Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 161-170 )

161 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Nikahim altinda bir kadin vardi ve onu seviyordum da. Babam Omer ise, onu sevmiyordu. Bana: "Bosa onu" dedi. Ben itiraz ettim ve bosamadim. Babam Omer (radiyallahu anh) Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek durumu arzetti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana: "Bosa onu" dedi.
Ebu Davud, edeb 129, (5138); Tirmizi, Talak 13, (1189). Tirmizi hadisin sahih oldugunu da belirtti.

162 - Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Baba cennetin orta kapisidir. Dilersen bu kapiyi terket dilersen muhafaza et" dedigini isittim.
Tirmizi, Birr, 3, (1901). Tirmizi, hadise "sahih" dedi.

163 - Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir kadin: "Ey Allah'in Resulu, ben anneme bir cariye tasadduk etmistim. Simdi annem oldu" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Sadaka yapmis olmanin) ecrini mutlaka alacaksin. Miras yoluyla cariye sana geri gelecek (tekrar senin olacak)" buyurdu. Kadin: "Ey Allah'in Resulu annemin bir aylik oruc borcu vardi, onun yerine tutabilir miyim?" diye sordu. "Annene bedel tut!" dedi. Kadin: "Ey Allah'in Resulu, annem hic haccetmedi, onun yerine hac yapabilir miyim?" diye sordu Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Evet, ona bedel haccet" buyurdu."
Muslim, Siyam 157, (1149); Tirmizi, Zekat 31 (667); Ebu Davud, Vesaya 12, (2877), Zekat 31, (1656).

164 - Esma Bintu Ebi Bekr (radiyallahu anha) anlatiyor: Henuz musrik olan annem yanima geldi. (Nasil davranmam gerekecegi hususunda) Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'den sorarak: "Annem yanima geldi, benimle (gorusup konusmak) arzu ediyor, anneme iyi davranayim mi?" dedim. "Evet" dedi, ona gereken hurmeti goster."
Buhari, Hibe 28, Edeb 8; Zekat 50 (1003); Ebu Davud, Zekat, 34, (1668);

165 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek: "Ben buyuk bir gunah isledim, buna tevbe imkanim var mi?" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Annen var mi?" diye sordu. Adam: "Hayir yok" dedi.
"Peki teyzen de mi yok?" dedi. Adam: "Hayir, var" deyince Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Oyle ise ona iyilik yap!" diye emretti."
Tirmizi, Birr 6, (1905).
Tirmizi el-Bera'dan kaydettigi diger bir hadiste su ziyadeye yer verir: "Teyze anne makamindadir."

166 - Ebu Useyd Malik Ibnu Rebi'a es-Saidi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam: "Ey Allah'in Resulu, anne ve babamin vefatlarindan sonra da onlara iyilik yapma imkani var mi, ne ile onlara iyilik yapabilirim?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Evet vardir" dedi ve acikladi: "Onlara dua, onlar icin Allah'tan istigfar (gunahlarinin affedilmesini) taleb etmek, onlardan sonra vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babasinin akrabalarina karsi da sila-i rahmi ifa etmek, anne ve babanin dostlarina ikramda bulunmak."
Ebu Davud, Edeb 129, (5142); Ibnu Mace, Edeb 2, (3664).

167 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i isittim, soyle diyordu: "Kisinin yapacagi en ustun iyiliklerden biri, olumunden sonra babasinin dostlarina sila-i rahimde bulunmasidir."
Muslim, Birr,11-13 (2552); Tirmizi, Birr, 5 (1904); Ebu Davud, Edeb 129, (5143).

168 - Omer Ibnu's-Saib'den rivayet edildigine gore, su haber kendisine ulasmistir: "Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) bir gun otururken sut babasi cikagelir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hurmeten, onun icin, giydigi seylerden birini serer ve uzerine oturtur. Az sonra sut annesi gelir. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) bunun icin de elbisenin diger tarafini serer, kadin uzerine oturur. Biraz sonra sut-oglan kardesi gelir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kalkarak onu da onune oturtur."
Ebu Davud, Edeb 129, (5145).

169 - Zeyd Ibnu Erkam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kim ebeveyninden birine bedel haccederse, bu haccla onun borcunu odemis olur. Bu durum semadaki ruhuna mujdelenir. Kisi, anne ve babasina karsi isyankar (akk) bile olsa (bu iyiligi sebebiyle) Allah'in nezdinde (iyi kullar meyaninda) yazilir."
Diger bir rivayette ise: "Babasi icin bir hacc, kendisi icin yedi hacc yazilir" denmistir.
Bu rivayeti Rezin tahric etti. Bu rivayet Heysemi'nin Mecmau'z-Zevaid'inde, Taberani'nin Mu'cemu'l-Kebir'inden kaydedilmistir (3, 282).

EVLAD VE AKRABALARA IYILIK

170 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Yanima bir kadin girdi. Beraberinde iki kiz cocugu da vardi. Bir seyler istedi. Aksi gibi yanimda bir hurmadan baska bir sey yoktu. Onu verdim. Kadin aldi ve ikiye bolerek kizlarina taksim etti. Kendine pay ayirmadi. Cikip gittiler. Arkadan Resulullah (aleyhissalatu vesselam) girdi. Durumu ona anlattim. Dedi ki: "Kim bu sekilde kizlarla imtihan edilir o da onlara iyi davranirsa, kizlar, onun icin, atese karsi perde olurlar."

Buhari, Zekat 10, Edeb 19; Muslim, Birr 147, (2629); Tirmizi, Birr 13, (1916).



Kütüb-i Sitte, İslam dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerim’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buharî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Davud, Tirmizî, Nesai ve İbn Mace’nin sünen türündeki eserlerinden ibarettir.Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” manasına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” manasına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tabir olup, “altı kitap” anlamındadır.
.



----

Kütüb-i Sitte Hadis-i Şerif ( 161-170 ) - Kuran Hatim sayfasını izlemektesiniz.



Kur’an’ı Kerim

Allah tarafından gönderilen ilahi kitapların sonuncusu olan Kur’an’ı Kerim, son peygamber Hz. Muhammed’e (s.a.v.) indirilmiştir. Sözlükte toplamak, okumak, bir araya getirmek anlamına gelen Kur’an, terim olarak şöyle tarif edilir:

“Hz. Peygamber’e indirilen, mushaflarda yazılı olup, peygamberimizden bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş olan; okunmasıyla ibadet edilen ve insanlığın benzerini getirmekten aciz kaldığı “ilahi kelâm”dır.

İlahi Kitapların Özelliği


İlahi kitapların en büyük özelliği ve değeri şüphesiz onların Allah’ın sözlerinden ibaret olmalarıdır. Ancak bugün bu özellik sadece Kur’ân-ı Kerîm’e mahsustur. Zira diğer ilâhî kitaplar peygamberlerinden sonra insanlarca tahrifat ile karşı karşıya kalmış ve sonunda bir insanın kaleme aldığı kitaplar haline gelmişlerdir. Zâten Kur’ân-ı Kerîm’in gönderilmesinin bir sebebi de budur. Son vahyedilen ilahi kelam olan Kur’ân-ı Kerîm, kendisinden önce gönderilen ilâhî kitapların bilgi ve hikmetlerini de içeren en mükemmel ilahi kitaptır. Kur’an Son ilahi kitap olması itibarıyla da bizzat Allah’ın muhafazası altındadır. O, hiç değişmeden kıyamete kadar insanlığa kurtuluş ve huzur reçetesi olmaya devam edecektir.

KUR’AN’IN NÜZÛLÜ (İNDİRİLMESİ)


Kur’an-ı Kerim, Yüce Allah’tan Hz.Peygamber’e Cebrail aracılığıyla, vahiy yoluyla indirilmiştir. Kolayca ezberlenmesi, kısa zamanda insanlara ulaşması, manasının kolaylıkla anlaşılması, inançların ve hükümlerin müminlerin kalbinde yavaş yavaş kuvvetlenip kökleşmesi için Kur’an bir defada toptan indirilmemiş, yaklaşık yirmi üç senede, peyderpey indirilmiştir.

KURAN-I KERİM NASIL OKUNMALI? KURAN-I KERİM EN GÜZEL NASIL OKUNUR?

Kuran okurken dikkat edilmesi gerekenler

Kuran-ı Kerim'i doğru bir şekilde okumak için harflerin üzerilerindeki uzatmalarına ve mahreç yerlerine dikkat etmek oldukça önemlidir. Harflerin okunuşunu değiştiren medler yani uzatmalar kişinin Kuran-ı Kerim'i nağmeli okumasını sağlamaz. Nağmeli bir şekilde okumak demek, kişinin Kuran-ı Kerim'i okurken oluşturduğu güzel sesiyle dinleyicilerin gönlüne hitap etmesidir.

Nağmeli okunan bir ayet ise insanlara karşı Kuran-ı Kerimin daha fazla okunup, daha fazla dinlenmesini teşvik eder.