Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2491-2500 )

2491 - Ebu Hazim (rahimehullah) anlatiyor: "Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anhuma) demisti ki: "Insanlara, namazda sag elini sol kolu uzerine koysun" diye emredilmisti. " Ebu Hazim devamla der ki: "Ben onun (Sehl'in), bu, hadisi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a nisbet ettigini biliyorum."
Buhari Ezan 89; Muvatta, Kasru's-Salat 47, (1, 859).

2492 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'un anlattigina gore, namaz kilarken sol elini sag eline koymustur. Bunu goren Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (bizzat elleriyle tutarak) sag elini sol elinin uzerine koymustur."
Ebu Davud, Salat 120, (755); Nesai, Iftitah 10, (2, 126).

2493 - Vail Ibnu Hucr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i namazda kiyamda iken, sag eliyle sol elinin ustunden tutmus gordum."
Nesai, Iftitah 9, (2, 125, 126).

2494 - Ismail Ibnu Umeyye anlatiyor: "Nafi merhuma namazda ellerinin parmaklarini kenetleyen kimse hakkinda sormustum. Bana:
"Bu hususta Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anh)'i isittim: "Bu, Allah'in gadabina ugrayanlarin namazidir" demisti diye cevap verdi."
Ebu Davud, Salat 187, (993).
Rezin'in ilave ettigi bir rivayette de soyle denmistir: "Ibnu Omer (radiyallahu anh), namazda kuud halinde (otururken) sol elini kabasi uzerine dayanan bir adam gormustu, hemen mudahale ederek:
"Boyle oturma, zira azaba ugrayanlar bu sekilde otururlar!" dedi.
Ebu Davud, Salat 187, (994).

2495 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "(Namazin) sunnetlerinden biri namazda (sag) avucu (sol) avuc uzerine koyup, her ikisini birlikte gobegin altina yerlestirmektir."
Rezin ilavesidir. Ebu Davud, Salat 120, (756).

2496 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namazda ihtisari (elleri bogre koymayi) yasakladi."
Buhari, Amel fi's-Salat 17; Muslim, Mesacid 46, (545); Ebu Davud, Salat 176, (947); Tirmizi, Salat 281, (383); Nesai, Iftitah 12, (2,127).

2497 - Buhari de Hz. Aise'den yapilan bir diger rivayette geldigine gore: "Hz. Aise (radiyallahu anha), kisinin ellerini (ihtisar yaparak) bogrune koymasini mekruh addeder ve "Bunu yahudiler yapar" derdi."
Buhari, Enbiya 50.

2498 - Rezin'in rivayet ettigi diger bir hadiste: "Resulullah ihtisari (eli bogre koymayi) namazda ve namaz disinda yasakladi" demistir."

2499 - Ziyad Ibnu Subeyh eI-Hanefi anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anh)'in yani basinda namaz kildim. Ellerimi de bogurlerime koydum. Namazi bitirince: "Bu, namazda hac(a benzemek)dir, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunu yasaklamisti" buyurdu."
Ebu Davud, Salat 160, (903); Nesai, Iftitah 12 (2,127).

2500 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'dan nakledildigine gore, ayaklarinin arasini bitistirerek namaz kilan bir adam gormustu. Soyle soylendi:
"(Bu adam) sunnete muhalefet etti. Ayaklarini sirayla dinlendirse daha iyidir."

Nesai, Iftitah 13, (2,128).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2491-2500 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.