Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5931-5940 )

5931 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun): "Aranizda mugarribler goruldu mu?" diye sordu. Ben:
"Mugarribler de ne?" dedim.
"Onlar kendilerine cinlerin istirak ettikleri kimselerdir!" buyurdular."
Ebu Davud, Edeb 116, (5107).

5932 - Ibnu Abbas radiyallahu anhumanlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Badiyede (kirda, sahrada, koyde) yasayan kabalasir, av pesinde kosan gaflete duser. Sultanin kapisina gelen fitneye duser. Kisi sultana yakinligini artirdigini nisbette Allah'tan uzaklasir."
Ebu Davud, Sayd 4, (2859, 2860); Tirmizi, Fiten 69, (2257); Nesai, Sayd 24, (7,195).

5933 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Omrun biraz uzarsa ellerinde sigir kuyrugu gibi birseyler tasiyan birtakim insanlari cok gecmeden goreceksin. Onlar Allah'in gadabina ugrayarak sabaha ererler, Allah'in nesetine ugrayarak aksama ererler."
Resulullah bir baska rivayette de: "Ates ehlinden iki sinif vardir, henuz onlari gormedim: Yanlarinda sigir kuyrugu gibi birseyler tasiyip onu insanlara vuran insanlar; giyinmis, ciplak kadinlar ki bunlar Allah'a taatten disari cikmislardir. Bunlar, baskalarini da bastan cikarirlar. Baslari deve horgucu gibidir. Bu kadinlar cennete girmek soyle dursun, kokusunu dahi almazlar. Halbuki onun kokusu su su kadar uzak mesafeden duyulur" buyurdular."
Muslim, Cennet 53, (2857), 52, (2128).

5934 - Semure Ibnu Cundub radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam derinin iki parmak arasinda dilinmesini yasakladi."
Ebu Davud, Cihad 74.

5935 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ben Resulullah'in kimseyi dinden baska bir seye nisbet ettigini gormedim."
Ebu Davud, Edeb 86, (4987).

5936 - Ibnu Abbas radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (namazda) emrolundugu yerde aciktan okudu, emrolundugu yerde sukut etti (gizli okudu). "Ve senin Rabbin unutkan degildir" (Meryem 64); "Andolsun ki, Allah'in Resulunde sizin icin (her hususta) guzel bir ornek vardir" (Ahzab 21).
Buhari, Ezan 105.

5937 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ben size (kendiligimden) ne bir sey veriyor, ne de sizi bir seyden menediyorum: Ben sadece bir memurum (Allah'in emrine gore veriyorum)."
Bir rivayette de soyle demistir: "Ben (sadece, emre uygun sekilde) taksim ediyicim, emredildigim yere koyarim."
Buhari, Humus 7; Ebu Davud, Harac 13, (2949).

5938 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (Allah'in emir ve yasaklarini teblig eden) me'mur bir kul idi. Bize (Al-i Beytine) insanlardan ayri olarak uc sey disinda hicbir tefrikte bulunmadi. O uc sey de sunlardir:
- Abdesti mukemmel yapmamizi emretti.
- Sadaka yemememizi emretti.
- Merkebi at uzerine asirmamamizi emretti."
Tirmizi, Cihad 23, (1701); Nesai, Taharet 106, (1, 89).

5939 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam bize (bazan) sabah oluncaya kadar Beni Israil kissasi anlatirdi. Anlatma isini farz namaz icin kalkinca birakirdi."
Ebu Davud; Ilm 11, (3663).

5940 - Alkame Ibnu Abdillah babasindan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam muslumanlar arasinda (tedavulu) caiz olan sikke (dokulmus paralarin) bir kusur olmadan kirilmasini yasakladi."

Ebu Davud, Buyu' 50, (3449).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5931-5940 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.