazretleri, kullarindan yagmuru bes yil tutup sonra gonderecek olsa,
insanlardan bir grubu kafir olur ve: "Micdeh yildizi sebebiyle yagmura
kavustuk!" derdi."
Nesai, Istiska 16, (3,165).
5737 - Katade rahimehullah
demistir ki: "Allah bu yildizlari uc sey icin yaratmistir: Onlari semanin
zineti kildi, (semaya yukselip haber toplayan) seytanlara atilacak taslar
kildi, kendileriyle istikamet tayin edilen alametler kildi. Kim yildizlar
hakkinda baska yorumlar yapmaya kalkarsa hata eder ve nasibini zayi eder,
kendisini ilgilendirmeyen ve bilgisi olmayan hatta bilmekte peygamler ve
meleklerin bile acze dustukleri bir hususta kendini kulfete sokar."
5738 - Rebi'de aynisini
rivayet etmis ve su ziyadeyi kaydetmistir: "AIlah'a yemin olsun. Allah hic
kimsenin ne yasamasini, ne olmesini, ne de rizkini herhangi bir yildiza
baglamistir. Bunu soyleyenler Allah hakkinda yalan duzuyorlar ve kendilerine bahaneler
uydur(up avun)uyorlar."
Rezin tahric etmistir.
Buhari, onceki kismi, basindan "... bilgisi olmayan" ibaresine kadar
muallak olarak kaydetmistir. (Bed'ul-Halk 3).
HICRETLER
5739 - Bera Ibnu'l-Azib
radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh, evinde babama
ugradi. Ondan bir semer satin aldi. (Babam) Azib'e:
"Benimle oglunu
gonder, onu evime kadar goturuversin!" dedi. Babam bana:
"Hay onu
goturuver!" dedi. Ben de goturuverdim. Babam onunla beraber cikti,
bedelini alacakti. Babam, Ebu Bekr'e:
"Ey Ebu Bekr!
Resulullah aleyhissalatu vesselam'la (hicret ettigin) gece ne yaptiniz?"
diye sordu.
"Evet o gece yuruduk.
Ertesi gunu de ogle vaktine kadar yuruduk. Yolumuz tenha idi, hic kimseye
rastlamadik. Onumuze uzun bir kaya cikti. Kayanin henuz gunesin degmedigi bir
golgesi vardi. Yanina konakladik. Ben kayanin yanina geldim. Resulullah
aleyhissalatu vesselam'in duldasinda uyumasi icin eIimle bir yeri duzledim.
Sonra oraya bir post yayip:
"Ey Allah'in Resulu!
(Siz biraz istirahat buyurup surada) uyuyun, ben etrafinizi gozetlerim!"
dedim. Derken yatip uyudu, ben de cikip etrafini gozetlemeye basladim. Kayaya
dogru surusuyle gelmekte olan bir cobanla karsilastim. O da bizim gibi golgeye
siginmak istiyordu.
"Sen kimlerdensin ey
delikanli?" diye sordum. Medine veya Mekke'den bir adama aitti. Ben
tekrar:
"Koyununda sut var
mi?" dedim.
"Evet!" dedi.
"Sagar misin?"
dedim.
Tabii dedi ve sagmak uzere
bir koyun yakaladi.
"Memede kil,
toz-toprak cer-cop olabilir, bunlari bir cirp!" dedim. Dedigimi yapti,
beraberindeki bir kaba bir miktar sut sagdi. Benim de yanimda Resulullah
aleyhissalatu vesselam icin tasidigim bir kap vardi. Icmede, abdestte onu
kullanirdi. (Sutu kendi kabima aktararak) Aleyhissalatu vesselam'in yanina
geldim. Uyuyordu. Uyandirmak istemedim. Uyanincaya kadar yaninda durdum. Sute
biraz su kattim, dibi serinledi.
"Ey Allah'in Resulu,
buyurun icin!" dedim. O icti ben de memnun oldum. Sonra: "Yola
koyulma vakti gelmedi mi?" dedi.
"Evet!" dedim.
Gunesin zevalinden sonra hareket ettik. Pesimize Suraka Ibnu Malik Ibni Cu'sem
dustu. Biz sert bir arazide yuruyorduk.
"Ey Allah'in Resulu,
bize yaklasti!" dedim.
"Uzulme! Allah
bizimledir!" buyurdu. Aleyhissalatu vesselam, Surakaya beddua etti. Derhal
atinin on ayagi karnina kadar yere saplandi. Suraka:
"Anladim ki, siz bana
ilendiniz. Ne olur benim icin dua edin. Allah icin ben de takipcileri sizden
geri cevirecegim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam dua ediverdi, adam
kurtuldu ve geri dondu. Yol boyu her kime rastladi ise:
"Ben size bedel burada
gereken (aramayi) yaptim (kimse yok)!" dedi. Boylece her kime rastladi ise
geri cevirdi. Hulasa, bize verdigi sozu tuttu."
Buhari, Menakibu'l-Ensar
45. Lukata 11, Menakib 25, Esribe 12; Muslim, Zuhd 75, (2009).
5740 - Hz. Ebu Bekr
radiyallahu anh anlatiyor: "Biz magarada iken musriklerin ayaklarini
goruyordum. Onlar bu sirada baslarimizin ustunde idiler.
"Ey Allah'in Resulu
dedim, onlar ayaklarinin asagisina bir bakacak olsa bizi mutlaka
gorurler!" dedim. Bunun uzerine:
"Ey Ebu Bekr!"
buyurdular, "Ucunculeri Allah olan iki kisi hakkinda ne
zannediyorsun?"
Buhari, Fezailu'l-Ashab 2,
Menakib 45, Tefsir, Beraet 1; Muslim, Fezailu's-Sahabe 1, (2381); Tirmizi,
Tefsir, Tevbe, (3095).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5731-5740 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.