Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 7011-7020 )
7011 - Imran Ibnu'l-Husayn
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, kolunda
tunctan bir bilezik tasiyan bir adam gormustu: "Bu halka da ne?" diye
sordu. Adam: "Bu vahine (denen kol agrisin)dan dolayidir" dedi.
Aleyhissalatu vesselam da: "Cikar onu! Zira o, agrini artirmaktan baska
bir ise yaramaz!" buyurdu."
UGUR VE UGURSUZLUGA INANMA
7012 - Hz. Ebu Hureyre
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam guzel
tefaulden hoslanir, ugursuz saymaktan hoslanmazdi."
7013 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki: "Ne sirayet (hastaligin bulasmasi), ne ugursuzluk, ne hame
(denen oldurulenin basindan cikip intikam istedigine inanilan mahluk) ne de
safer (ayinin ugursuzlugu) vardir."
7014 - Ibnu Omer anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gunj: "Ne sirayet, ne
ugursuzluk, ne de hame yoktur" demisti. Bir adam kalkarak: "(Nasil
olmaz ey Allah'in Resulu! Kendisinde uyuz olan bir deve sebebiyle bir suru uyuzlaniyor"
dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Iste bu kaderdir. Pekiyi onceki deveyi kim
uyuzladi?" buyurdular."
7015 - Ibnu Abbas
radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam
buyurdular ki : "Cuzzamlilara devamli surette bakmayiniz."
SIHIR
7016 - Ummu Seleme
radiyallahu anha diyor ki: "Ey Allah'in Resulu! (Hayber'de) yedigin
zehirli koyun etinin agrisi her yil sana ara vermeden geliyor" demistim,
su cevapta bulundular: "Ondan bana isabet eden sey, Adem daha camurunda
iken (daha tam olarak yaratilmamis iken) Allah'in hakkimda yazdigi) seydir,
(ondan ne eksiktir ne de fazlasi)."
7017 - Osman Ibnu Ebi'I-As
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam beni, Taif'e
vali tayin edince, namazda bana bir sey ariz olmaya basladi. Oyle ki, kildigimi
bilemez hale geldim. Bu durumu kendimde gorunce, hemen Resulullah aleyhissalatu
vesselam'a gittim. (Beni gorunce: "Bu gelen Ibnu Ebi'l-As degil mi?"
buyurdular. Ben: "Evet! Ey Allah'in Resulu!" dedim. "Niye
geldin?" buyurdular. "Ey Allah'in Resulu! Bana namazda bir hal ariz
oldu, ne kildigimi bilmez, anlamaz hale geldim" dedim. "Anlattigin
sey seytandir, onu bana yaklastir!" buyurdular. Bunun uzerine Resulullah'a
yaklastim. (Diz cokup) ayaklarimin ustune oturdum. Aleyhissalatu vesselam
mubarek elleriyle gogsume vurup agzimin icine tukurduler. Sonra: "Cik ey
Allah'in dusmani!" dediler. Bu muameleyi bana uc kere tekrar ettiler.
Sonunda: "Haydi isinin basina git!" buyurdular."
Ravi der ki: "Osman
kasem ederek dedi ki: "Omrume yemin olsun ki ondan sonra seytanin bana
sokuldugunu hic sanmam."
7018 - Ebu Leyla el-Ensari
radiyallahu anh anlatiyor: "(Bir gun) ben Resulullah aleyhissalatu
vesselam'in yaninda otururken, Efendimize bir bedevi geldi: "Hasta bir
erkek kardesim var" dedi. Resulullah: "Kardesinin hastaligi
nedir?" diye sordu. "Kardesimde biraz delilik var!" dedi.
"Git onu bana getir!" buyurdular. Adam gitti kardesini getirdi.
Resulullah onune oturttu. Fatiha-i serife Bakara suresinin basindan ilk dort
ayeti,ortalarindan "Ve ila hukum ilahun vahidun" Ayeti,
Ayete'l-Kursi, sonundan ise uc ayeti; Al-i Imrandan bir ayeti ki bunun
"sehidallahu ennahula ilahe illa hu" ayetinin oldugunu
zannediyorum-A'raf suresinden bir ayeti; "inne rabbikumullezi halaga"
ayeti; Mu'minun suresinden bir ayeti; "ve men yedea ma allahi ilahen ahare
la ber hane lehu" ayeti; Cin suresinden bir ayeti, "Ve ennehu tuala
ceddu rabbina mattehaza sahiibeten veleden" ayeti, Saffat suresinin
basindan on ayeti, Hasir suresinin sonundan uc ayeti; Kulhuvallahu Ahad suresi,
Muavvizateyn surelerini okuyarak ona afsun yaptigini isittim. Bunun uzerine
bedevi ayaga kalkti. Tamamen iyilesmisti."
HZ. PEYGAMBER'IN
GIYECEKLERI
7019 - Ubade Ibnu's-Samit
radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir semle
(car) icerisinde namaz kildi. Car, (bedeninden dusmesin diye) onu
baglamisti."
7020 - Hz. Aise anlatiyor:
"Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bir kimseye sovdugunu ve kendisi
icin bir elbise duruldugunu gormedim."
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 7011-7020 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.