Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1751-1760 )

1751 - Hz. Muaz (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bir kimsenin: "Ya Rabbi, senden nimetin kemalini taleb ediyorum" dedigini isitmisti. Sordu:
"Nimetin kemali nedir?"
"Bu bir duadir, onunla dua edip, onunla hayir (cok mal) umid ettim" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)
"Sordum, zira, nimetin kemali cennete girmektir, atesten kurtulmaktir" dedi. Bir baskasinin da soyle dedigini isitti:
"Ey celal ve ikrab sahibi Rabbim!" hemen sunu soyledi:
"Duana icabet edilmistir, (ne arzu ediyorsan) durma iste" Derken ,bir baskasinin:
"Ya Rabbi senden sabir istiyorum!" dedigini isitmisti, ona da: "Allah'tan bela istedin, afiyet de iste!" dedi.
Tirmizi, Daavat 99, (3524).

1752 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ozlu dualari tercih eder, digerlerini birakirdi."
Ebu Davud, Salat 358, (1482).

1753 - Hz. Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) duayi uc kere yapmaktan, istigfari uc kere yapmaktan hoslanirdi."
Ebu Davud, Salat 361, (1524).

MUTEFERRIK HADISLER

1754 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyudular ki: "Acele etmedigi muddetce herbirinizin duasina icabet olunur. Ancak soyle diyerek acele eden var: "Ben Rabbime dua ettim duami kabul etmedi."
Buhari, Daavat 22; Mislim, Zikr 92, (2735); Muvatta, Kur'an 29 (1, 213); Tirmizi, Daavat 145, (3602, 3603); Ebu Davud, Salat 358, (1484).
Muslim'in diger bir rivayeti soyledir: "Kul, gunah taleb etmedikce veya sila-i rahmin kopmasini istemedikce duasi icabet gormeye (kabul edilmeye) devam eder."
Tirmizi'nin bir diger rivayetinde soyledir: "Allah'a dua eden herkese Allah icabet eder. Bu icabet, ya dunyada pesin olur, ya da ahirete saklanir, yahut da dua ettigi miktarca gunahindan hafifletilmek suretiyle olur, yeter ki gunah taleb etmemis veya sila-i rahmin kopmasini istememis olsun, ya da acele etmemis olsun."

1755 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Nefslerinizin aleyhine dua etmeyin, cocuklarinizin aleyhine de dua etmeyin, hizmetcilerinizin aleyhine de dua etmeyin. Mallarinizin aleyhine de dua etmeyin. Ola ki, Allah'in dualari kabul ettiyi saate rastgelir de, istediginiz kabul ediliverir."
Ebu Davud, Salat 362.(1532).

1756 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden herkes, ihtiyaclarinin tamamini Rabbinden istesin, hatta kopan ayakkabi bagina varincaya kadar istesin."
Tirmizi, Daavat 149, (3607, 3608).

1757 - Ebu Hureyre hazretleri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri kendisinden istemeyene gadap eder."
Tirmizi, Daavat 3, (3370); Ibnu Mace, Dua 1, (3827).

1758 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) hazretleri anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allahu Teala Hazretleri'nin fazlindan isteyin. Zira Allah, kendisinden istenmesini sever. Ibadetin en efdali de (dua edip) kurtulusu beklemektir."
Tirmizi, Daavat 126 (3566).

1759 - Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir kadin: "Ey Allah'in Resulu, bana ve kocama dud ediver!" diye ricada bulunmustu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz:
"Allah sana da, kocana da rahmet etsin!" diye dua buyurdu."
Ebu Davud, Salat 363, (1533).

1760 - Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kardesinin giyabinda dua eden hicbir mu'min yoktur ki melek de: "Bir misli de sana olsun" demesin."
Muslim, Zikr 86, 88, (2732, 2783); Ebu Davud, Salat 364, (1534).

Ebu Davud'un rivayetinde su ziyade vardir: "Melekler: "Amin, bir misli de sana olsun!" derler."



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1751-1760 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.