Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1811-1820 )

1811 - Hz. Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) seferde iken gece olunca su duayi okurdu:
"Ey arz, benim de senin de Rabbimiz Allah'tir. Senin de, (sende bulunanlarin da sende yaratilmis olanlarin da, senin uzerinde yuruyenlerin de serrinden Allah'a siginirim. Arslanin, iri yilanin, yilanin, akrebin ve bu beldede ikamet eden (insilerin ve cinni)lerin, Iblis'in ve Iblis neslinin serrinden de Allah'a siginirim."
Ebu Davud, Cihad 80, (2603).

1812 - Havle Bintu Hàkim (radiyallahu anh ) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurmuslardir ki: "Kim bir yerde konakladigi zaman su duayi okursa, oradan ayrilincaya kadar ona hicbir sey zarar vermez: "Euzu bi-kelimatillahi't-tammat min serri ma halaka. (Allah'in eksiksiz, mukemmel kelimeleri ile, yarattiklarinin serrinden AIlah'a siginiyorum.)"
Muslim, 54, (2708); Muvatta, Isti'zan 34 (2, 978); Tirmizi, Daavat 41, (3433).

UZUNTU VE TASA HALINDE DUA

1813 - Hz. Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Baligin karninda iken, Zu'n-Nun'un yaptigi dua su idi: La ilahe illa ente subhaneke inni kuntu mine'z-zalimin. (Allahim! Senden baska ilah yoktur, seni her cesit kusurlardan tenzih edirim. Ben nefsime zulmedenlerdenim.)" Bununla dua edip de icabet gormeyen yoktur."
Tirmizi, Daavat 85. (3500).

1814 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) uzuntu sirasinda su duayi okurdu: "Halim ve azim. olan Allah'tan baska ilah yoktur. Buyuk Ars'in Rabbi olan Allah'tan baska ilah yoktur. Kiymetli Ars'in Rabbi, arzin Rabbi, Semavat'in Rabbi olan Allah'tan baska ilah yoktur."
Buhari, Daavat 27, Tevhid 22, 23; Muslim, Zikr 83, (2730); Tirmizi, Daavat 40, (8431); Ibnu Mace, Dua 17, (3883).

1815 - el-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun Mescid'e girdi. Orada Ensar'dan Ebu Umame (radiyallahu anh) denen kimse ile karsilasti. Ona:
"Ey Ebu Umame, nicin seni namaz vakti disinda Mescid'de oturmus goruyorum?" diye sordu.
"Pesimi birakmayan bir sikinti ve borclar sebebiyle ey Allah'in Resulu" diye cevap verdi. Bunun uzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Sana bazi kelimeler ogreteyim mi? Bunlari okursan, Allah, senden sikintini giderir ve borcunu oder."
"Evet, ey Allah'in Resulu, ogret!" dedim.
"Oyleyse, dedi, aksama ciktin mi sabaha erdin mi su duayi oku: "AIlahim uzuntuden ve kederden sana siginirim. Aczden ve tembellikten sana siginirim, korkakliktan ve cimrilikten sana siginirim. Borcun galebe caImasindan ve insanlarin kahrindan sana siginirim."
(Ebu Umame) der ki: "Ben bu duayi yaptim, Allah benden gamimi giderdi, borcumu odedi."
Ebu Davud, Salat 367, (1555).

1816 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Fatima (radiyallahu anha) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek bir hizmetci taleb etmisti. Resulullah ona:
"Su duayi oku(man senin icin hizmetci edinmenden daha hayirli)" dedi:
"Allahim! Sen yedi semanin Rabbi, Ars-i Azam'in Rabbisin. Sen bizim Rabbimiz ve herseyin Rabbisin. Tevrat, Incil ve Furkan'i indiren, tohum ve cekirdekleri acansin. Her seyin serrinden sana siginiyorum. Her seyin alnindan yapismissin (dizginleri senin elindedir). Evvel sensin, senden once bir sey yoktur. Ahir sensin, senden sonra da bir sey kalmayacak. Sen zahirsin, senin ustunde bir sey mevcut degildir. Sen batinsin, senin disinda bir sey yoktur. Benim borcumu ode, beni fukaraliktan kurtar, zengin kil."
Tirmizi, Daavat 68, (3477); Ibnu Mace, Dua, 2 (3831).

1817 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i bir sey uzecek olsa su duayi okurdu: "Ya Hayyu ya Kayyum, birahmetike estagisu. (Ey diri olan, ey Kayyum olan Rabbim rahmetin adina yardimini talep ediyorum)."Ve keza soyle derdi: "Elizzu bi-ya-ze'l-celali ve'l-Ikram." (Ya ze'l-celali ve'l-ikram)i devamli soyleyin!
Tirmizi Daavat 99, (3522).

1818 - Esma Bintu Umeys (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana: "Sana sikinti zamaninda okuyacagin bir duayi ogreteyim mi?" diye sordu ve su duayi soyledi: "Allahu, Allahu Rabbi la usriku bihi sey'en. (Rabbim Allah'tir, Allah! Ben ona hicbir seyi ortak kosmam!)"
Ebu Davud, Salat 361, (1525), Ibnu Mace, Dua 17, (3882).

1819 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) demistir ki: "Kimin sikintisi artarsa su duayi okusun:
"Allahim ben senin kulunum, kulunun ogluyum, cariyenin ogluyum, senin avucunun icindeyim, alnim senin elinde. Hakkimdaki hukmun caridir. Kazan ne olursa hakkimda adalettir. Kendini tesmiye ettigin veya kitabinda indirdigin veya nezdinde mevcut gayb hazinesinden sectigin, sana ait her bir isim adina senden Kur'an'i kalbimin bahari, sikinti ve gamlarimin atilma vesilesi kilmani dilerim."
Bu duayi okuyan her kulun gam ve sikintisini Allah gidermis, yerine ferahlik vermistir."
Mecmau'z Zevaid'de (10, 136) mevcuttur. Hakim'in Mustedrek'inde de (1,509) kaydedilmis.

HAFIZAYI GUCLENDIRME DUALARI

1820 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Ali Ibnu Ebi Talib (radiyallahu anh) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek: "Annem ve babam sana kurban olsun, su Kur'àn gogsumde durmayip gidiyor. Kendimi onu ezberleyecek gucte goremiyorum" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona su cevabi verdi: "Ey Ebul-Huseyin! (Bu meselede) Allah'in sana faydali kilacagi, ogrettigin takdirde ogrenen kimsenin de istifade edecegi, ogrendiklerini de gogsunde sabit kilacak kelimeleri ogreteyim mi?"
Hz. Ali (radiyallahu anh): "Evet, ey Allah'in Rasulu, ogret bana!" dedi. Bunun uzerine Hz. Peygamber su tavsiyede bulundu:
"Cuma gecesi (persembeyi cumaya baglayan gece) olunca, gecenin son ucte birinde kalkabilirsen kalk. Cunku o an (meleklerin de hazir bulundugu) meshud bir andir. O anda yapilan dua mustecabtir. Kardesim Yà'kub da evlatlarina soyle soyledi: "Sizin icin Rabbime istigfàr edecegim, hele cuma gecesi bir gelsin." Eger o vakitte kalkamazsan gecenin ortasinda kalk. Bunda da muvàffàk olamazsan gecenin evvelinde kalk. Dort rek'àt namaz kil. Birinci rek'atte, Fatiha ile Yà-sin suresini oku, ikinci rek'atte Fatiha ile Ha-mim, ed-Duhan suresini oku, ucuncu rek'atte Fatiha ile Eliflam-mim Tenzilu's-secde'yi oku, dorduncu rek'atte Fatiha ile Tebareke'l-Mufassal'i oku. Tesehhudden bosaldigin zaman Allah'a hamdet, Allah'a senayi da guzel yap, bana ve diger peygamberlere salat oku, guzel yap. Mu'min erkekler ve mu'min kadinlar ve senden once gelip gecen mu'min kardeslerin icin istigfar et. Sonra butun bu okudugun dualarin sonunda su duayi oku:
"Allahim, bana gunahlari, beni hayatta baki kildigin muddetce ebediyen terkettirerek merhamet eyle. Bana faydasi olmayan seylere tesebbusum sebebiyle bana aci. Seni benden razi kilacak seylere husn-i nazar etmemi bana nasib et. Ey semavat ve arzin yaraticisi olan celal, ikram ve dil uzatilamayan izzetin sahibi olan Allahim. Ey Allah! ey Rahman! celalin hakki icin, yuzun nuru hakki icin kitabini bana ogrettigin gibi hifzina da kalbimi icbar et. Seni benden razi kilacak sekilde okumami nasib et. Ey semavat ve arzin yaraticisi, celalin ve yuzun nuru hakki icin kitabinla gozlerimi nurlandirmani, onunla dilimi acmani, onunla kalbimi yarmani, gogsumu ferahlatmani, bedenimi yikamani istiyorum. Cunku, hakki bulmakta bana ancak sen yardim edersin, onu bana ancak sen nasib edersin. Herseye ulasmada guc ve kuvvet ancak buyuk ve yuce olan Allah'tandir. " Ey Ebu'l-Hasan, bu soyledigimi uc veya yedi cuma yapacaksin. Allah'in izniyle duana icabet edilecektir. Beni hak uzere gonderen Zat-i Zulcelal'e‚ yemin olsun bu duayi yapan hicbir mu'min icabetten mahrum kalmadi."
Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) der ki: "Allah'ayemin olsun, Ali (radiyallahu anh) bes veya yedi cuma gecti ki Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ayni onceki mecliste tekrar gelerek:
"Ey Allah'in Resulu! dedi, gecmiste dort bes ayet ancak ogrenebiliyordum. Kendi kendime okuyunca onlar da (aklimda durmayip) gidiyorlardi. Bugun ise, artik 40 kadar ayet ogrenebiliyorum ve onlari kendi kendime okuyunca Kitabullah sanki gozumun onunde duruyor gibi oluyor. Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir tekrar etmek istedigimde aklimdan cikip gidiyordu. Bugun hadis dinleyip sonra onu bir baskasina istedigimde ondan tek bir harfi kacirmadan anlatabiliyorum.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu soz uzerine Hz. Ali (radiyallahu anh)'ye: "Ey Ebu'l-Hasan! Kabenin Rabbine yemin olsun sen mu'minsin!" dedi."

Tirmizi, Daavat 125, (3565).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1811-1820 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.