Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5081-5090 )

5081 - Hasan Basri rahimehullah anlatiyor: "Utbe Ibnu Gazvan radiyallahu anh, Basra'da minberde (hutbe esnasinda) dedi ki:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam bize soyle buyurmuslardi: "Cehennemin kiyisindan buyuk bir tas birakildi. Bu tas yetmis yil asagi dogru dustu de henuz dibe ulasmadi."
(Utbe Ibnu Gazvan, devamla) der ki: "Hz. Omer radiyallahu anh: "Atesi cok zikredip hatirlayin. Zira onun harareti pek siddetlidir; derinligi cok fazladir, cengelleri demirdendir" buyurdu."
Tirmizi, Cehennem 2, (2578).

5082 - Ebu Said el-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Veyl, cehennemde bir vadidir. Kafir orada, kirk yil batar da dibine ulasamaz."
Tirmizi, Tefsir, Enbiya, (3164).

5083 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Eger zakkumdan, dunyaya tek damla damlatilacak olsa, bu dunya ehlinin yiyeceklerini ifsad ederdi. Oyleyse, yiyecek ve icecegi zakkum olan cehennemligin hali ne olur (anlayin)!"
Tirmizi, Cehennem 4, (2588).

5084 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehennem, Rabbine sikayet ederek: "Ey Rabbim! Bir parcam diger bir parcami yemektedir" dedi. bununn uzerine, Allah Teala hazretleri ona, iki nefes almaya izin verdi: Bir nefes kista, bir nefes de yazda. (Yazdaki nefesi) sizin rastladiginiz en siddetli sicaktir. (Kistaki nefesi de) sizin rastladiginiz en siddetli (soguk olan) zemherirdir."
Buhari, Bed'u'l-Halk 10; Muslim, Mesacid 185, (617); Tirmizi, Cehennem 9, (2595).

5085 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu, atesten bir parca, boyun seklinde uzanir. Bunun, goren iki gozu, isiten iki kulagi, konusan bir dili vardir. Der ki: "Ben uc takim (insani cezalandirmak) icin vazifelendirildim: Allah'la birlikte bir baska ilaha dua eden kimse, bile bile zulmeden cebbar, tasvirciler."
Tirmizi, Cehennem 1, (2577).

5086 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu cehennem, yetmisbin yulari oldugu halde getirilir. Her yularinda, onu ceken yetmisbin melek vardir."
Muslim, Cennet 29, (2842); Tirmizi, Cehennem 1, (2576).

5087 - Mucahid anlatiyor: "Ibnu Abbas radiyallahu anhuma bana: "Cehennemin genisligi ne kadardir, biliyor musun?" diye sordu. Ben: "Hayir!" deyince: "Dogru, Allah'a yemin olsun, bilemezsin!" dedi ve ilave etti: "Bana Hz. Aise radiyallahu anha dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam 'a:
"Kiyamet gunu Arz toptan O'nun bir kabzasidir (tam tasarrufundadir). Gokler de O'nun sag eliyle durulmuslerdir" (Zumer 67) ayetinden sormus ve:
"Bu sirada insanlar nerede olurlar (ey Allah'in Resulu)" demistim. Aleyhissalatu vesselam: "Cehennem koprusunde!" cevabini verdi."
Tirmizi, Tefsir, Zumer, (3242).

CENNET VE CEHENNEMIN MUSTEREK YONLERI

5088 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala Hazretleri cenneti yarattigi zaman Cibril aleyhisselam'a:
"Git ona bir bak!" buyurdular. O da gidip cennete bakti ve: "(Ey Rabbim!) Senin izzetine yemin olsun, onu isitip de ona girmeyen kalmayacak, herkes ona girecek!" dedi. (Allah Teala Hazretleri) cennetin etrafini mekruhlarla cevirdi. Sonra: "Hele git ona bir daha bak!" buyurdu. Cebrail gidip ona bir daha bakti. Sonra da:
"Korkarim, ona hic kimse girmeyecek!" dedi. Cehennemi yaratinca, Cebrail'e:
"Git, bir de suna bak!" buyurdu. O da gidip ona bakti ve:
"Izzetine yemin olsun, isitenlerden kimse ona girmeyecektir!" dedi. Allah Teala hazretleri de onun etrafini sehvetlerle kusatti. Sonra da:
"Git ona bir kere daha bak!" dedi. O da gidip ona bakti. Dondugu zaman:
"Izzetine yemin olsun, tek kisi kalmayip herkesin ona gireceginden korkuyorum!" dedi."
Ebu Davud, Sunnet 25, (4744); Tirmizi, Cennet 21, (2563); Nesai, Eyman 3, (7, 3).

5089 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennetin etrafi mekarihle (nefsin hoslanmadigi seylerle) sarilmistir. Cehennemin etraf i da sehevi (nefsin arzuladigi, cazip) seylerle sarilmistir."
Sahiheyn'de, Ebu Hureyre'den bu rivayet aynen gelmistir. Ancak iki yerde "huffet" (=sarilmis) kelimesine bedel "hucibet" (=ortulmus) kelimesi kullanilmistir.

5090 - Yine Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehennem, icerisine asiler atildikca: "Daha var mi?" demekten geri durmaz. Bu hal, Rabbu'l-Izze'nin cehennemin uzerine ayagini koyup, iki yakasini durup birlestirmesine kadar devam eder. Iste o zaman cehennem:
"Yeter, yeter. Izzet ve keremine yemin olsun yeter!" der. Cennette fazlalik devam eder. Allah, ona mahsus yeni bir halk yaratir ve bunlari cennetin fazla kismina yerlestirir."

Buhari, Tefsir, Kaf 1, Eyman 12, Tevhid 7; Muslim, Cennet 37, (2848); Tirmizi, Tefsir, Kaf, (3268).


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5081-5090 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.