Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2611-2620 )

2611 - AIi Ibnu Abdirrahman el-Mu'avi (rahimehullah) anlatiyor: "Ben namazda cakil taslarini kurcalarken Ibnu Omer (radiyallahu anh) beni gordu. Namazdan cikinca beni bundan nehyetti ve:
"Sen de Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yaptigi gibi yap!" dedi. Ben:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ne yapmisti?" diye sordum. Ben:
"Namazda oturdugu zaman, efendimiz sag avucunu sag dizinin uzerine koyarak, butun parmaklarini yumar, basparmagini takip eden parmagiyla da isarette bulunurdu. Sol avucunu da sol uylugunun ustune koyardi."

2612 - Nafi'nin Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den yaptigi bir diger rivayette soyle denmistir: "...Sol eli de sol dizinin ustune acmis olarak: koydu."

2613 - Yine Ibnu Omer'den bir baska rivayet soyledir: "Sag elini sag; dizi uzerine koydu. Elliuc akdi yapip sehadet parmagiyla isarette bulundu."

2614 - Nesai'nin Ali Ibnu Abdirrahman'dan kaydettigi bir rivayette der ki: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'nin yaninda namaz kildim ve namazda cakillari alt ust ettim. Bana:
"Cakillari alt ust etme. Zira cakillarin cevrilmesi seytan isidir. Sen de Resulullah'in yaptigi gibi yap. Ben O'nun ne yaptigini gordum" dedi. Ben:
"Resulullah'in ne yaptigini gordun?" diye sordum.
"Soyle' dedi ve sag ayagini dikti, solunu yatirdi. Sag elini sag uylugu uzerine, sol elini de sol uylugu uzerine koydu. Sehadet parmagiyla da isaret etti."
Bir diger rivayette soyle denmistir: "Bas parmagi takip eden parmagi ile kibleye isaret etti, nazarlarini da ona dikti."
Muslim, Mesacid 114-116, (580); Muvatta, Salat 48, (1, 88); Ebu Davud, Salat 186, (987); Tirmizi, Salat 220, (294); Nesai, Iftitah 189, (2, 237), Sehv 32-35, (3, 36-38).

2615 - Ibnuz-Zubeyr (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namazda oturunca, sol ayagini (sag) uylugunun ve bacaginin altina koyar, sag ayagini da yere doserdi."

2616 - Yine Ibnu'z-Zubeyr (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (namazda oturur vaziyette iken), dua edince, hareket ettirmeksizin parmagiyla isaret yapar, bu vaziyette dua (tesehhud) okurdu. Sol eliyle de sol uylugunun uzerine dayanirdi."
Bir diger rivayette soyle gelmistir: "Gozu de isaretinden ayrilmazdi."
Ebu Davud, Salat 186, (988, 989, 990); Nesai, Iftitah 189, (2, 237); Sehv 35, 39, (3, 37, 39).

2617 - Vail Ibnu Hucr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sol ayagini yere yaydi, elini sol uylugunun uzerine koydu, sag ayagini da dikti."
Nesai'nin bir rivayetinde: "Kollarini, uyluklarinin uzerine koydu. Sehadet parmagiyla isaret ederek dua ediyordu (tesehhudu okuyordu)."
Tirmizi, Salat 218, (292); Nesai, Sehv 30, (3, 35).

2618 - Ebu Ya'fur (radiyallahu anh) diyor ki: "Mus'ab Ibnu Sa'd Ibnu Ebi Vakkas'in soyle soyledigini isittim: "Babamin yaninda namaz kilmis, namazda avuclarimi ic ice kavusturup uyluklarimin arasina koymustum. Babam bu tarzdan beni men' etti ve:
"Biz de bir ara boyle yapmistik. Ondan nehyedildik ve ellerimizi dizlerimizin uzerine koymakla emrolunduk" dedi."
Buhari, Ezan 118; Muslim, Mesacid 29, (535); Ebu Davud, Salat 150, (867); Nesai, Iftitah 91, (2,185).

2619 - Asim Ibnu Kuleyb el-sermi an ebihi an ceddihi -ki ismi de Sihab Ibnu'l-Mecnun'dur- der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesseIam)'in huzuruna girdim, namaz kiliyordu. Sol elini sol uylugunun uzerine koymus, sag elini de sag uylugunun uzerine koymus idi. (Sag elin) parmaklari hep yumuk, sadece isaret parmagi acikti. Soyle dua ediyordu:
"Ey kalbleri donduren Allah'im, kaIbimi dinin uzerine sabit kil."
Tirmizi, Da'avat 135, (3581).

2620 - Ebu Humeyd es-Saidi'den yine Tirmizi'nin bir rivayetinde soyle denir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) tesehhud icin oturdu, sol ayagini yayip sag gogsunu kibleye cevirdi..."

Tirmizi, Salat 219, (293). 6



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2611-2620 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.