Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6441-6450 )

YAS YASAGI

6441 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, (Mumtehine suresinin 12. ayetinde gecen "... Ma'ruf (guzel) olan hicbir hususta sana asi olmamalari (uzerine sana biatta bulunacaklari zaman sen de onlarla biatta bulun...)" ibaresini "nevh" (yani olu uzerine bagira bagira aglamak) olarak acikladi.

6442 - Cerir Mevla Muaviye anlatiyor: "Hz. Muaviye radiyallahu anh Humus'ta halka hutbe verdi ve hutbesinde Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yas tutmayi (=nevh) yasakladigini da hatirlatti."

6443 - Ebu Malik el-Es'ari radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Yas tutmak cahiliye islerinden biridir. Yas tutan kadin, tevbe etmeden olurse, Allah Teala hazretleri, ona katrandan bir elbise, cehennem alevinden de bir gomlek bicer."

6444 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Yas tutma cahiliye islerinden biridir. Zira yas tutan kadin, olmezden once tevbe etmezse, Kiyamet gunu, uzerinde katrandan bir gomlek ve onun ustunde de cehennem aleminden bir gomlek giydirilmis olarak diriltilir."

6445 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, beraberinde yuksek sesle aglayan bir kadin bulunan cenazeyi takip etmeyi yasakladi."

DOVUNEREK UST-BAS YIRTARAK MATEM YASAGI

6446 - Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam yuzunu cirmalayip yolan kadina, cebini, yakasini yirtan kadina, mahvoldum, helak oldum diyerek dovunen kadina lanet etti."

OLU UZERINE AGLAMAK

6447 - Esma Bintu Yezid radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in oglu Ibrahim oldugu zaman Resulullah aleyhissalatu vesselam agladi. Ona taziyede bulunan kimse -ki bu, ya Ebu Bekr ya da Omer radiyallahu anhuma idi- "(Ey Allah'in Resulu!) Allah'in hakkini tazim etmeye en cok hak sahibi olan kimse sen (degil mi)sin!" dedi. Bunun uzerine Resulullah: "Goz aglar, kalp uzulur. Biz Rabbimizin razi olmayacagi soz soylemeyiz" (dedi. Sozunu, Ibrahim'e hitaben soyle tamamladi:) "Eger olum dogru bir vaad ve herkese samil umumi bir haber olmasaydi ve arkada kalan, onden gidene hic kavusmayacak olsaydi ey Ibrahim, biz su anda duydugumuzdan cok daha buyuk bir uzuntu cekecektik. Biz gercekten senin icin cok huzunluyuz."

6448 - Hamna Bintu Cahs radiyallahu anha'dan anlatildigina gore: "Kendisine: "Kardesin olduruldu" denmisti, "Allah ona rahmet etsin, inna lillah ve inna ileyhi raci'un (Allah'tan geldik, Allah'a donuculeriz)" dedi. Arkadan "Kocan olduruldu" dendi, bu sefer "Vah kaderim!" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam: "Kadinin kocasina karsi oyle bir sevgisi vardir ki, bu, bir baska seyi icin olmaz" buyurdular."

6449 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Uhud'da sehit olanlar icin aglayan Abduleshel kadinlarinin yanindan gelmisti. "Hamza'nin aglayanlari yok!" diye uzuntusunu ifade etti. Bunun uzerine, Ensar kadinlari toplanarak gelip Hamza icin agladilar. Bir muddet sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam uyandi ve: "Yazik su kadinlara! Hala evlerine donmemisler! Soyleyin onlara, evlerine donsunler! Bugunden sonrada olen uzerine aglamasinlar!" buyurdu."


6450 - Ibnu Ebi Evfa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mersiyeler (olunun iyi hallerini soyleyerek aglamak) okumaktan men etti."


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----
Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6441-6450 ) -Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.

Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.