Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 311-320 )
311 - Ebu Said (radiyallahu
anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda bize bayagi hurma
veriliyordu. Bu muhtelif cins kuru hurmanin bir karisimi idi. Bu bayagi
hurmanin iki olcegini bir olcek iyi hurma mukabilinde satiyorduk. Bu tarz Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in kulagina ulasinca soyle buyurdu:
"Iki olcek hurmaya bir olcek hurma, iki olcek bugdaya bir olcek bugday iki
dirheme bir dirhem olmaz."
Buhari, Buyu 21; Muslim,
Musakat 98, (1594, 1595, 1596); Tirmizi, Buyu 23, (1241); Nesai, Buyu 41, 50,
(17, 271, 272, 273); Muvatta, 32, (2, 632).
312 - Bir rivayette de
soyle gelmistir: "Hz. Bilal (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu
vesselam)'a (iyi cins bir hurma olan) berni hurmasi getirmisti. "Bu
nereden?" diye sordu. Bilal (radiyallahu anh): Bizde adi hurma vardi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yemisi icin ondan iki olcek vererek
bundan bir olcek satin aldik, dedi. Bunun uzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam): "Eyvah! Bu ribanin ta kendisi, eyvah bu ribanin ta kendisi,
sakin oyle yapma. Sayet iyi hurma satin almak istersen elindekini ayrica sat.
Sonra onun parasiyla iyi hurmayi satin al" dedi.
Buhari, Vekalet 11; Muslim,
Musakat 96, (1594); Nesai, Buyu 41, (7, 271-272).
313 - Sahiheyn'de yer alan
bir rivayette soyle gelmistir. "Dinar dinarla, dirhem dirhemle basa bas
misliyle degistirilmelidir. Kim fazla verir veya fazla alirsa ribaya girmis olur."
Hadisi rivayet eden ravi
der ki: "Ben dedim ki; "Ibnu Abbas (radiyallahu anh) bunu soylemez.
Ebu Said der ki: "Ibnu Abbas (radiyallahu anh)'a sordum: Sen bunu
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan mi isittin, Kitabullah'ta mi gordun?
Bana su cevabi verdi: "Bunun ikisini de soylemiyorum. Siz, Resulullah
(aleyhissalatu vesselam)'i benden daha iyi tanirsiniz. Ancak bana Usame Ibnu
Zeyd (radiyallahu anh) haber verdi ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Sadece veresiye satista riba vardir" buyurmustur."
Muslim, Musakat 101,
(1596).
314 - Muslim'in bir diger
rivayeti soyledir: "Altin altinla, gumus gumusle, bugday bugdayla, arpa
arpayla, hurma hurma ile, tuz tuzla basbasa misliyle, pesin olarak satilir. Kim
artirir veya artirilmasini taleb ederse ribaya girmistir. Bu iste alan da veren
de birdir."
(Muslim, Musakat 82).
Yine Muslim'de Ebu
Hureyre'nin bir rivayetinde "...cinsleri farkli ise mustesna" denir.
Muslim, Musakat 82, (1584).
315 - Ubadetu'bnu Samit
(radiyallahu anh)'ten gelen bir baska rivayette (su ziyade) ifade edilmistir:
"...Bu cesitler farkli oldugu takdirde pesin ise dilediginiz gibi
satin." Bu hadisi, Buhari haric , Bes Kitap rivayet etmistir.
Muslim, Musakat 81, (1587);
Ebu Davud, Buyu 12, (3349-3350); Tirmizi, Buyu 23, (1240); Nesai, Buyu 43, 44,
(7, 274, 275, 276, 277, 278); Ibnu Mace, Ticarat 48, (2254).
316 - Ebu'l-Minhal
anlatiyor: "Zeyd Ibnu Erkam ve el-Bera Ibnu Azib (radiyallahu anh)'e
sarf'tan (yani altinla gumusu cinsi cinsine satmaktan) sordum. Ikisi de su
cevabi verdi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) altinin gumus
mukabilinde veresiye satilmasini yasakladi."
Buhari, Buyu 80, 8, Sirket
10, Menakibu'l-Ensar 50; Muslim, Musakat 87, (1589); Nesai, Buyu 49, (7, 280).
317 - Fadale Ibnu Ubeyd
(radiyallahu anh) buyuruyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a
Hayber'de bulundugu sirada altin ve boncuklarla yapilmis bir gerdanlik
getirildi. Bu satilik ganimet mallarindandi. Resulullah (aleyhissalatu
vesselam) altinlarin boncuklardan ayrilmasini emretti. Derhal gerdanligin altin
kismi ile boncuk kismi birbirinden ayrildi. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalatu
vesselam): "Altin, altina mukabil, tartisi tartisina satilsin"
buyurdular.
Buhari haric Bes Kitap
tahric etti. Muslim, Musakat 89, (1591); Tirmizi, Buyu 32, (1255); Ebu Davud,
Buyu 13, (3351-3353); Nesai, Buyu 48, (7-279).
318 - Muslim'de gelen diger
bir rivayette Hanes es-San'ani der ki: "Biz Fadale ile bir gazvede
beraberdik. Derken bana ve arkadaslarima ganimetten bir gerdanlik isabet etti.
Gerdanlik altin, gumus ve kiymetli taslardan yapilmisti. Ben bunu satin almak
isteyerek, Fadale'ye sordum. Bana soyle cevap verdi: Bunun altinini ayir, bir
kafeye koy. Kendi altinini da bir kefeye koy. Sonra sakin misli mislinden fazla
birsey alma! Zira ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle buyurdugunu
isittim: "Kim Allah'a ve ahiret gunune iman ederse sakin misli mislinden
fazla bir sey almasin."
Muslim, Buyu 91, (1591).
319 - Ebu Bekre
(radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam), gumusun
gumuse basa bas olmayan satisini yasakladi. Bize altin mukabilinde diledigimiz
sekilde gumus ve gumus mukabilinde diledigimiz sekilde altin satin almayi
emretti." Muslim'in ziyadesinde "...Bir adam "pesin mi?"
diye sordu. Ebu Bekre: "Ben boyle isittim" cevabini verdi. Sahiheyn
ve Nesai rivayet etmistir.
Buhari, Buyu 81, 77;
Muslim, Musakat, 88, (1590); Nesai, Buyu, 50 (7, 280-281).
320 - Yahya Ibnu Sa'id
(radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hayber'in
fethi sirasinda iki Sa'd'a (Sa'd Ibnu Ebi Vakkas ve Sa'd Ibnu Ubade), ganimet
malindan altin veya gumus bir kabi satmalarini emretti. Onlar, her uc (birim)'i
ayni dort (birim) mukabilinde, veya her dort (birim)'i uc (birim) ayin
mukabilinde sattilar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara: "Siz
riba yaptiniz, geri verin" emretti."
Muvatta, Buyu 28, (2, 632).
Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet
malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı
hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı
Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in
Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn
Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça
“kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte”
kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.
----
Kategoriler
Hatim - Mukabele | Kuran Suresi | Kuran Meali | Kuran Öğreniyorum |
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 311-320 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.
Kur’an’ı Kerim
Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.
İlahi Kitapların Özelliği
İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.
KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)
Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.
KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?
Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler
Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.
Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.