Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4151-4160 )

4151 - Ebu Davud'un bir rivayetinde soyle buyurulur: "Mukateb, uzerinde bir dirhemlik borc kaldigi muddetce koledir."
Ebu Davud, Itk 1, (3926).

4152 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mukatebe karsi bir hadd islenir, (diyet almaya hak kazanirsa) veya mirasa mazhar olursa, (borcunu odeyerek) hurriyetinden kazandigi miktarca onlara varis olur." "Resulullah aleyhissalatu vesselamsoyle buyurdular: "Mukateb, odedigi hisse nisbetinde hur diyeti oder, geri kalana kole diyetinden oder."
Tirmizi, Buyu' 35, (1259); Ebu Davud, Diyat 22, (4582); Nesai, Kasame 36, (8, 45, 46).

4153 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambize buyurdular ki: "Sizden birinin mukatebinin sizce hala odeyecegi borcu varsa da, ona karsi ortunsun."
Ebu Davud, Itk 1, (3928); Tirmizi, Buyu' 35, (1261); Ibnu Mace, Itk 3, (2520).

4154 - Musa Ibnu Enes Ibn-i Malik radiyallahu anh anlatiyor: "Sirin, Hz. Enes'e mukatebe yapma talebinde bulundu. Hz. Enes cok zengindi, mukatebe yapmayi reddetti. Sirin Hz. Omer radiyallahu anh'a basvurdu. Hz. Omer, Enes radiyallahu anhuma'yi cagirarak: "Sirin'le mukatebe yap!" emretti. Enes radiyallahu anh yine kabul etmedi. Hz. Omer, cubuguyla Enes'e vurdu. Ve su ayeti okudu: "Kolelerinizden hur olmak icin bedel vermek (mukatebe yapmak) isteyenlerin, -onlarda bir iyilik gorurseniz- bedel vermesini kabul edin" (Nur 33). Bunun uzerine Hz. Enes mukatebe yapti."
Buhari, Mukateb 1.

4155 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Berrire mukatebe bedelini odemede yardim istemeye geldi..."

4156 - Nesa'i'nin rivayetinde su ziyade mevcuttur: "Berire radiyallahu anha kendi nefsinin hurriyete kavusmasi icin dokuz okiyye uzerine mukatebe yapti. Her sene bir okiyye odeyecekti. Resulullah aleyhissalatu vesselamonu, (hurriyetine kavustugu zaman) kocasi ile beraberlige devam etme veya bosanma hususunda muhayyer birakti. Kocasi kole idi. Berire kendini (kocadan ayrilmayi) tercih etti. Urve der ki: "Kocasi hur olsaydi, Aleyhissalatu vesselam Berire'yi muhayyer birakmazdi."

MUTALLAKA VE MUHTELEA'NIN IDDETLERI

4157 - Esma Bintu Yezid Ibni's-Seken el-Ensariyye radiyallahu anha'nin anlattigina gore, "Esma, Resulullah aleyhissalatu vesselamzamaninda kocasindan bosanmistir. Ve o siralarda bosanan kadin icin henuz iddet bekleme hukmu yoktu. Iste bu sebeple, Esma bosaninca, Allah Teala Hazretleri, bosanan icin iddet bekleme emrini indirdi."
Ebu Davud, Talak 36, (2281).

4158 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Allah Teala Hazretleri: "Bosanan kadinlar kendi kendilerine uc aybasi hali beklerler" (Bakara 228) buyuruyor. Yine Allah Teala Hazretleri: "Kadinlariniz arasinda ay hali gormekten kesilenler ile ay hali gormemis olanlarin iddetleri hususunda supheye duserseniz, bilin ki, onlarin iddet beklemesi uc aydir..." (Talak 4). (Onceki ayet) bu ikinci ile neshedilmis oldu Keza Allah Teala Hazretleri (birinci ayetten bazi hukumleri neshederek) buyurmustur ki: "Mu'min kadinlarla nikahlanip, onlari, temasta bulunmadan bosadiginizda, artik onlar icin soze iddet saymaya luzum yoktur. Kendilerine bagista bulunarak onlari guzellikle serbest birakin" (Ahzab 49).
Ebu Davud, Talak 10, (2195), 27, (2282); Nesai, Talak 54, (6, 187), 74, (6, 212).

4159 - Yine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma, "Bosanan kadinlar kendi kendilerine uc aybasi hali beklerler, eger Allah'a ve ahiret gunune inanmislarsa, rahimlerinde Allah'in yarattigini gizlemeleri kendilerine helal degildir, kocalari bu arada barismak isterlerse, karilarini geri almakta daha cok hak sahibidirler" (Bakara 223) ayeti icin der ki: "Bu ayete gore, erkek hanimini uc kere de bosasa ona donmeye hakki vardir. Bu hukum su ayetle neshedildi: "Bosanma iki defadir. (Ondan sonrasi) ya iyilikle tutmak, ya guzellikle salmaktir" (Bakara 229).
Nesai, Talak 74, (6, 212).

4160 - Suleyman Ibnu Yesar rahimehullah anlatiyor: "el-Ahvas, hanimini bosamisti. Hanimi ucuncu hayizin kanama muddetinde iken Sam'da oldu. Hz. Muaviye radiyallahu anh, Zeyd Ibnu Sabit radiyallahu anh'a yazarak bunun hukmunu sordu. Zeyd cevaben soyle yazdi: "Eger kadin, ucuncu hayz'in kanama devresine girmis idiyse, kocadan tamamen ayrilmis, koca da ondan ayrilmistir. Ne kadin, kocaya, ne de koca kadina varis olamaz."

Muvatta, Talak 56, (2, 577).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 4151-4160 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.