Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2401-2410 )

2401 - Ebu Basra el-Gifari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) el-Muhammas'ta ikindi namazi kildirdi. Ve dedi ki:
"Bu namaz, sizden oncekilere de arz olundu, ama onlar bunu zayi ettiler. Kim buna devam ederse ecri iki kere verilecek. Sahid doguncaya kadar; ondan sonra namaz mevcut degildir."
Muslim, Musafirin 292, (830); Nesai, Mevakit 14, (1, 259, 260).

2402 - es-Saib Ibnu Yezid (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, "ikindiden sonra namaz kildigi icin el-Munkedir'i Hz. Omer (radiyallahu anh)'in dovdugunu gormustur."
Muvatta, Kur'an 50, (1, 221).

2403 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cuma gunu haric, gun ortasinda (nisfu'n-nehar) namaz kilmayi mekruh addederdi ve derdi ki: "Cehennem, cuma disinda (her gun o vakitte) costurulur."
Ebu Davud, Salat 223, (1083).

2404 - Ala Ibnu Abdirrahman'in anlattigina gore, ogle namazindan cikinca, Basra'daki evinde Enes Ibnu Malik'e ugramisti. Zaten evi de mescidin bitisigindeydi. Der ki: "Huzuruna ciktigim zaman bana: "Ikindiyi kiIdiniz mi?" diye sordu. Ben: "Hayir, su anda ogle namazindan ciktik" dedim:
"Ikindiyi kilin!" dedi. Kalkip kildik. Namazdan cikinca:
"Ben, dedi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Bu, munafiklarin namazidir, oturur, oturur seytanin iki boynuzu arasina girinceye kadar gunesi bekler, sonra kalkip dort rek'at gagalar. Namazda Allah'i pek az zikreder."
Muslim, Mesacid 195, (622); Muvatta, Kur'an 46, (1, 220); Ebu Davud, Salat 5, (413); Tirmizi, Salat 120, (160); Nesai, Mevakit 9, (1, 254).

2405 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i vakti disinda sadece iki namazi kilarken gordum: (Veda Hacci sirasinda) Muzdelife'de aksamla yatsiyi birlestirerek kildi. O gun, sabah namazini da (mutad) vaktinden once kildi."
Buhari, Hacc 97, 99; Muslim, Hacc 292, (1289).

2406 - Buhari'nin Abdurrahman Ibnu Yezid'den kaydettigi bir diger rivayet soyledir: "Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) haccetmisti. Yatsi ezani sirasinda veya buna yakin bir zamanda Muzdelife'ye geldik. Yanindaki bir adama soyledi, ezan ve arkasindan ikamet okudu. Sonra aksam namazini kildi. Arkasindan iki rekat (sunnetini) kildi. Sonra aksam yemegini istedi ve yedi. Arkadan bir adama emretti, ezan ve ikamet okudu, iki rekat olarak yatsiyi kildi.
Safak soktugu zaman: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su saatte bugun ve bu yer disinda su namazi hic kimse kilmamistir" dedi.
Abdullah (radiyallahu anh) dedi ki: "Iste su ikisi, vakti degistirilmis olan yegane iki namazdir. Biri aksam namazi- bu, halk Muzdelife'ye geldikten sonra kilinir; digeri sabah namazi, bu da safak soker sokmez kilinir."
Ibnu Mes'ud sozlerine devamla: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bunu yaptigini, sonra ortalik agarincaya kadar kaldigini gordum" dedi. Sonra sozlerini soyle tamamladi:
"Eger, Emiru'l Mu'minin -yani Hz. Osman (radiyallahu anh)- su anda ifaza'da bulunsa (Mina'ya muteveccihen hareket etse) sunnete uygun hareket etmis olur."
(Hadisin ravisi Abdurrahman Ibnu Yezid der ki): "Bilemiyorum, Ibnu Mes'ud'un bu sozu mu once telaffuz edildi, Hz. Osman'in (Mina'ya) hareket emri mi. . . Derhal telbiye cekmeye basladi ve bu hal, yevm-i nahirde Buyuk Seytan'a tas atilincaya kadar devam etti."
Buhari, Hacc 99).

EZANIN FAZILETI

2407 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanlar, eger ezan okumak ile namazin ilk safinda yer almada ne (gibi bir hayir ve bereket) oldugunu bilseler, sonra da bunu elde etmek icin kur'a cekmekten baska care kalmasaydi, mutlaka kur'aya basvururlardi."
Buhari, Ezan 9, 32, Sehadat 30; Muslim, Salat 129, (437); Tirmizi, Salat 166, (225); Nesai, Mevakit 22, (1, 269), Ezan 31, (2, 23); Muvatta, Nida 3, (1, 68); Cemaat 6, (1,131).

2408 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Namaz icin ezan okundugu zaman seytan oradan sesli sesli yellenerek uzaklasir, ezani duyamayacagi yere kadar kacar. Ezan bitince geri gelir. Ikamete baslaninca yine uzaklasir, ikamet bitince geri donup kisi ile kalbinin arasina girer ve sunu hatirla, bunun dusun diye aklinda daha once hic olmayan seylerle vesvese verir. Oyle ki (buna kapilan) kisi kac rekat kildigini bilemeyecek hale gelir."
Buhari, Ezan 4, Amel fi's-Salat 18, Sehv 6, Bed'u'I-Halk 11; Muslim, Salat 19, (389), Mesacid 83, (389); Ebu Davud, Salat 31, (516); Muvatta, Nida 6, (1, 69); Nesai, Ezan 30, (2, 21).

2409 - Muslim'in diger bir rivayetinde soyle denmistir: "Seytan namaz icin okunan ezani isitti mi kacar. Muezzinin sesini isitmemek icin sesli sesli yellenir. (Ezan bitip muezzin) susunca geri doner ve vesvese verir. Ikameti isittigi zaman, muezzini duymamak icin gider, susunca geri doner ve vesvese verir."
Muslim, Salat 16, (389); Buhari, Ezan 4.

2410 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Seytan namaz icin okunan ezani isitince Ravha nam yere kadar gider."

Muslim, Salat 15, (388).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2401-2410 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.