Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6841-6850 )

HACININ DUASINDAKI FAZILET

6841 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hacilar ve umre yapanlar Allah'in elcileridir. Onlar Allah'a dua etseler, Allah onlara derhal icabet eder (dualarini kabul eder). Eger kendisinden af ve magfret dileseler, derhal onlara magfiret eder."

6842 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah yolunda cihad eden, hacceden ve umre yapan Allah'in elcisidir. Cunku Allah bunlarin yapilmasina kullari davet etti, onlar da icabet ettiler. Buna mukabil onlar da O'ndan (dilediklerini istediler), Allah da onlara istediklerini verdi."

OLENE BEDEL HACC

6843 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip: "Babama bedel haccedebilir miyim?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselem: "Evet! Babana bedel haccet. Bu haccinla onu hayir yonuyle artirmasan bile ser yonuyle artirmis olmazsin" buyurdular."

6844 - Ebu'l-Gavs Ibnu Huseyn'in -ki el-Fur kabilesinden biridir anlattigina gore: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a babasinin uzerine vacib olmus fakat eda etmeden olmus oldugu hacc hakkinda sormustu. Aleyhissalatu vesselam: "Babana bedel haccet!" buyurdu ve ilave etti: "Nezir orucu da boyle, ona bedel kaza edilir."

HAYATTA OLAN GUCSUZE BEDEL HACC

6845 - Husayn Ibnu Avf radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! Babama hacc farz oldu. Ancak binek uzerinde baglanmadikca hacc yapmaya muktedir degil!" dedim. Aleyhissalatu vesselam bir muddet sukut buyurup sonra: "Babana bedel haccet!" buyurdular."

MIKAT YERLERI

6846 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bize hitap ederek buyurdular ki: "Medine halkinin ihrama girecegi yer Zulhuleyfe'dir. Sam halkinin ihrama girecegi mikat yeri Cuhfe'dir. Yemenlilerin mikat yeri Yelemlem'dir. Necid ahalisinin mikat mahalli Karn'dir. Dogu (yani Irak) ahalisinin mikat yeri Zat-i Irk'dir." Aleyhissalatu vesselam sonra, mubarek yuzlerini dogu taraftaki ufka cevirdi ve: "Allahim onlarin (dogudakilerin) kalplerini Islam'a cevir" diye dua etti."

IHRAM

6847 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Ben (Zulhuleyfe'deki) agacin yaninda, Resulullah'in bindigi devesinin sefinelerinin (yani cokuk iken yere degen uzuvlarinin) yaninda idim. Deve ayaga kalkip dogrulunca, Aleyhissalatu vesselam: "Allah'im! Umre ve hacca beraber niyet ederek davetine icabet ediyorum! Emrine amadeyim!" buyurdular. (Yani o zaman ihrama girdiler). Bu (ihrama girme isi) Veda haccinda idi."

IHRAMLIYA GOLGELIK

6848 - Hz. Cabir Ibnu Abdillah radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah rizasi icin gununu, aksama kadar, gunes altinda telbiye cekerek geciren hicbir muhrim (hacc veya umre icin ihrama giren) yoktur ki gunahlari gunesle beraber batmasin ve annesinin kendisini dogurdugu (gunahsiz) sekle donmesin."

HACCDA IHRAMDAN CIKMA SARTI

6849 - Ebu Bekr Ibnu Abdillah Ibnu'z-Zubeyr radiyallahu anhuma buyuk annesinden -ravi der ki: Bu buyukanne Esma Bintu Ebi Bekr midir, yoksa Su'da Bintu Avf midir bilemiyorum- naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Duba'a Bintu Abdilmuttalib'in yanina girmisti, ona: "Ey halacigim seni hacc yapmaktan alikoyan mani nedir?" diye sordu. Halasi: "Ben hastalikli bir kadinim, (hastaligimin hacc menasikini yapmama) engel olmasindan korkuyorum" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam: "Ihrama gir, ancak (menasiki) ikmalden alikonuldugun yerde ihramdan cikmayi sart kos!" buyurdular."


6850 - Duba'a (Bintu Zubeyr Ibnu Abdilmuttalib) radiyallahu anha anlatiyor: "Ben hasta iken Resulullah aleyhissalatu vesselam yanima girdi ve (bana): "Sen bu yil hacca gitmek istemiyor musun?" buyurdular. Ben: "Ey Allah'in Resulu! Ben cidden hastayim" dedim. Aleyhissalatu vesselam: "Sen hacca git ve ihrama girerken: "(Allah'im!) beni hacc menakisini tamamlamaktan alikoydugun yerde ihramdan cikacagim" diyerekten niyet et!" buyurdular."


Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 6841-6850 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.