Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5261-5270 )

5261 - Ebu Burde Ibnu Ebi Musa el-Es'ari anlatiyor: "Hz. Aise radiyallahu anha'nin yanina girdim. Bana yamali bir giysi ve kaba bir izar cikardi ve "Resulullah aleyhissalatu vesselam su iki (parca)nin icinde vefat etti!" dedi."
Buhari, Humus 5, Libas 19; Muslim, Libas 35, (2080); Ebu Davud, Libas 8, (4036); Tirmizi, Libas 10, (1733).

5262 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir sabah uzerinde, siyah kildan yapilmis desenli bir giysi oldugu halde cikti."
Muslim, Libas 36, (2081); Ebu Davud, Libas 6, (4032); Tirmizi, Edeb 49, (2814).

5263 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hz. Musa aleyhisselam'in Rabbi Teala hazretleriyle konustugu gun, uzerinde yunden bir salvar, yunden bir cubbe, yunden bir kisa, yunden kucuk bir serpus (takke) vardi. Ayaginda da olu esek derisinden mamul bir ayakkabi vardi."
Tirmizi, Libas 10, (1734).

MINDER VE YASTIKLAR

5264 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in minderi deridendi ve ici hurma lifiyle dolu idi."
Buhari, Rikak 17; Muslim, Libas 38, (2082); Ebu Davud, Libas 45, (4146, 4147); Tirmizi, Libas 27, (1762).

5265 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a (evde bulunmasi gereken) yataklar zikredilmisti. Soyle buyurdular:
"Kisinin kendisi icin bir yatak, kadin icin bir yatak, misafir icin bir yatak lazimdir. Dorduncu yatak seytanadir."
Ebu Davud, Libas 45, (4142); Nesai, Nikah 82, (6, 135); Muslim, Libas 41, (2084).

5266 - Hz. Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bir yastiga solu uzerine yaslandigini gordum."
Ebu Davud, Libas 45, (4143); Tirmizi, Edeb 23, (2771).

5267 - Ebu'I-Melih, babasi radiyallahu anh'tan anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam vahsi hayvanlarin derilerinden yaygi yapilmasini nehyetti."
Ebu Davud, Libas 43, (4132); Tirmizi, Libas 32, (1771); Nesai, Fere' 12, (7,176).

5268 - Utbe Ibnu Abdi's-Sulemi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan beni giydirmesini talep ettim. Bunun uzerine bana iki parca hayse (adi keten) bezi giydirdi. Kendimi, bununla arkadaslarim arasinda en iyi giyinmis gordum."
Ebu Davud, Libas 6, (4032).

LUKATA (BULUNTULAR) BOLUMU

5269 - Yezid Mevla'l-Munbais anlatiyor: "Zeyd Ibnu Halid radiyallahu anh'i isittim. Diyordu ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a altin veya gumus buluntu hakkinda sorulmustu.
"Kesesini ve bagini belle, sonra onu bir yil ilan et. (Sahibini) bilemezsen, onu harca. O yaninda bir emanet olsun. Gunun birinde arayani gelecek olursa, ona odersin" buyurdu. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam'a kaybolmus develerden soruldu.
"Kaybolan develerden sana ne? Onlari (kendi haline) birak. Zira sahibi onu buluncaya kadar, ayaginda carigi, sirtinda su tulumu vardir. Suya gider, ottan yer" buyurdular. Bu sefer (kaybolmus) davardan soruldu:
"Onlari alin. Zira onlar ya senindir, ya (kaybeden) kardesinindir, ya da kurdundur" buyurdular.
Buhari, Ilm 28, Surb 12, Lukata 2, 3, 4,11, Talak 22, Edeb 75; Muslim, Lukata 1, (1722); Muvatta, Akdiye 46, (2, 757); Ebu Davud, Lukata 1, (1704, 1705, 1706, 1707,1708); Tirmizi, Ahkam 35, (1372, 1373).

5270 - Amr Ibnu suayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a (dalinda) asili meyve hakkinda sorulmustu:
"Ihtiyac sahibi, sepetine almaksizin agziyla ulasirsa, kendine bir vebal gelmez. Ancak kim de, eteginde (birseyler) alarak oradan cikarsa, aldiginin iki kat degeriyle borclanir. Ayrica (tazir nevinden) ceza da yer. Kim de yigin yapildiktan sonra meyveden calarsa ve bunun degeri migfer fiyatini bulursa, eli kesilir" buyurdu. Sonra kendisine lukata (buluntu)dan sorulmustu:
"Islek yolda bulunmus olanla, insanlarin cokca yasadigi meskun karyede bulunmus olani bir yil boyu ilan et. Eger sahibi gelirse hemen ver. Eger gelmezse artik o senin olmustur. Harabede bulunmus ise, bununla, maden icin humus (beste bir) vergisi vardir" buyurdular."

Ebu Davud, Lukata 1, (1710, 1711, 1712, 1713); Nesai, Kat'u's-Sarik 11, (8, 84-85).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 5261-5270 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.