Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 31-40 )

31 - Ebu Umame (radiyallahu anh), Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in soyle dedigini rivayet ediyor: "Kim Allah icin sever, Allah icin bugzeder, Allah icin verir, Allah icin vermezse imanini kemale erdirmistir".
Ebu Davud, Sunnet 16, (4681).

32 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) hazretleri Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in soyle dedigini rivayet etmistir:
"Musluman, diger Muslumanlarin elinden ve dilinden zarar gormedigi kimsedir. Mu'min de, halkin, can ve mallarini kendisine karsi emniyette bildikleri kimsedir."
Tirmizi, Iman 12, (2629); Nesai, Iman 8, (8, 104, 105).

33 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anh) hazretleri, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle dedigini rivayet etmistir:
"Musluman, diger Muslumanlarin elinden ve dilinden zarar gormedikleri kimsedir. Muhacir de Allah'in yasakladigi seyi terkedendir."
Buhari, Iman 4; Muslim, Iman 64, (40); Ebu Davud, Cihad 2, (2481); Nesai, Iman 9, (8, 105). (Metin Buhari'ye aittir).
Sahiheyn ve Nesai'de gelen bir baska hadiste soyle denir: "Bir adam sordu: "Ey Allah'in Resulu, Islam'da hangi amel daha hayirlidir?" Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Yemek yedirmen, tanidik tanimadik herkese selam vermen" dedi.

34 - Ebu Saidi'l-Hudri (radiyallahu anh) Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in soyle dedigini rivayet etti:
"Bir kimsenin mescide alakasini gorurseniz, onun mu'min olduguna sehadet edin, zira Cenab-i Hakk soyle buyuruyor: "Allah'in mescidlerini ancak Allah'a ve ahiret gunune inananlar imar ederler" (Tevbe 18),
Tirmizi, Tefsir, Sure 2, (3092).

35 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) dedi ki: "Uc sey vardir ki imanin aslindandir:
1. Lailahe illallah diyene saldirmamak: Isledigi herhangi bir gunahi sebebiyle bu kimseyi tekfir etme, herhangi bir ameli sebebiyle de Islam'dan disari atma.
2. Cihad, bu Allah'in beni peygamber olarak gonderdigi gunden, bu ummetin Deccal'e karsi savasacak en son ferdine kadar cereyan edecektir, onu, ne imamin zalim olmasi, ne de adil olmasi ortadan kaldiramayacaktir.
3. "Kadere iman".
Ebu Davud, Cihad 35, (2532).

36 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan bir kismi ona sordular: "Bazilarimizin aklindan bir kisim vesveseler geciyor, normalde bunu soylemenin gunah olacagina kaniyiz." Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Gercekten boyle bir korku duyuyor musunuz?" diye sordu. Oradakiler Evet! deyince: "Iste bu (korku) imandan gelir (vesvese zarar vermez) dedi.
Muslim, Iman 209 (132); Ebu Davud, Edeb 118 (5110).
Diger bir rivayette: "(Seytanin) hilesini vesveseye donusturen Allah'a hamdolsun" demistir.
Muslim'in Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'dan kaydettigi bir rivayet soyledir: "Dediler ki: "Ey Allah'in Resulu, bazilarimiz icinden oyle sesler isitiyor ki, onu (bilerek) soylemektense komur kesilinceye kadar yanmayi veya gokten yere atilmayi tercih eder. (Bu vesveseler bize zarar verir mi?)" Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Hayir bu (korkunuz) gercek imanin ifadesidir" cevabini verdi."

KELIME-I SEHADET VE ONUN DIL ILE IKRARININ HUKMU

37 - Ibn-i Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Ben insanlar Allah'tan baska ilahin olmadigina, Muhammed'in de Allah'in elcisi olduguna sehadet edinceye, namaz kilincaya, zekat verinceye kadar onlarla savas etmekle emrolundum. Bunlari yaptilar mi, kanlarini, mallarini bana karsi korumus (emniyet altina almis) olurlar. Islam'in hakki haric. Artik (samimi olup olmadiklarina dair) durumlari Allah'a kalmistir".
Buhari, Iman 17; Muslim, Iman 36, (22);
Muslim'deki rivayette "Islam'in hakki haric" ibaresi mevcut degildir.

38 - Ubeydullah Ibnr Adiy Ibnu'l-Hiyar (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ashabiyla otururken bir adam gelerek gizlice bir seyler fisildadi. Ne gibi bir sir tevdi etmisti bilmiyorduk. Nihayet Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) onu acikladi. Megerse o zat, munafiklardan birini oldurmek icin izin istiyormus. Adama: "Peki o Allah'tan baska ilah olmadigina ve Muhammed'in Allah'in elcisi bulunduguna sehadet etmiyor mu?" diye sordu. Adam: "Hayir o sehadeti ikrar etmiyor" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Namaz kiliyor mu?" diye sordu. Adam: "Hayir namaz da kilmiyor" deyince, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam); "Allah'in oldurmekten beni men ettigi kimseler iste boyleleri" buyurdu"
Muvatta, Kasru's-Salat 84, (1, 171).

39 - Tarik el-Esca'i (radiyallahu anh) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini haber verdi:
"Kim Lailahe illallah der ve Allah'tan baska mabudlari reddederse, Allah onun malini ve kanini haram kilar. (Samimi olup olmadigi meselesi Allah'a aittir.)
Muslim, Iman, 37, (23).
Yine Muslim'in bir baska rivayeti "Kim Allah'i birlerse" diye baslar ve yukaridaki sekilde devam eder (38. hadis).

BIAT AHKAMI

40 - Ubadetu'bnu's-Samit (radiyallahu anh) anlatiyor: Biz, bir seferinde Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le ayni cemaatte beraber oturuyorduk ki: "Allah'a hicbir sey ortak kosmamak, hirsizlik yapmamak, zina fazihasini islememek, Allah'in haram ettigi cana mesru bir sebep olmaksizin kiymamak sartlari uzerine bana biat edin" buyurdu.
Bir diger rivayette "...Cocuklarinizi oldurmemek, halde ve istikbalde iftirada bulunmamak, mesru dairedeki emirlerde -ne bana ne de vazifelilere- isyan etmemek uzere biat edin. Kim verecegi bu sozlere sadik kalir, ahdine vefa gosterirse karsiligini Allah'tan alacaktir. Kim de bu yasaklardan birini isleyecek olursa artik isi Allah'a kalmistir, dilerse affeder, dilerse azab verir, cezalandirir" buyurdu. Biz de bu sartlarla biat ettik."
Buhari, Iman 11; Muslim, Hudud 41, (1709); Nesai, Bey'a 17, (7, 148); Tirmizi, Hudud 12, (1439).

Nesai, bir baska rivayette "...karsiligini Allah'tan alacaktir" ifadesinden sonra su ziyadeyi kaydeder: "Kim bunlardan birini isler, sonra da dunyada cezalandirilirsa, cektigi bu ceza onun icin kefaret ve o gunahtan temizlenme olur."
Buhari, Muslim, Muvatta ve Nesai'de gelen bir diger rivayette su ifade mevcuttur: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e zor durumlarda olsun, kolay durumlarda olsun, hos sartlarda olsun nahos sartlarda olsun, aleyhimize kayirmalarin yapilip, hakkimizin cignendigi hallerde olsun itaat etmek, idareyi elinde tutanlara karsi iktidar kavgasi yapmamak, nerede olursak olalim hakki soylemek, Allah'in emrini yerine getirmede kinayanlarin kinamalarindan korkmamak uzere biat ettim."


Bir baska rivayette su ifadeye rastlanmaktadir: "...Iktidar sahibine karsi onda, Allah'in kitabinda gelmis bulunan bir delil sebebiyle te'vil goturmeyen acik bir kufur gorulmedikce iktidar kavgasi yapmamak..."





Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 31-40 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.