Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2681-2690 )

2681 - Muslim'in Hz. Cabir (radiyallahu anh)'den kaydettigi bir rivayette Aleyhissalatu vesselam soyle emretmistir:
"Sizden kim namazini mescidde kilarsa namazindan bir pay da evi icin ayirsin. Zira Allah, evinde kilacagi namaz icin dahi bir hayir takdir etmistir.
Muslim, Musafirin 210, (778).

2682 - Mu'az Ibnu Cebel (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bag ve bahcelerde namaz kilmayi da mustehab (sevimli ve hos) addederdi."
Tirmizi, Salat 249, (334).

NAMAZDA KONUSMAMAK

2683 - Zeyd Ibnu Erkam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz, namaz kilarken konusurduk. Oyle ki herkes kendi yanindakine birseyler soyleyebilirdi. Derken su ayet nazil oldu: "Allah'in divanina tam husu ve taatle durun" (Bakara 238). Boylece sukut etmekle emrolunduk ve konusmaktan menedildik."
Buhari, Amel fi's-Salat 2, Tefsir, Bakara 43; Muslim, Mesacid 35, (539); Ebu Davud,178, (949); Tirmizi, Salat 297 (405); Nesai, Sehv 20.

2684 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a selam verirdik, O da bize mukabele ederdi. Necasi'nin yanindan dondugumuz zaman O'na yine (namazda) selam vermistik, bize mukabeleten selam vermedi.
"Ey Alah'in Resulu, dedik, biz sana vaktiyle namazda selam verirdik, sen de selamimizi alirdin (simdi niye almiyorsun)?" dedik. Bizi soyle cevapladi:
"Namazda mesguliyet var!"
Buhari, Amel fis's-Salat 2, 15, Fadilu'l-Ashab 37, Muslim, Mesacid 34, (538); Ebu Davud,170, (923, 924); Nesai, Sehv 20, (3, 19).

2685 - Mu'aviye­Ibnu'l-Hakem es-Sulemi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissaltu vesselam) ile birlikte namaz kiliyordum. Derken cemaatten bir Sahis hapsirdi. Ben:
" Yerhamukallah '' dedim. Cemaattekiler bana bed bed baktilar. Bunu uzerine (kizip) :
" Vay basima gelen, niye bana boyle bakiyorsunuz? '' dedim. Bu sefer ellerini dizlerine vurarak beni susturmak istediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namazi bitirince (bana iyi davrandi), annem babam O'na feda olsun, ben O 'ndan, ne once ne de sonra, ondan daha iyi ogreten bir muallim gormedim.Allah'a yemin olsun O beni ne azarladi ne dovdu, ne de betimi yikti; sadece:
"Namazda insan kelamindan (dunyevi) bir soz munasib degildir, ona uygun olan soz, tesbih, tekbir ve Kur'an kiraatidir!" dedi. Ben:
"Ey Allah 'in Resulu, dedim, ben cahiliyeden daha yeni cikmis birisiyim. Allah bizeIslam'i lutfetti ama bizde oyleleri var ki, hala kahinlere geliyorlar, (bu hususta ne tavsiye edersiniz?) '' dedim.
" Sen onlara gitme!'' buyurdu. Ben tekrar:
"Bizde (kusun ucusuna vs 'ye bakarak) ugursuzluk cikaranlar da var?'' dedim. Cevaben :
"Bu (ugursuzluk zanni) kalplerinde mevcut olan bir (kuruntu)dur. Sakin onlari (gayelerine gitmekten) alikoymasin!'' dedi. Ben:
"Bizde, kuma hatlar cizerek fala bakanlar da var? '' dedim. Su aciklamayi yapti:
"Peygamberlerden biri de (kuma) cizgi cizerdi. Kim cizgisini onun cizgisine uygun dusururse isabet eder!'' buyurdu. Ben:
"Benim bir cariyem vardi, Uhud ve Cevaniyye taraflarinda koyun otlatirdi. Bir gun ogrendim ki bir kurt peyda olmus ve suruden bir koyun goturmus. Ben bir insanogluyum, herkes gibi ben de ofkelenirim. (Bu hadise yuzunden kizip) cariyeye bir tokat askettim. (Ravi der ki: Bu sozumu isitince) Resulullah tokadimi fazla buldu, (yakistiramadi).
"O halde onu azad etmiyeyim mi?" dedim.
"Bana bir getir hele!'' dedi. Ben de cariyeyi ona getirdim. Ona :
"Allah nerde?" diye sordu. Cariye:
"Semada!" diy cevap verdi. Bu sefer:
"Ben kimim?" diye sordu. O da:
"Sen Resulullah'sin!'' diye cevap verdi. Bununuzerine aleyhissalatu vesselam:
"Onu azad et, cunku mu'mine'dir" buyurdu."
Muslim, Mesacid 33, (537); Ebu Davud, Salat 171, (930, 931 ); Nesai Sehv 20, (3, 14-1 8).

2686 - Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir gun Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaza kalkti. Sunu okudugunu isttik: "Senden Allah'a siginirim. '' Sonra da uc kere: ''Seni Allah'in lanetiyle lanetliyorum'' dedi ve sanki bir sey yakaliyormuscasina elini uzatti. Namazi bitirince:
"Ey Allah 'in Resulu! dedik, senden bugun daha once hic soylemedigin bir sey isittik. Ayrica ellerini de actigini gorduk? su cevabi verdi:
"Allah'in dusmani olan iblis, yuzume koymak icin atesten bir alev getirdi. Ben de ona, uc kere : " Euzu billahi '' dedim. Sonra da: " Seni Allah'in eksiksiz lanetiyle lanetliyorum'' dedim, geri cekilmedi, uc kere tekrarladim. Sonunda onu yakalamak istedim. Vallahi kardesim Suleyman'in duasi olmasa idi, bagli olarak sabaha erecek ve Medine'nin cocuklari onunla oynayacaklardi.''
Muslim, Mesacid 40, (542); Nesa, Sehv 19, (3,13).

BASKA MESGULIYETLERI TERK

2687 - Mu'aykib (radiyallahu anh) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'a, musalli 'nin secde edecegi yerdeki topragin duzlenmesinden sual edildi... "

2688 - Tirmiz i'nin bir rivayetinde hadis soyledir : "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a namazda cakillara dokunup (duzlemekten) sorulmustu, su cevabi verdi:
"Mutlaka yapmak zorunda isen bari bir kere yap!"
Buhari, Amel fi's Salat 8; Muslim, Mesacid 46, (545); Ebu Davud, Salat 175, (946); Tirmizi, Salat 279, (3 80) ; Nesai, Sehv 8, (3, 7).

2689 - Ebu 'Zerr (radiyallahu anh) 'den Dort Imam'ìn kaydettigi bir rivayette soyle‚ buyrulmustur: "Sizden kim namaza durursa, sakin cakillara degmesin. Zira rahmet, ona karsidan gelir."
Muvatta, Kasru's-Salat 43, (1,157); Ebu Davud, Salat 175, (945) ; Tirmizi, Salat 279, (379); Nesai, Sehv 7, (3,6).

2690 - Hz. Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah, kula namazda saga sola iltifat etmedikce rahmetiyle yaklasmaya devam eder. Iltifat etti mi ondan yuz cevirir. "

Ebu Davud, Salat 165, (909) ; Nesai, Sehv 10, (3,7).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 2681-2690 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.