Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6701-6710 )
BORCUNU ISTEMEDEANLAYIS
6701 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir hak
sahibine: "Sen hakkini (borcludan) imkan nisbetinde gunahlara girmeden
al" buyurdular.
HAK SAHIBI SOZ SAHIBIDIR
6702 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir adam gelerek Resulullah aleyhissalatu
vesselam'dan bir alacagini veya bir hakkini talep etti. Bunu yaparken nezakete
uymayan bazi yakisiksiz soz sarfetti. Resulullah'in ashabi adama dersini vermek
istediler. Ama Resulullah aleyhissalatu vesselam musaade etmeyip:
"Birakin! Zira alacakli kimsenin, hakkini alincaya kadar borclu uzerinde
soz hakki vardir" buyurdular."
6703 - Ebu Sa'idi'l-Hudri
radiyallahu anh anlatiyor: "Bir bedevi Resulullah aleyhissalatu vesselam'a
gelerek, Efendimizin uhdesinde bulunan alacagini istedi ve bunu yaparken sert
davrandi. Hatta: "Borcunu odeyinceye kadar seni taciz edecegim" dedi.
Ashab-i Kiram hazretleri bedeviyi azarlayip: "Yazik sana! Kiminle
konustugunu bilmiyorsun galiba!" dediler. Adam: "Ben hakkimi talep
ediyorum" dedi. Aleyhissalatu vesselam, ashabina: "Sizler nicin hak
sahibinden yana degilsiniz?" buyurdu ve Havle Bintu Kays radiyallahu
anha'ya adam gondererek: "Sende kuru hurma varsa benim borcumu odeyiver.
Hurmamiz gelince borcumuzu sana oderiz" dedi. Havle: "Hay hay! Babam
sana kurban olsun Ey Allah'in Resulu!" dedi. Kadin, Resulullah'a borc
verdi, O'da bedeviye olan borcunu kapadi ve ayrica yemek ikram etti. (Bu
tavirdan memnun kalan) bedevi: "Borcunu guzelce odedin. Allah da sana
mukafaatini tam versin" diye memnuniyetini ifade etti: Aleyhissalatu
vesselam da: "Iste bunlar (borcunu hakkiyla odeyenler) insanlarin
hayirlilaridir. Icindeki zayiflarin, incitilmeden haklarini alamadiklari bir
cemiyet iflah olmaz" buyurdular."
ODUNC VERME
6704 - Kays Ibnu Rumi
merhum anlatiyor: "Suleyman Ibnu Uzuna, Alkame'ye, odenegi gelme zamanina
kadar bin dinar borc vermisti. Odenegi cikinca, borcunu ondan istedi ve sert
davrandi. O da hemen odedi, ancak Alkame Suleyman'a kizmisti. Birkac ay durup
yanina geldi: "Odenegim gelinceye kadar bana bin dirhem ver!" dedi.
Suleyman yine: "Pekala! Memnuniyetle!" dedi (ve ailesine yonelerek:)
"Ey Ummu Utbe! Su yanindaki muhurlu keseyi getir!" diye seslendi.
Kadin keseyi getirdi. Suleyman, Alkame'ye:
"Vallahi iste odedigin
dirhemler! Ben bunlardan tek dirhemi yerinden kimildatmadim!" dedi. Bunun
uzerine Alkame:
"Allah babandan razi
olsun. O halde alacagini tahsil icin bana olan o kaba davranisin sebebi
neydi?" dedi. Suleyman:
"Senden isittigim
hadisler!" cevabini verdi.
"Benden ne
isitmistin?"
"Sen Ibnu Mes'ud
radiyallahu anh'dan naklen Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Bir
muslumana bir seyi iki kere borc olarak veren hicbir musluman yoktur ki, onun
bu davranisi, o seyi bir kere sadaka etmis gibi sevap olmasin!"
buyurmustur.
Bunun uzerine Alkame:
"Evet, Ibnu Mes'ud bana boyle haber vermisti!" diye te'yid
etti."
6705 - Enes Ibnu Malik
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular
ki: "Mirac gecesinde cennetin kapisi uzerinde su ibarenin yazili oldugunu
gordum: "Sadaka on misliyle mukafaatlandirilacaktir. Odunc para onsekiz
misliyle mllukafaatlandirilacaktir." Ben: "Ey Cibril! Odunc verilen
sey ne sebeple sadakadan daha ustun oluyor?" diye sordum."
"Cunku dedi, dilenci (cogu kere) yaninda para oldugu halde sadaka ister.
Borc isteyen ise, ihtiyaci sebebiyle talepte bulunur."
6706 - Yahya Ibnu Ebi Ishak
el-Hunai anlatiyor: "Hz. Enes radiyallahu anh'a: "Bizden bir adam,
(din) kardesine borc olarak mal verir. Sonra mali alan kimse borc verene bir
hediyede bulunur (bu hususta ne dersin?)" diye sordum. Enes bana su cevabi
verdi: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz bir
mali borc verse, sonra alan da veren kimseye bir hediye vermek veya binegine
bindirmek istese, sakin o hediyeyi almasin, binegine de binmesin. Eger
aralarinda borc alip-vermezden once boyle (dostane) muameleler olmussa o
baska."
OLUNUN BORCUNU ODEME
6707 - Said Ibnu'l-Atval
radiyallahu anh'in anlattigina gore: "Kerdesi olmus ve ucyuz dirhem mal ve
geride bakima muhtac horanta birakmistir. Der ki: "Ben bu parayi ailesine
harcamayi arzu ettim. Aleyhissalatu vesselam: "Kardesin borcundan dolayi
hapsedilmistir. Borcunu sen odeyiver" buyurdu. Sa'd da: "Ya Resulullah!
Ben onun yerine borcunu odedim. Yalniz bir kadinin iddia edip
sahitlendiremedigi iki dinari odemedim" dedi. Bunun uzerine Resul-i Ekrem
aleyhissalatu vesselam Sa'd'a: "Sen kadina iddia ettigini ver. Cunku kadin
gercegi soylemektedir" buyurdu."
UC BORCU ALLAH ODER
6708 - Abdullah Ibnu Amr
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Suphesiz, borc sahibi (odemeden) olunce, borcu Kiyamet
gunu ondan alinir. Fakat su uc sebeple borclanan kimse bu hukmun disindadir:
1. Adamin gucu Allah
yolunda (savasta) zayiflar, o da Allah dusmanina ve kendi dusmanina karsi
kuvvetlenmek icin borclanir.
2. Bir adamin yaninda bir
musluman olur, onu kefenleyip gomecek parasi olmaz, bu maksatla borclanir.
3. Bir adam, bekarlik
sebebiyle nefsinden Allah'a karsi korku hisseder. Dinine zarar gelir
endisesiyle (borclanarak) evlenir. Allah Teala hazretleri, Kiyamet gunu,
bunlarin borclarini kendisi oder."
HZ. PEYGAMBERIN ZIRHI
REHINE IDI
6709 - Esma Bintu Yezid
radiyallahuanha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, zirhini bir
yahudinin yaninda, bir miktar zahire mukabili rehine birakilmis olarak vefat
etti."
6710 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam vefat
ettigi zaman, zirhi, otuz sa' arpa mukabili bir yahudiye rehin
birakilmisti."
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6701-6710 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.