Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6521-6530 )
ZEKAT GEREKTIREN MALLAR
6521 - Amr Ibnu Su'ayb an
ebihi an ceddihi radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullahaleyhissalatu
vesselam, (yerden cikan mahsullerden) su bes seyden zekat verilmesinitesri
buyurdu: "Bugday, arpa, hurma, uzum ve dari."
ZEKAT IYI MALDAN VERILMELI
6522 - Bera Ibnu Azib
radiyallahu anh'tan rivayet edildigine gore, bu yuce sahabi "Ey iman
edenler! Kazandiginiz seylerin) ve yerden sizin icin cikardigimiz seylerin
temizlerinden infak ediniz ve malin kotusunden infak etmeye kalkmayin!"
(Bakara 267) mealindeki ayet-i kerime hakkinda soyle demistir: "Bu ayet-i
kerime Ensar radiyallahu anhum hakkinda nazil oldu. Onlar, hurma toplama mevsimi
gelince, kendi bahcelerinden taze hurma salkimlarini devsirip Resulullah'in
mescidinde sutunlar arasina gerilmis iplere asarlardi. Bunlardan fakir
muhacirler yerlerdi. Ensarilerden biri, bu kadar cok salkimin arasinda bir tane
adi hurmali salkimin bulunmasini caiz sanarak adi hurmalar da bulunan bir
salkim sokusturmustu. Iste bunu yapan zat hakkinda buyrularak "Zekatinizi,
bozuk ve kotu hurmadan vermeye kalkmayin" ihtarinda bulunulmustur.
"Oyle kotu hurmalar ki, eger size hediye edilmis olsaydi isinize yaramayan
bir seyi size gonderdigi icin hissedeceginiz ofkeden dolayi, sahibinden utanc
duyarak kabul edecektiniz" denmek istenmistir. Hak Teala hazretleri, bizim
sadakalarimiza muhtac olmadigini belirterek, sadakayi kendi menfaatimiz icin
verdigimizi, oyleyse iyi seylerden vermemiz gerektigini ihtar etmistir."
BALIN ZEKATI
6523 - Ebu Seyyare el
Mute'i anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, benim bal arilarim var (zekatduser
mi?)dedim.
"Evet! Osurunu
ver!" buyurdu.
"Ey Allah'in Reslulu!
Arilari benim icin muhafaza buyur!" dedim, o da onlari benim icin muhafaza
buyurdu."
OSUR VE HARAC
6524 - Ala Ibnu'l-Hadrami
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam beni
Bahreyn'e -veya Hecer'e- gonderdi. Ben orada kardesler arasinda musterek olan bir
bagdan vergi almak uzere giderdim. Kardesin biri musluman ise, muslumanin
payina dusenden osur, musrikten de harac alirdim."
VASK, ALTMIS SA'DIR
6525 - Hz. Cabir Ibnu
Abdillah radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselam
buyurdular ki: "Bir vask altmis sa'dir."
YAKINLARA ZEKAT
6526 - Ummu Seleme
radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bize sadaka
vermemizi emretmisti. Abdullah Ibnu Mesud'un hanimi Zeyneb radiyallahu anhuma:
"Kardesimin yetim cocuklari ile fakir olan kocama versem bu, beni sadaka
mukellefiyetinden kurtarur mu? Ben onlara soyle soyle infak ediyorum!"
dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Evet!" buyurdular. Ravi der ki :
"Zeyneb san'atkar bir kadindi, el isi yapardi."
EVLENMENIN FAZILETI
6527 - Hz. Aise radiyallahu
anha anlatiyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Nikah benim
sunnetimdendir. Kim benim sunnetimle amel etmezse benden degildir. Evleniniz!
Zira ben, diger ummetlere karsi siz(in coklugunuz) ile iftihar edecegim. Kimin
maddi imkani varsa hemen evlensin. Kim maddi imkan bulamazsa (nafile) oruc
tutsun. Cunku oruc, onun icin sehveti kiricidir."
6528 - Ibnu Abbas radiyallahu
anhuma anlatiyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sevisenler icin nikah kadar sevgiyi artirici bir sey gormedik veya
gorulmedi."
KOCANIN KADIN USTUNDEKI
HAKKI
6529 - Hz. Aise radiyallahu
anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Eger bir kimsenin bir baskasina secde etmesini emretseydim, kadina,
kocasina secde etmesini emrederdim ve eger bir erkek karisina kirmizi bir
dagdan siyah bir daga ve siyah bir dagdan kirmizi bir daga tas tasimayi
emretseydi, uygun olan, kadinin bu emri yerine getirmesidir."
6530 - Abdullah Ibnu Ebi
Evfa radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Muaz Sam'dan donunce Resulullah
aleyhissalatu vesselam'a secde etmisti. Aleyhissalatu vesselam hayretle :
"Ey Muaz! Bu da ne?" dedi. O acikladi: "Sam'a gitmistim, onlarin
reislerine ve patriklerine secde ettiklerine rastladim. Icimden, ayni seyi size
yapmak arzusu gecti." Aleyhissalatu vesselam, bunun uzerine: "Bunu
yapmayin! Zira, sayet ben, bir kimseye, Allah'tan baskasina secde etmeyi
emretseydim, kadina kocasina secde etmesini emrederdim. Muhammed'in nefsi
elinde olan Zat-i Zulcelal'e yemin ederim ki, bir kadin, kocasinin hakkini eda
etmedikce Rabbinin hakkini da eda edemez. Kadin (deve sirtindaki) semere binmis
iken kocasi nefsini talep edecek olsa, kadin bu istege mani olamaz."
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6521-6530 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.