Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6471-6480 )
6471 - Ebu'd-Derda
anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cum'a
gunu bana salavati cok okuyun. Cunku o gun okunan salavatlar meshuddur,
melekler ona sahidlik ederler. Bana salavat okuyan hic kimse yoktur ki, o daha
okumasini bitirmeden salavati bana ulastirilmamis olsun." Bunun uzerine
dedim ki: "Siz oldukten sonra da mi?" "Evet buyurdular, oldukten
sonra da. Zira Cenab-i Hak hazretleri topraga, peygamberlerin cesedini
curutmeyi haram etmistir. Allah'in peygamberi her zaman diridir, rizka
mazhardir."
ORUCUN FAZILETI
6472 - Hz. Cabir
radiyallahu anh anlatiyor: "Her iftar vaktinde Allah tarafindan
(cehennemden) azad edilen kimseler bulunur. Bu, (Ramazanin) her gecesinde
olur."
RAMAZAN AYININ FAZILETI
6473 - Hz. Enes Ibnu Malik
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Ramazan ayi girmisti. Resulullah
aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bu mubarek aya girmis
bulunuyorsunuz. Bu ayda bir gece vardir ki bin aydan hayirlidir. Bu gecenin
hayir ve bereketinden mahrum kalan bir kimse, butun hayirlardan mahrum kalmis
gibidir. Onun hayri ise sadece (uhrevi saadetten) mahrum kimseye
haramdir."
YEVM-I SEKK ORUCU
6474 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Ramazan
orucunu hilali gormezden bir gun once baslatmayi yasakladi."
6475 - Hz. Muaviye Ibnu Ebi
Sufyan radiyallahu anhuma minber ustunde sunu anlatmistir:
"Resulullah
aleyhissalatu vesselam Ramazan ayindan once minberde buyurdular ki:
"Ramazan falan gun baslayacak. Biz daha onceden oruc tutariz. Dileyen
onceden baslasin, dileyen de (o gune kadar tutmayi) tehir etsin."
RAMAZAN AYI KAC GUN?
6476 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Ramazan ayinda kac gun gecti?" buyurdular. Biz: `Yirmiiki, geriye de
sekiz gun kaldi!" dedik. Resulullah bu cevabimiz uzerine: "Ramazan
ayi su kadardir, Ramazan ayi su kadardir, Ramazan ayi su kadardir!"
diyerek (ellerinin parmaklariyla) uc kere gosterdi ve sonuncu sefer bir
parmagini buktu (yani yirmidokuz isareti yapti)."
6477 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in
sagliginda ramazan ayini yirmidokuz gun olarak tutmamiz otuz tutmamizdan daha
fazladir."
YOLCULUKTA ORUC TUTULUR MU?
6478 - Ibnu Omer
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Yolculuk (sefer) sirasinda oruc tutmak birr (denen makbul
ve mahbub amelden) degildir."
6479 - Abdurrahman Ibnu Avf
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Seferde Ramazan orucu tutan hazerde oruc tutmayan gibidir."
RAMAZANDA BIR GUN YEMENIN
KEFARETI
6480 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a
gelerek: "Helak oldum!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Seni
helak eden sey nedir?" diye sordu. Adam: "Ramazan icinde hanimima temasta
bulundum!" dedi. Resulullah: "Oyleyse bir kole azad et!"
buyurdu. Adam: "Kolem yok ki!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Ust uste iki ay oruc tut!" emretti. Adam: "Tahammul
edemem" dedi. Resulullah: "oyleyse altmis fakir doyur!" buyurdu.
Adam: "(Bu kadar yiyecegi) bulamam!" dedi. Bunun uzerine
Aleyhissalatu vesselam adama: "Otur!" dedi. Adam oturdu. Adam bu
sekilde beklerken arak denen bir sepet hurrma getirildi. Aleyhissalatu
vesselam: "Haydi bunu gotur ve tasadduk et!" buyurdular. Adam:
"Ey Allah'in Resulu! Seni Hak ile gonderen Zat-i Zulcelal'e yemin olsun su
iki kayalik (Uhud ve Air daglari) arasinda (yani Medine'de) yasayan aileler
icerisinde buna bizden daha muhtaci yoktur!" dedi. Resulullah
aleyhissalatu vesselam: "Oyleyse haydi gotur, horantana yedir!"
buyurdular."
Hadisin yine Ebu
Hureyre'den yapilan bir baska rivayetinde su ziyade mevcuttur: "Resulullah
aleyhissalatu vesselam adama: "Ramazandan bozdugun gun yerine bir gun oruc
tut!" buyurur."
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6471-6480 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.