Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3001-3010 )

RAMAZANDA GECE KALKISI TERAVIH NAMAZI

3001 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) 'nin anlattigna gore: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlari, kesin bir emirde bulunmaksizin ramazan gecelerini ihyaya tesvik ederdi. (Bu maksadla) derdi ki: "Kim ramazan gecesini, sevabina inanarak ve bunu elde etmek niyetiyle namazla ihya ederse gecmis gunahlari affedilir."
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) -bu tavsiyesi herhangi bir degisiklige ugramadan- vefat etti. Bu durum (teravihin ferden kilinmasi) Hz. Ebu Bekir'in hilafeti zamaninda boylece devam etti, Hz. Omer'in hilafetinin basinda da boyle devam etti.''

3002 - Bir rivayette soyle gelmistir:"Kadir gecesinin, kim sevabina inanip onu kazanmak umudiyle ihya ederse gecmis gunahlari affedilir.''
Buhari Teravih 1, Muslim, Musafirin174 (759); Ebu Davud, Salat 318, (1371); Tirmizi, Savm 83, (808) ; Nesai, Siyam 39, (4,154,155) ; Muvatta, Salat fi Ramazan 2, (1,119).
Buhari, Ramazan kiyami ile, Kadir gecesi kiyami uzerine ondan merfu rivayet kaydeder.

3003 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ramazan ayinda, diger aylarda gorulmeyen bir gayrete girerdi. Ramazanin son on gununde ise cok daha siddetli bir gayrete gecerdi. Son on gunde. geceyi ihya eder, ailesini de (gecenin ihyasi icin) uyandirirdi, izarini da baglardi."
Buhari, Fadlu Leyleti'l-Kadir 5, Muslim, i'tikaf 8, (1175); Ebu Davud, Salat 318; (1376); Tirmizi, Savm 73, (796) ; Nesai, Kiyamu ' 1-leyl 17, (3, 218).

3004 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ramazanda geceleyin namaz kilardi. (Bir gece) gelip yaninda ben de namaza uydum. Sonra bir erkek daha geldi, o da namaza uydu, derken (sayimiz artti ve) bir cemaat olduk. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bizim arkasinda oldugumuzu hissedince namazi hizlandirdi. Sonra (selam verip) ayrildi ve evine girdi. Orada bizim yanimizda kilmadigi bir namaz kildi. Sabah oluncakendisine:
"Bizim arkaniza durdugumuzu geceleyin farketmis miydiniz?" diye sordum. Bana:
"Evet. Ve iste bu, beni o yaptigima sevkeden seydir. (Yani sizi arkamda hissedince namazi hizli kilarak yaninizdan ayrildim)" buyurdu.''
Muslim Siyam 59, (1104).

3005 - Hz. Aise (radiyallahu anha)anlatiyor:"Resulullah (aleyhisalatu vessalam) (bir gece) mescidde (nafile) namazi kilmisti. Bir cok kimsede (ona iktida ederek) namaz kildi. (Sabah olunca "Resulullah gecleyin mescidde namaz kildi" diye konustular.) Ertesi gece de Efendimiz namaz kildi. (Halk yine onlari konustu,katilacaklarin) sayisi iyice artti. Ucuncu (veya dorduncu) gece halk yine toplandi.(Oyle ki mescid, insanlari alamayacak hale gelmisti.) Ancak aleyhissalatu vessalam (bu dorduncu gecede) yanlarina cikmadi.
Sabah olunca Efendimiz: "Yaptiginizi gordum. Size cikmamdan beni alikoyan sey, namazin sizlere farz oluvermesinden korkmamdir" dedi. Iste bu hadise ramazanda ceryan etmisti."
Buhari Salatu't-Teravih 1, Cum'a 29, 5; Muslim, Musafirin, 177, (761); Muvatta; Salat-fi'r Ramazan 1, (1, 113); Ebu Davud, Salat 318, (1373, 1374); Nesai, Kiyamu'l-Leyl: 4, (3, 202).

3006 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) buyurdular ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ramazan'da, mescidin bir kenarinda namaz kilan bir guruba ugramisti. "Bunlar ne yapiyor?" diye sordu. "Bunlar, yanlarinda (ezberlenmis fazla) Kur 'an bulunmayan kimselerdir, Ubeyy Ibnu Ka'b (radiyallahu anh) bunlara namaz kildiriyor! '' dediler. Efendimiz aleyhissalatu vesselam: "Isabet etmisler, bu davranis ne kadar iyi! '' buyurdular.''
Ebu Davud, Salat 318, ( 1377)

3007 - Hz. Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile (bir ramazan) ayinda beraber oruc tuttuk. Ay boyunca bize son yedi gune kadar hic (ziyade) namaz kildirmadi. Ayin son yedinci gununde gecenin ucte biri gecinceye kadar bize namaz kildirdi. Altinci gununde yine bir sey kildirmadi. Besinci gununde gecenin yarisi gecinceye kadar namaz kildirdi: Kendisine: "Bu gecemizin geri kalan kisminda da bize nafile kildirsaniz! ''dedik.
Talebimize karsi: "Kim imamla namaza baslar, sonuna kadar devam ederse, kendisine gecenin tamamini namazla gecirmis (sevabi) yazilir '' buyurdular. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam), aydan son uc gece kalincaya kadar baska namaz kildirmadilar. Ucuncu gece bize namaz kildirdilar. Ehline ve kadinlarina dua ettiler. Bize (o kadar uzun) namaz kildirdilarki "Felah''i kacirmaktan korktuk.
(Ebu Zerr 'e:) "Felah '' nedir? diye soruldu: "Sahur!'' cevabini verdi. (Sonra ayin geri kalan kisminda bize namaz kildirmadi.)"
Ebu Davud, Salat 318, (1375); Tirmizi, Savm 81, (805); Nesai, Sehv 103, (3, 83, 84), Kiyamu'l-Leyl 4, (3, 202).

3008 - Abdullah Ibnu Ebi Bekir anlatiyor: "Ubeyy (radiyallahu anh)'i dinledim, diyordu ki: "Ramazanda (teravih) namazindan ayrilip, hizmetcilerden alel acele sahur yemegi getirmelerini isterdik, cunku vaktin cikmasindan korkardik.''
Muvatta, es-Salat fi'r-Ramazan 7, (1, 116).

BAYRAM NAMAZLARI

3009 - Ibnu Abbas (radiyaIlahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bayram gunu - cikip iki rek'at namaz kildirdi. Ne bunlardan once ne de bunlardan sonra baska namaz kildirdi.''
(Buhari, Iydeyn 8, 16, 18, 26, 32, Ezan 161, Zekat 21, 33, Tefsir, Mumtahine 1, Nikah 124, Libas 56, 57, 59, I'tisam 16; Muslim, Iydeyn 13, (884); Ebu Davud, Salat 256, (1159); Tirmizi, Salat 387, (537); Nesai, Iydeyn 29, (3, 193).

3010 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), fitr (ramazan) ve kurban bayramlarinin namazlarinda, birinci rek'atte yedi (ziyade) tekbir getirirdi, ikinci rek'atte ise, iki ruku tekbirinden baska bes (ziyade) tekbir getirirdi."

Ebu Davud, Salat 252, (1149, 1150.



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 3001-3010 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.