Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1191-1200 )

1191 - Hz.Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile (hacc ve umre icin ihrama girip) Mekke'ye giderdik. Ihram sirasinda alinlarimiza sukk denen bir tib surerdik. Birimiz terleyecek olsa, yuzune akardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunu gordugu halde (bize) onu(n surulmesini) yasaklamazdi."
Ebu Davud, Menasik 32, (1830).

1192 - Salt Ibnu Zubeyd (rahimehullah), ailesinin bazi fertlerinden naklen sunu rivayet etmistir: "Hz. Omer (radiyallahu anh) Secere nam mevkide iken, bir tib kokusu hissetti.
"Bu koku kimden geliyor?" diye sordu: Kesir Ibnu's-Salt:
"Bendendir, (sacimin dagilmamasi icin) surundum ve tiras olmamaya karar verdim" dedi. Hz. Omer (radiyallahu anh):
"Su birikintilerinden birine git, basini koku gidinceye kadar ovustur!" diye emretti. Kesir Ibnu's-Salt oyle yapti."
Muvatta, Hacc 20, (1, 329).

1193 - Muvatta'nin bir diger rivayeti, Eslem Mevla Omer'den: "Omer (radiyallahu anh), bir tib kokusu hissetmisti.
"Bu koku kimden?" diye sordu. Muaviye Ibnu Ebi Sufyan (radiyallahu anh):
"Ey mu'minlerin emiri! Bendendir!"diye cevap verdi. (Hz. Omer kizgin bir eda ile):
"Allah Allah! Senden mi?" diye cikisti. Hz. Muaviye:
"Bana Ummu Habibe surdu, ey mu'minlerin emiri!" (diye ozur) beyan etti. Hz. Omer:
"Allah askina geri don ve su surdugun seyi yika!" diye emretti."
Muvatta, Hacc 19.

1194 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den anlatildigina gore: "Ihramli iken Cuhfe'de olmus olan oglu Vakid'i kefenlemis, bu arada basini ve yuzunu orttukten sonra soyle demistir: "Eger ihramli olmasaydik, cenazeye tib de surerdik."
Muvatta, Hacc 14, (1, 327).

1195 - Nafi anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) ihram giyerek Mekke'ye muteveccihen yola ciktigi zaman, guzel kokusu olmayan bir yag ile yaglanirdi. Sonra Zulhuleyfe mecsidine gelir, orada (ihram icin iki rek'at) namaz kilar, sonra hayvanina binerdi. Devesi (ayaga kalkip) onu dogrultunca telbiyeye baslar ve soyle derdi: "Ben Resulullah'in boyle yaptigini gordum."
Buhari, Hacc 28; Muvatta, Hacc 32, (1, 333).

1196 - Tirmizi'nin bir rivayetinde soyle denir: "(Ibnu Omer) reyhanlanmamis bir yagla yaglanirdi." Yani kokulandirilmamis.
Tirmizi, Hacc 114, (962); Ibnu Mace, Menasik 88, (3083).

1197 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Ihramli reyhan koklayabilir, aynaya bakabilir. Yedigi zeytinyagi ve tereyagi ile tedavi olabilir."
Buhari, Hacc 18, (Bab basliginda, senetsiz olarak kaydetmistir).

1198 - Abdullah Ibnu Huneyn anlatiyor: "Ibnu Abbas ile Misver Ibnu Mahreme (radiyallahu anhuma) Ebva'da ihtilaf ettiler. Ibnu Abbas: "Muhrim basini yikar" dedi. Misver ise: "Hayir, yikayamaz!" dedi. Ibnu Abbas, beni Ebu Eyyub el-Ensari (radiyallahu anh)'ye gonderdi. Ben onu iki direk arasina gerilmis bir perde gerisinde yikaniyor buldum. Kendisine selam verdim.
"Kim o?" dedi. "Abdullah Ibnu Huneyn'im. Beni, size Ibnu Abbas gonderdi. Sizden, ihramli iken Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in basini nasil yikadigini soruyor" dedim. Bunun uzerine Ebu Eyyub (radiyallahu anh) elini perde (ipinin) uzerine koyup asagi dogru basti ve basi gorundu. Uzerine su doken birisine: "Dok!" dedi. O da doktu. Ebu Eyyub (radiyallahu anh) basini elleriyle ileri geri ovalayip:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i boyle yapar gordum" dedi."
Buhari, Cezais-Sayd 14; Muslim, Hacc 91, (1205); Muvatta, Hacc 4, (1, 323); Ebu Davud, Menaeik 38, (1840); Nesai, Hacc 27, (5,128-129); Ibnu Mace, Menaaik 22, (2934).
Muvatta disindaki rivayetlerde su ziyade mevcuttur: "Misver, Ibnu Abbas'a sunu soyledi: "Seninle bir daha munakasa etmiyecegim (ne dersen kabulum)."

1199 - Harice Ibnu Zeyd, babasi Zeyd (radiyallahu anh)'den naklediyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ihrama girmek cin soyundu ve yikandi."
Tirmizi, Hacc 16, (830).

1200 - Nafi anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) ihrama girmezden once ihram icin, Mekke'ye girmek icin, Arafat'ta vakfe icin yikanirdi."
Muvatta, Hacc 3, (1, 322); Buhari, Hacc 38.

Bir rivayette su ziyade vardir: "Ihrama girdi mi, basini sadece ihtilam oldugu zaman yikardi."



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.

----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 1191-1200 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.