Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 111-120 )

111 - Hz. Aise (radiyallahu anha) der ki: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) hanimlarina yaklasmamaya yemin etti (ila karari verdi) ve (bal yemeyi de kendi kendine) haram etti. Boylece helal olan bir seyi kendisine haram kilmisti. Sonra kefaret karsiliginda yeminini bozdu"
Tirmizi, Talak 21, (1201).

MAKBUL VE MEKRUH ISIMLER

112 - Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Sizler kiyamet gunu isimlerinizle ve babalarinizin isimleriyle cagirilacaksiniz oyleyse isimlerinizi guzel yapin"
Ebu Davud, Edeb 69, (4948).

113 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah'in en ziyade sevdigi isimler Amdullah ve Abdurrahman'dir."
Muslim, Adab, 2, (2132); Ebu Davud Edeb 69, (4949); Tirmizi, Edeb 64, (2835).

114 - Ebu Vehb el-Cusemi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Peygamberlerin isimleriyle isimlenin. Allah'in cok sevdigi isimler Abdullah, Abdurrahman'dir. En sadik olanlari da Haris ve Hemmam isimleridir. En cirkinleri de Harb ve Murre isimleridir"
Ebu Davud, Edeb 69, (4950). Metin Ebu Davud'a aittir, Nesai'de muhtasar olarak kaydedilmistir (Hayl 3 (6, 218, 219)).

115 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah katinda en dusuk (ahna') isim Meliku'l-emlak (mulklerin maliki) ismidir. Allah'tan baska Malik yoktur."
Sufyan merhum dedi ki: Sahan Sah bunun ornegidir.
Ahmed Ibnu Hanbel merhum dedi ki: "Ebu Amr merhum'a, ahna'ne demek diye sordum, bana "en dusuk" diye cevap verdi.
Buhari, Edeb 114; Muslim, Edeb 20, (2143); Ebu Davud, Edeb 70, (4961); Tirmizi Edeb 65, (2839).

116 - Muslim'in bir diger rivayetinde soyle buyrulmustur: "Kiyamet gunu, Allah'in en ziyade kizacagi en kotu kimse, adi Meliku'l-emlak (Sehinsah) olan kimsedir. Allah'tan baska Malik yoktur."
(Adab 21)

117 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Ya'la, Bereket, Eflah, Yesar, Nafi ve benzeri isimlerin kullanilmasini yasaklamayi arzu etmisti. Sonra onun bu mevzuda sukut ettigini gordum. Sonra da yasaklamadan vefat etti."
Bu hadisi Muslim, Adab 13, (2138); ve Ebu Davud, Edeb, 70, (4960) rivayet ettiler. Hadisin metni Muslim'e aittir.
Ebu Davud'un rivayetinde su ziyade mevcuttur: "...Zira kisi "Bereket burada mi?" diye sorar da "hayir yok!" diye cevap verirler."

118 - Hz. Omer (radiyallahu anh)'in azadli kolesi Eslem anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh), bir oglunu Ebu Isa kunyesini kullandigi icin dovdu. Ote yandan Mugire Ibnu Su'be (radiyallahu anh), Ebu Isa kunyesini kullaniyordu. Hz. Omer (radiyallahu anh) ona "Ebu Abdillah kunyesini kullanman sana yetmez mi?" dedi. Mugire: "Bana Ebu Isa kunyesini takan Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'dir" cevabini verince, Hz. Omer: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in gecmis gelecek butun gunahlari affedilmistir. Biz ise bundan boyle sikintidayiz" dedi. Olunceye kadar Mugire'yi "Ebu Abdillah" diye kunyeledi.
Ebu Davud, Edeb 72, (4963).

119 - Yahya Ibnu Sa'id (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bol sutlu bir deve hakkinda: "Bunu kim sagacak?" diye sordu. Bir adam ayaga kalkmisti ki Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) "Ismin ne?" dedi. Adam: "Murre (aci)!" deyince, ona: "Otur!" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) tekrar "Bunu kim sagiverecek?" diye sordu. Bir baskasi ayaga kalkti, ben sagacagim diyecekti. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ona da: "ismin nedir?" diye sordu. Adam: "Harb!" diye cevap verdi. Ona da "Otur" dedi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Bu deveyi kim bize sagiverecek?" diye sormaya devam etti. Bir adam daha kalkti. Ona da ismini sordu. "Ya'is (yasiyor!)" cevabini alinca ona: "Sen sag" diyerek musaade etti."
Muvatta, Isti'zan 24 (2, 973).

HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)'IN ISIM KOYDUGU KIMSELER

120 - Sehl Ibnu Sa'd es-Saidi (radiyallahu anh) buyurdu ki: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) Fatima (radiyallahu anha) annemizin evine ugramisti. Hz. Ali (radiyallahu anh)'yi evde bulamayinca: "Amca oglun nerede?" diye sordu. Fatima (radiyallahu anha): "Aramizda bir sekerlenme oldu. Bunun uzerine bana kizdi ve cekip gitti" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) birine: "Hele bir arayiver nereye gitmis" diye emretti. "Mescidde yatiyor!" diye haber verince, Resulullah (aleyhissalatu vesselam), 'Kalk ey Ebu Turab, kalk ey Ebu Turab (yani Toprak babasi) diye seslendi.
Sehl der ki: Hz. Ali (radiyallahu anh)'nin en cok sevdigi ismi bu isimdi.

Buhari, Salat 58, Fedaili'l, Ashab 9, Edeb 113, Isti'zan 40; Muslim, Fedailu's-Sahabe 38, (2409).




Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 111-120 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.