Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2631-2640 )

2631 - Semure Ibnu Cundeb (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) imamin selamina selamla mukabele etmemizi, birbirimizi sevmemizi, birbirimize selam vermemizi emretti."
Ebu Davud, Salat 190, (1001).

NAMAZIN EVSAFINI BILDIREN BAZI HADISLER

2632 - Ebu Humeyd es-Saidi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Kendisi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in Ashabindan on kisilik bir grupla oturuyor idi. Resulullah'in namazini zikrettiler. Bunun uzerine:
"Ben icinizde Aleyhissalatu vesselam'in namazini en iyi bilen kimseyim!" "Nasil olur. Allah'a yemin olsun, sen O'na bizden daha cok tabi olmus bizden once onun sohbetine katilmis degilsin!" dediler. O:
"Herseye ragmen!" deyip (israr edince):
"Peki (Efendimizin nasil namaz kildigini) arzet gorelim" dediler. 0 da anlatti:
"Aleyhissalatu vesselam, namaza kalkinca kollarini omuzlari hizasina kadar kaldirirdi. Butun kemikleri mutedil sekilde yerlerinde istikrarini bulunca tekbir getirir, sonra kiraatte bulunur, sonra tekrar tekbir getirir, ellerini omuzlari hizasina kadar kaldirir, sonra rukuya gider ve el ayalarini dizlerinin uzerine koyar, sonra o durumda mutedil bir vaziyet alir, basini ne asagi kirar ne de yukari kaldirir, sonra basini kaldirip:
"Semi'allahu li-men hamideh (Allah kendisine hamdedeni isitir)!" der, sonra ellerini tekrar omuzlarinin hizasina kadar mutedil sekilde kaldirir, sonra: "Allahu ekber!" deyip yere egilir, ellerini yanlarina acar, sonra basini kaldirir, sol ayagini buker, uzerine oturur, secde edince ayaklarinin parmaklarini acar, sonra secde eder, sonra: "Allahu ekber!" der, basini kaldirir, sol ayagini buker, her kemik yerine gelinceye kadar sol ayaginin uzerine oturur. Sonra ayni seyleri diger (rek'at)de yapardi.
Sonra iki rek'ati (tamamlayip) kalkinca, iftitah tekbirinde oldugu gibi tekbir getirir, ellerini omuzlarinin hizasina kadar kaldirir. Sonra ayni seyleri namazin geri kalan kisminda da yapardi.
Selam verecegi son rek'atin secdesi olunca sol ayagini (mak'adinin altindan sag tarafina) cikarir ve sol tarafi uzerine yere cokerek otururdu."
(Onun bu aciklamasini dinleyince yanindakiler:) "Dogru soyledin,) Resulullah (aleyhissalatu vesselam) boyle namaz kilardi!" dediler."
Ebu Davud, Salat 117, (730-735); Tirmizi, Salat 227, (304, 305). Hadis Buhari'de muhtasar olarak gelmistir. Ezan 145).

2633 - Rifaa Ibnu Rafi' (radiyallahu anh) anlatiyor:"Biz mescidde iken bedevi kilikli bir adam cikageldi. Namaza durup, hafif bir sekilde (yani rukunleri, tesbihleri kisa tutarak) namaz kildi. Sonra namazi tamamlayip Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a selam verdi: Efendimiz:
"Uzerine olsun. Ancak git namaz kil, sen namaz kilmadin!" buyurdu. Adam dondu (tekrar) namaz kilip geldi, Resulullah'a selam verdi. Aleyhissalatu vesselam selamina mukabele etti ve:
"Don namaz kil, zira sen namaz kilmadin!" dedi. Adam bu sekilde iki veya uc sefer ayni seyi yapti, her seferinde Aleyhissalatu vesselam:
"Don namaz kil, zira sen namaz kilmadin!" dedi. Halk korktu ve namazi hafif kilan kimsenin namaz kilmamis sayilmasi herkese pek agir geldi.
Adam sonuncu sefer: "Ben bir insanim isabet de ederim, hata da yaparim. Bana (hatami) goster, dogruyu ogret!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Tamam. Namaza kalkinca once AIIah'in sana emrettigi sekilde abdest aI. Sonra (ezan okuyarak) sehadet getir. Ikamet getir (namaza dur). Ezberinde Kur'an varsa oku, yoksa AIIah'a hamdet, tekbir getir, tehlil getir, sonra rukuya git. Ruku halinde itmi'nana er (azalarin rukuda mutedil halde bir muddet dursun). Sonra kalk ve kiyam halinde itidale er, sonra secdeye git ve secde halinde itidale er, sonra otur ve bir muddet oturus vaziyetinde dur, sonra kalk.
Iste bu soylenenleri yaparsan namazini mukemmel (kilmis olursun). (Bundan bir sey) eksik birakirsan namazini eksilttin demektir."
Ravi der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bu sonuncu sozu Ashab'a onceki: (Don, namaz kil, zira sen namaz kilmadin!) sozunden daha kolay (ve rahatlatici) oldu. Zira (bu soze gore), sayilanlardan bir eksiklik yapan kimsenin namazinda eksiklik oluyor ve fakat tamami heba olmuyordu."
Tirmizi, Salat 226, (302); Ebu Davud, Salat 148, (857-861); Nesai, Iftitah 105, (2,193),167, (2, 225).

2634 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Namazin anahtari temizliktir. (Namaz disi seylerle mesguliyeti) haram kilan sey iftitah tekbiridir, (namaz disi mesguliyeti) helal kilan sey (de sondaki) selamdir."
Ebu Davud, Taharet 31, (61); Tirmizi, Taharet 3, (3).

NAMAZIN UZUNLUGU VE KISALIGI HAKKINDA

2635 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ogle ve ikindi namazindaki kiyamlarini(n uzunlugunu tahmin ve) takdir ederdik. Ogledeki ilk iki rek'atin uzunlugunu Elif lam-mim Tenzilu's-Secde suresi(ni okuyacak) kadar tahmin ettik. Sonra iki rek'atin uzunlugunu da bunun yarisi kadar takdir ettik.
Ikindinin ilk iki rek'atinin kiyaminin uzunlugunu, oglenin son iki rek'atinin uzunlugu kadar takdir ettik. Ikindinin son iki rek'atinin uzunlugunu da bunun yarisi kadar."
Muslim, Salat 156, (452); Ebu Davud, Salat 130, (804); Nesai, Salat 16, (1, 237).

2636 - Yine Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ogle namazi baslardi, bu anda bir kimse Baki'ye gider, ihtiyacini gorur, sonra abdest alir, gelir ve uzunlugu sebebiyle Resulullah'in birinci rek'atine yetisirdi."
Muslim, Salat 161, (454); Nesai, Iftitah 56, (2, 164).

2637 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir gece Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte namaz kildim. Oylesine namazi uzatti ki, icimden cirkin bir sey yapmak gecti.
"Ne yapmak istemistin?" diye sordular. Dedi ki:
"Oturup O (aleyhissalatu vesselam)'nu terketmeyi dusundum."
Buhari, Teheccud 9; Muslim, Musafirin 204, (773).

2638 - Fadl Ibnu'l-Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Namaz ikiser ikiser kilinir. Her iki rek'atte bir tesehhud vardir. Namazda husu duyulur (tazarruda bulunulur), temeskun (tezellul) izhar edilir. Ellerini kaldirirsin." Soyle de dedi: "Ellerini, icleri kendi yuzune donuk olarak Rabbine kaldirir; isteklerini (israrla tekrarla soyleyerek) istersin:
"Ya Rabbi! ya Rabbi! ya Rabbi!.." Kim bunu yapmazsa namazi eksiktir."
Tirmizi, Salat 283, (385).

2639 - Ammar Ibnu Yasir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kisi vardir, namazini kilar bitirir de, kendisine namazin sevabinin onda biri yazilir. Kisi vardir, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri, altida biri, beste biri, dortte biri, ucte biri yarisi yazilir."
Ebu Davud, Salat 128, (796).

HADESTEN TAHARET

2640 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "AIIah temizlik olmayan namazi kabul etmez, hiyanetle kazanilan paradan verilen sadakayi da kabul etmez."

Muslim, Taharet 1, (224); Tirmizi, Taharet 1, (1).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2631-2640 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.